Parlamento tarafından desteklenen ve mülk sahipleri lehine olduğu düşünülen düzenlemeler, halkın büyük bir kısmı tarafından kabul görmedi. Bu durum, kiracı hakları ve mülk sahipleri arasındaki tartışmayı daha da derinleştirdi.

Önerilen düzenlemeler, mülk sahiplerinin kira bedellerinin mahalle veya bölge ortalamasına uygun olduğunu daha kolay kanıtlamalarını amaçlıyordu. Aynı zamanda kiracıların, taşındıktan sonra kira bedeline itiraz etmelerinin zorlaştırılması hedefleniyordu. Ancak, bu tasarılar hem SP, hem Yeşiller, hem de Mieterverband gibi grupların güçlü tepkisiyle karşılaştı. Bu gruplar, tasarıların kiracı haklarını kısıtladığını savunarak halkı bu düzenlemelere karşı harekete geçirdi.

Pazar günkü referandumun ardından, Parlamento içindeki dengeler de değişmeye başladı. Mitte Partisi, bu düzenlemelere olan desteğini sorgulamaya başladı. Partinin Fraksiyon Başkanı Philipp Bregy, halkın mesajını dikkate alarak, mevcut önerilerin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Benzer şekilde, parti başkanı Gerhard Pfister, halkın verdiği kararlardan ders çıkarılması gerektiğini vurguladı. Buna karşılık, FDP içinde bazı milletvekilleri, halkın kararına rağmen düzenlemelerin savunulması gerektiğini düşünüyor. Örneğin, FDP milletvekili Philippe Nantermod, "Değerlerimizi savunmak zorundayız, fikirlerimizden geri adım atmayacağız" diyerek bu tutumunu açıkça ifade etti.

Referandumun ardından Parlamento içindeki ittifaklar zayıflamış durumda. SVP, FDP ve Mitte Partisi arasında bu konuda oluşan birlik, halkın kararıyla birlikte çatırdamaya başladı. Bu durum, kiracı haklarıyla ilgili gelecek yasa tekliflerinin parlamentoda reddedilme olasılığını artırıyor. Özellikle Mitte Partisi, bu tür düzenlemelerin halkın desteğini almayacağı görüşünde. Öte yandan, mülk sahiplerini temsil eden Hauseigentümerverband (HEV) bile, bu tür tasarıların yalnızca kazanılabilir oldukları takdirde savunulması gerektiğini savunuyor.

Mart 2025’te Parlamento’da yapılacak tartışmalar, bu düzenlemelerin geleceği açısından belirleyici olacak. Yeni düzenlemelerin kabul edilip edilmeyeceği kadar, İsviçre’deki siyasi partiler arasındaki dengelerin nasıl şekilleneceği de merak konusu. Halkın pazar günü verdiği mesaj, yalnızca yasa tekliflerini değil, siyasetin genel işleyişini de yeniden düşünme gerekliliğini gündeme getirdi. Özellikle kiracı haklarının korunması ile ekonomik dengenin sağlanması arasındaki dengeyi bulmak, tüm taraflar için bir öncelik haline geldi.