Bu eylem, parlamento yönetimi tarafından siyasi mesaj içerdiği gerekçesiyle uygun bulunmadı.

Oturumu yöneten Federal Meclis Başkanı Julia Klöckner, konuşması sırasında milletvekillerine meclis kuralları gereği siyasi mesaj içeren kıyafetlere izin verilmediğini hatırlattı.

Klöckner, “Kıyafetlerde çıkartmalar ya da herhangi bir siyasi simgenin yer almaması konusunda mutabıkız. Bu Meclis’in açık kurallarındandır,” diyerek, Köktürk’ten tişörtünü değiştirmesini talep etti. Ancak Köktürk bu talebe uymayınca Klöckner, milletvekilinden salonu terk etmesini istedi.

Köktürk daha önce de benzer bir durumla gündeme gelmişti. Milletvekili olarak yemin ettiği gün, Filistin puşisi tarzında bir eşarp takması bazı muhafazakâr siyasetçiler tarafından eleştirilmiş, hatta bu tarz sembollerin yasaklanması talep edilmişti.

Söz konusu olay sonrası sosyal medya platformu X’te bir paylaşım yapan Köktürk, “Almanya İsrail’e silah göndermeye devam ediyor ama öldürülen ya da yaralanan 50 binden fazla çocuk hakkında tek kelime edilmiyor. Tişörtümde ‘Filistin’ yazdığı için Meclis’ten çıkarıldım. Hepiniz büyük bir insani sınavda sınıfta kaldınız,” ifadelerini kullandı.

Federal Meclis’in yazılı bir kıyafet yönetmeliği bulunmasa da üyeler ve ziyaretçilerden parlamentonun ciddiyetine uygun şekilde giyinmeleri bekleniyor. Bu kuralların uygulanıp uygulanmaması ise oturum başkanının inisiyatifinde.

Daha önce de benzer durumlar yaşanmıştı. Örneğin, 2017 yılında bir okul gezisinde Meclis’i ziyaret eden 13 yaşındaki bir kız çocuğundan, "Mülteciler Hoş Geldiniz" yazılı tişörtünün fermuarını kapatması istenmişti. 2009 yılında "Savaşma, seviş" mesajı taşıyan bir tişört nedeniyle bir öğrenci durdurulmuştu. Milletvekili Marcel Bauer de siyah beresini çıkarmayı reddettiği için iki kez Meclis salonundan çıkarılmıştı.

Bu gelişmeler, Alman parlamentosunda kişisel ifadenin ve siyasi sembollerin sınırları üzerine süregelen tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.