Valais ve Ticino gibi kantonlarda belediyeler tarafından verilen inşaat izinleri, kantonal yönetimlerin müdahalesiyle geçersiz sayıldı ve birçok evin yıkılması gerektiği bildirildi.

Onaylı Evler Yıkılıyor: Mülk Sahipleri Şokta

İsviçre'nin Val Colla bölgesinde yaşayan Zürichli bir aile, 20 yıl önce noterden tasdiklenmiş tapular ve belediye izniyle satın aldığı eski bir çiftlik evini ve yan binalarını restore etti. Yenileme çalışmaları için hayat birikimini harcayan ve 700.000 İsviçre frangı değerinde ipotek alan Trachsel, her şey yolunda giderken bir anda Lugano yetkililerinin verdiği kararla büyük bir şok yaşadı.

Ailenin evinin bulunduğu Certara belediyesi, Lugano kenti ile birleşince yerel yönetim evinin "yasal olmayan bir bölgede" olduğunu tespit etti. Kanton yetkilileri, belediye tarafından verilen ruhsatların geçersiz olduğunu belirterek, yapının yıkılmasını emretti. Tüm itirazlarına rağmen, 280.000 İsviçre frangı tutarındaki yıkım masrafını ödemesi gerektiği bildirildi. Şu an yalnızca emeklilik maaşı ile geçinen Aile, iflasın eşiğinde olduğunu belirtti.

Morgins’te Benzer Mağduriyet: 30 Yıllık Dağ Evi Yıkılacak

Benzer bir durum Valais kantonunda da yaşanıyor. 30 yıl önce belediyeden aldığı onayla ailesine bir dağ evi inşa eden spor dünyasının tanınmış isimlerinden Bernard Dubosson, aynı gerekçeyle evinin yıkılması kararıyla karşı karşıya kaldı. Dubosson, tüm izinleri belediyeden aldığını ve bu evin tamamen yasal olduğunu savunarak karara karşı dava açtı. Mahkeme süreci devam ediyor.

Valais Kantonal İmar Komisyonu Başkanı Sara Martinez-Bravo ise bu tür olayların nadir yaşandığını belirterek, "Bu kararlar ağır vakalar için geçerli. Her dosya titizlikle inceleniyor ve mevcut yasalar çerçevesinde en iyi şekilde çözülmeye çalışılıyor" dedi.

Yeni Yasayla Gelecekteki Belirsizlikler Önlenebilir mi?

Bu tür mağduriyetlerin önüne geçmek için İsviçre’de yeni bir İmar Yasası’nın (RPG2) 2025 yılı içinde yürürlüğe girmesi bekleniyor. Yeni düzenleme, özellikle yapılaşmaya kapalı bölgelerde bulunan eski dağ evlerinin akıbetini netleştirmeyi hedefliyor. Ancak mevcut mağduriyetler için bir çözüm olup olmayacağı belirsizliğini koruyor.