Fletcher, Gazze halkının açlık, susuzluk ve barınma kriziyle baş başa bırakıldığını belirtti.

BM Güvenlik Konseyi’nde Gazze’deki insani tabloya ilişkin düzenlenen toplantıda konuşan Fletcher, “Başlamadan önce sizlerden, Gazze’de her gün yaşanan 21. yüzyıl vahşetine karşı ne yaptığınızı düşünmenizi rica ediyorum” dedi.

Fletcher, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarında sivillere bilinçli bir şekilde insanlık dışı koşullar dayattığını savundu. Gazze’ye 10 haftayı aşkın süredir ne gıda, ne ilaç, ne su ne de çadır girebildiğini vurgulayan Fletcher, yüz binlerce Filistinlinin zorla yerinden edildiğini ve bu insanların Gazze’nin daralan bölgelerine sıkıştırıldığını aktardı. Gazze topraklarının %70’inin ya İsrail’in askeri kontrolünde ya da tahliye emri altında olduğunu söyledi.

Fletcher, bölgede yaşayan 2,1 milyon kişinin açlık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını belirtti. Zaten çökmüş olan sağlık sistemine yönelik saldırıların aralıksız sürdüğüne dikkat çekti.

Gazze’de yaşanan ölümlerin kalıcı izler bıraktığını dile getiren Fletcher, bir hemşirenin ifadelerine atıfta bulunarak “Çocuklar, yanan giysileri derilerinden soyulurken çığlık atıyor” dedi ve bu tabloya rağmen bazı devletlerin yalnızca “Elimizden geleni yaptık” demekle yetindiğini ifade etti.

Fletcher, BM’nin yardım ekiplerinin sınırlarda beklediğini ancak İsrail’in geçişe izin vermediğini söyledi. İsrail’in, Gazze’yi boşaltma hedefini sivillerin yaşamının önüne koyduğunu belirtti ve bu tutumun bazı İsrailli bakanlarca açıkça savunulduğunun altını çizdi. Fletcher, “Buna karşılık siz ne yapıyorsunuz?” diye sordu.

İsrail’in, yardımları siyasi ve askeri hedeflerine ulaşmak için araç haline getirdiğini belirten Fletcher, açlığı bir pazarlık aracı olarak kullandığını ifade etti. BM’nin, İsrailli yetkililerle yardım girişleri için 12 kez temas kurduğunu ancak hiçbir somut ilerleme sağlanamadığını söyledi.

Şiddetin yalnızca Gazze ile sınırlı kalmadığını, Batı Şeria’da da korkunç boyutlara ulaştığını dile getiren Fletcher, burada da ağır silahlar, aşırı güç kullanımı ve zorla yerinden etmelerin devam ettiğini söyledi. Yasa dışı yerleşimlerin arttığını, mülteci kamplarının boşaltıldığını vurguladı.

Son zamanlarda 13 yaşındaki bir kız çocuğu ile 3 yaşındaki erkek kardeşinin yerleşimciler tarafından kaçırıldığını ve ağaca bağlı şekilde bulunduklarını aktaran Fletcher, bu örnek üzerinden Konsey’e seslenerek “Bu çocuklara ne diyeceğiz? Elimizden geleni yaptık mı?” dedi.

Fletcher, Güvenlik Konseyi’ne çağrıda bulunarak, Filistin’de hayatını kaybeden ve susturulan insanların sesi olunması gerektiğini söyledi. “Soykırımı önlemek ve uluslararası insani hukuku korumak için artık kararlı bir adım atacak mısınız?” diye soran Fletcher, İsrail’in hukuk tanımaz tutumunun onlarca yıllık ilerlemeleri tehdit ettiğini belirtti.

Konuşmasının sonunda, insanlığın, hukukun ve aklın üstün gelmesi gerektiğini vurgulayan Fletcher, “Bu Konsey bu mücadeleyi kazanmalı. Bu duruma son verilmesini talep edin. Silah desteğini durdurun. Hesap sorulmasını sağlayın” ifadelerini kullandı.