
Ayrıca, derin su katmanlarında da benzer bir ısınma gözlemlendi; son 11 yıl içinde derin sulardaki sıcaklık 1,1 derece arttı. Bu sıcaklık artışı, gölün ekosistemi üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve bölgedeki su yönetimi stratejilerini etkileyebilir.
Endişe verici oksijen seviyeleri
Cenevre Gölü'nün oksijen dengesi de ciddi bir tehdit altında. CIPEL, göldeki kış sirkülasyonunun on birinci kez tam olarak gerçekleşemediğini belirtti. Kış sirkülasyonunun tam yapılması, gölün derinliklerine oksijen taşıyarak, su kolonundaki besinlerin dağıtılması için kritik öneme sahiptir. Yüksek kış sıcaklıklarının etkisiyle bu durum daha da kötüleşti ve derin su bölgelerinde oksijen seviyelerinin "endişe verici" seviyelere düştüğü ifade edildi. Bu bölgelerdeki oksijen yoğunluğunun, İsviçre'nin su koruma yönetmeliği tarafından belirlenen kalite sınırlarının "çok altında" olduğu bildirildi.
İklim değişikliğine bağlı ekosistem tehditleri
Cenevre Gölü ekosisteminin iklim değişikliğine karşı artan bir hassasiyet gösterdiğine dikkat çekildi. Özellikle, alabalık türü corégone (féra) ve perçenin üreme döngülerinde, su sıcaklıklarındaki artış nedeniyle mevsimsel değişiklikler görülüyor. Aynı şekilde, zooplankton nüfusları da azalmaya devam ediyor. Bununla birlikte, mikro kirleticilerin göl suyundaki konsantrasyonları, tarım ve atık su yönetiminde yapılan ortak çabalar sayesinde azalma eğiliminde. Ancak plastik kirliliği hala büyük bir sorun teşkil ediyor, özellikle sentetik elyaflardan oluşan yüksek seviyelerdeki kirlilik dikkat çekiyor.
Cenevre Gölü'nün korunması için ortak eylem çağrısı
İklim değişikliğinin etkilerine karşı Cenevre Gölü, bölge için stratejik bir kaynak olmaya devam ediyor. Göl suyunun kalitesinin ve ekosisteminin korunabilmesi için tüm ilgili aktörlerin "ortak bir eylem" içinde olması gerektiğini vurgulanıyor.