Yeni Şansölye Friedrich Merz’in önümüzdeki hafta görevine başlamasıyla birlikte, sınır güvenliğine yönelik yeni politikaların devreye girmesi bekleniyor. Konuyla ilgili açıklamalar, gelecek kabinede Şansölyelik Dairesi Başkanlığı görevini üstlenecek olan Thorsten Frei tarafından yapıldı.

Frei, yaptığı açıklamada yeni tedbirlerin 6 Mayıs itibarıyla geçerli olacağını belirtti. Ancak alınacak önlemlerin Avrupa Birliği yasalarıyla ne derece uyumlu olduğu ve Brüksel’den nasıl bir tepki geleceği henüz belirsizliğini koruyor.

Funke Medya Grubu’na konuşan Frei, “6 Mayıs’tan itibaren Almanya’ya yasa dışı giriş yapmaya çalışan herkes, sınırda durdurulacak. Kimlik denetimleri daha da genişletilecek ve yoğunlaştırılacak,” ifadelerini kullandı.

Sosyal Demokrat Parti (SPD), Merz’in merkez sağ CDU/CSU ittifakı ile kurduğu koalisyona katılmayı çarşamba günü onayladı.

Frei açıklamasında, “Hiç kimse keyfi olarak istediği ülkede sığınma başvurusu yapamaz. Avrupa hukukuna göre bu başvurular, kişinin ilk giriş yaptığı ülkede yapılmalı. Bu ülke ise çoğu zaman Almanya olmuyor,” dedi.

Mevcut yasalara göre Almanya, geçerli seyahat belgelerine sahip olmayan kişileri sınırdan geri çevirebiliyor. Ancak sığınmacı statüsündekiler için 1951 Mülteci Sözleşmesi, AB iltica düzenlemeleri ve Alman İltica Yasası gibi uluslararası ve ulusal mevzuatlar geçerliliğini koruyor. Bu düzenlemeler, iltica başvurusu yapan kişilerin ülkeye kabul edilip başvurularının değerlendirilmesini zorunlu kılıyor.

Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Almanya, kara sınırlarında geçici kontroller uygulamaya başlamış ve bu kontroller daha sonra uzatılmıştı. Ancak bu adım özellikle Polonya'nın tepkisine neden olmuştu. Polonya Başbakanı Donald Tusk, bu uygulamanın Schengen bölgesinin temel prensipleriyle çeliştiğini ifade etmişti.

Buna karşılık, Avusturya gibi bazı komşu ülkeler ise Almanya tarafından geri çevrilen sığınmacıları kabul etmeyeceklerini belirtmişti.

Sınır kontrollerinin sürdürülmesi ve sığınmacıların geri çevrilmesine yönelik kararın, Avrupa Komisyonu ve diğer AB üyeleri tarafından nasıl karşılanacağı henüz bilinmiyor. Komisyon, geçmişte de bu tür "geri itme" uygulamalarının AB hukukuna aykırı olduğunu vurgulamış, tüm sığınmacıların eşit başvuru hakkına sahip olması gerektiğini dile getirmişti.

Frei, Almanya’nın Fransa, Avusturya ve Polonya gibi ülkelerle yeni önlemler konusunda koordinasyona başladığını ve bu politikanın geniş çapta destek gördüğünü savundu.

Brüksel, yalnızca göçmen akınlarının başka devletlerce kasıtlı olarak yönlendirildiği durumlarda sığınma hakkının geçici olarak askıya alınmasına izin veriyor. Ancak bu durum şu an Almanya için geçerli değil.

Yeni hükümetin, göç politikalarında “kontrol ve sınırlama” ilkesini benimseyerek köklü bir değişim hedeflediğini belirten Frei, özellikle Afganistan ve Suriye’ye geri gönderme konularında Avrupa genelinde anlaşmalar yaptıklarını söyledi.

Koalisyon protokolüne göre kalıcı sınır kontrolleri veya belgesiz göçmenlere yönelik kapsamlı giriş yasakları planlanmıyor. Bunun yerine, başka bir AB ülkesinde kayıtlı olan sığınmacıların Almanya’ya girişlerinin reddedilmesi öngörülüyor.

Bu önlemlerin, komşu ülkelerle tam bir iş birliği içinde hayata geçirilmesi gerektiği vurgulanırken, SPD bu konuda açık rızayı şart koşuyor. CDU ise bu tür bir koşulu gereksiz gördüğünü daha önce belirtmişti.