Sylvie Schenk: "Bir Mutluluk Beklerken"

Sylvie Schenk'in "Maman"ı 2023'te Alman Kitap Ödülü kısa listesindeydi ve o zamandan beri artık tanınmayan bir isim değil. Yazarın son kitabı "Bir Mutluluk Beklerken"de, baş karakter Irène hastanede yatmakta ve ölmüş kocasına dair anılar ile doktorlar, bakım personeli ve diğer hastalarla yaşanan günlük karşılaşmalar, şimdiki zamanı şekillendiriyor. Kitap, sevgi, hayat, kader darbeleri ve hatta edebiyat gibi büyük temaları ele alıyor. Schenk, ağır konuları hafif ve mizah dolu, felsefi ama aynı zamanda erişilebilir bir dille işliyor. Uzun süre akılda kalan kitaplar yazıyor.

Fang Fang: "Çiçek Dolunay"

Çinli yazar Fang Fang'ın bu romanı, toplumsal altüst oluşları, bireysel tutkuları ve komünist Çin'de hayatta kalmayı konu alıyor. Üst sınıf bir ailenin kızı olan Hua Manyue, kumarhanede o kadar inatla Mahjong oynar ki, 1949'daki komünist devrimden kaçmayı kaçırır. Yeni toplumda bir suçlu sayılan Manyue, gizlenmek ve eski faytoncusuyla evlenip on yıllar boyunca büyük yoksulluk içinde yaşamak zorunda kalır. Ta ki yeni bir politik dönüşüm, kimliğini ortaya çıkarana kadar. Fang Fang, hayatta kalma mücadelesiyle şekillenen bir toplumu resmederken, 20. yüzyıl Çin politikasının insanlık dışı yönlerini de hedef alıyor. Etkileyici bir okuma!

Nora Gomringer: "Çocuk Ölümü Kobay Üzerinde Öğrenir"

Alman-İsviçreli şair Nora Gomringer, bu düzyazı metnini alt başlıkta bir "Nachrough" (kaba bir ağıt/nekrolog) olarak adlandırıyor. Bu, annesine sert bir ağıt ve ünlü babasıyla (somut şiirin kurucusu) olan hayatına sert bir bakış. Gomringer, deha, patriyarkal yapı ve kronik sadakatsizlik arasında gidip geliyor. "Çocuk Ölümü Kobay Üzerinde Öğrenir", roller, hayatın anlamı, sanat ve ölüm üzerine büyüleyici bir metin. Ağır temalarına rağmen kitap harika akıyor; çekici, küstah ve gösterişli.

Paul Lynch: "Denizin Ötesinde"

İrlandalı Booker Ödüllü yazar Paul Lynch, bu ağır ve nefes kesici macera romanında hayatta gerçekten neyin önemli olduğu sorusunu ele alıyor. Kitap, bir fırtınanın ardından aylarca Pasifik'in enginlerinde yönsüz bir şekilde sürüklenen ve acımasız doğanın insafına terk edilen iki Meksikalı balıkçının hikayesini anlatıyor. Lynch, bu kurmaca düzeni, insan doğasını çıplak haliyle gözler önüne sermek için antropolojik bir laboratuvar olarak kullanıyor. Elde ettiği bulgular rahatsız edici – ama sonunda uzlaştırıcı.

Elisa Shua Dusapin: "O Zaman Ayrılmazdık"

Juralı yazar Elisa Shua Dusapin'in bu romanı, uzun bir ayrılıktan sonra iki kız kardeş arasındaki yeniden yakınlaşma ve değişen dinamiklerin ortaya çıkışını ele alıyor. New York'ta senarist olan Agathe, on beş yıl sonra, kız kardeşi Véra ile birlikte aile evini boşaltmak için Fransa'daki Périgord'a döner. Dokuz gün boyunca ikisi yakınlık arar – ama mesafeyle karşılaşır. Çocukluk ve sessizliğe dair eski anılar su yüzüne çıkar. Çünkü Véra altı yaşından beri konuşmamaktadır. Dusapin, iki kız kardeşin kırılgan ilişkisi üzerine büyük yoğunlukta bir oda oyunu sahneliyor. Üslubu kısa, dolaylı ve duraklamalarla dolu. Söylenmeyen, duygular için bir yankı alanı haline geliyor. Fransızca konuşulan dünyada coşkuyla karşılanan, sessiz ve etkileyici bir roman.