Birçok bölgede personel artışıyla bu sorunun önüne geçilmeye çalışılsa da köklü bir çözüm hala bulunabilmiş değil. Konuyla ilgili bir kitap yazan Ceza Hukuku Uzmanı Sven Zimmerlin, sorunların kaynağını analiz ederken çözüm önerilerini de sunuyor.
Zimmerlin’e göre en büyük sorunlardan biri, süreçlerin çok karmaşık hale gelmesi: “Süreç hukuku artık o kadar detaylı ki, sanıkların ve mağdurların haklarının genişletilmesi uygulamada ciddi zorluklara yol açıyor.” İsviçre’deki ceza davalarında, dava öncesi aşamada bile polis ve savcılığın kararlarına karşı sürekli şikayette bulunulabiliyor. Zimmerlin, bazı davalarda 17 farklı şikayetle sürecin uzadığını belirtiyor. Bu tür itirazlar davaların gecikmesine ve mahkemelerin daha fazla yük altında kalmasına neden oluyor.
Yalnızca karmaşık ekonomik suçlar değil, basit ceza davaları bile yıllarca sonuçlanmıyor. Orta dereceli suçlarda bile avukatlar iki yıl boyunca karar beklemek zorunda kalabiliyor. Zimmerlin, bu durumun sadece yargı makamlarını değil, avukatları da olumsuz etkilediğini vurguluyor.
Zimmerlin, çözüm için bazı hakların sınırlandırılması gerektiğini savunuyor: “Zorunlu olan haklar korunmalı, ancak gereksiz başvuru yolları azaltılmalı.” Ayrıca küçük çaplı suçların her koşulda kovuşturulmasının zorunlu olmaması gerektiğini belirtiyor. “Savcılıklara, hangi davaların peşinden gidileceği konusunda daha fazla özgürlük tanınmalı. Bu, kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlayabilir” diyor.
Adalet sisteminin sürdürülebilir şekilde rahatlatılması için kapsamlı bir reform gerektiğini savunan Zimmerlin, yasa koyucuların ceza hukukunun amacını net bir şekilde belirlemesi gerektiğini ifade ediyor.