Turgut

Dünya hızla değişirken Avrupa, uzun yıllardır ABD'nin güvenlik şemsiyesi altında yürüttüğü politikanın artık yeterli olup olmadığını sorgulamak zorunda kalıyor. NATO’nun geleceği belirsizleşirken, ABD’nin Avrupa’ya olan desteğinin azalması kıtanın kendi savunmasını güçlendirmesi gerektiğini gösteriyor. 

Değişen küresel dengeler, Türkiye’yi Avrupa için vazgeçilmez mi kılıyor?

Özgür

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, her geçen gün hayatımıza daha fazla entegre olan yapay zeka (AI) destekli çeviri programları, iletişim şeklimizi köklü bir şekilde değiştirmeye devam ediyor. Özellikle çok dilli yaşamın ön planda olduğu İsviçre gibi bir ülkede, bu tür teknolojilerin faydaları oldukça belirgin. 

Çok dilli İsviçre'de AI destekli çeviri programları

Hülya

Bir iş kurmak heyecan verici bir yolculuktur. Aynı zamanda belirsizliklerle karşılaşmak, zorlukların üstesinden gelmek ve fırsatları değerlendirmek demektir. 

Beş Yaygın Girişimci Hatası

Ferah

Merhaba, bugün sizlerle memleket özlemi üzerine konuşmak istiyorum. Yeni bir ülkeye alışmak, farklı bir kültüre adapte olmak derken zaman hızla akıp gidiyor. Günlük hayatın telaşına kapılsak da içimizde hep aynı tanıdık duygu var: Türkiye özlemi. 

İsviçre’de yaşarken Türkiye’yi özlemek

Fransa'da düzenlenen Cannes Film Festivali'nde Türk asıllı Alman yönetmen Fatih Akın'ın yönettiği "Solgun" adlı filmin başrolünde yer alan Diane Kruger en iyi kadın oyuncu seçildi.

70. Cannes Film Festivali’nde ödüller dün gece Cannes Festivaller Sarayı’nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu.

Jüri başkanlığını Pedro Almodovar’ın yaptığı jüri, tercihini İsveçli yönetmen Ruben Östlund’ın yönettiği ‘The Square’den yana kullandı. ‘Turist’le tanınan Östlund’un yönettiği kara komedi bir müze müdürüne odaklanıyor.

Monica Bellucci’nin sunduğu törende En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü ise Fatih Akın’ın yönettiği ‘Aus Dem Nichts (Solgun)’deki performansıyla Diane Kruger kazandı. Anons sırasında Fatih Akın'ın sevinci görülmeye değerdi.

<a href="https://www.pusulaswiss.ch/wp-content/uploads/2017/05/cannes1.jpg"><img class="aligncenter size-full wp-image-14250" src="https://www.pusulaswiss.ch/wp-content/uploads/2017/05/cannes1.jpg" alt="" width="700" height="394" /></a>

Kruger konuşmasında, “Fatih, kardeşim, bana güç verdin” dedi.

Lynne Ramsey’in yönettiği ‘You Were Never Here’, hem senaryo ödülü alıp hem başroldeki Joaquin Phoenix’e En İyi Erkek Oyuncu Ödülü kazandırdı.

Festivalin Altın Palmiye ödülü, İsveçli yönetmen Ruben Östlund'un "The Square" adlı filmine verildi.

Yunan yönetmen Yorgos Lanthimos'un "Mise à Mort du Cerf Sacré" isimli filmi en iyi senaryo ödülüne layık görüldü.

Jüri Özel Ödülü de Rus yönetmen Andrei Zviaguintsev'in "Nelyubov" filmi aldı.

Büyük Ödül'e Fransız yönetmen Robin Campillo'nun "120 battements par minute" isimli filmi layık görülürken, en iyi yönetmen ödülü "Les proies" isimli filmi ile Amerikalı yönetmen Sofia Coppola'ya verildi.

Cannes Film Festivali'nde ödüller sahiplerini buldu

İsviçre denince akla çoğunlukla huzur, düzen ve doğa harikası manzaralar gelir. Ancak bu sakinliğin ardında giderek daha popüler hale gelen bir edebi tür gizlidir: İsviçre polisiye romanları. 

<p>Son yıllarda özellikle Almanca konuşulan bölgelerde bestseller listelerinde üst sıralarda yer alan yerli polisiye yazarlar, hem ülke içinde hem de yurtdışında büyük ilgi görüyor. Peki İsviçre polisiyesini bu kadar özel ve çekici kılan nedir?</p><h3>Suçun manzarası: Cennet görünümlü cehennem</h3><p>İsviçre polisiye romanlarının en dikkat çekici özelliklerinden biri, olayların geçtiği bölgesel ve doğal mekânlar. Engadin, Appenzell ya da Chur gibi yer isimleri artık sadece turistik değil, aynı zamanda edebi çağrışımlarla da öne çıkıyor. Örneğin yazar Philipp Gurt, son romanı <i>Todesengel</i>'i Chur Eski Kenti ve Crestasee Gölü'ne yerleştiriyor. Gurt’a göre:</p><blockquote><p>“Brutal şiddet ile pastoral güzelliğin yan yana varlığı, özgün bir gerilim yaratıyor.”</p></blockquote><p>Bu tür “Regionalkrimis” yani bölgesel polisiye romanlar, okura tanıdık yerlerde geçen olaylar sunarak yakınlık, aidiyet ve gerçeklik hissi veriyor. Kültür araştırmacısı Thomas Barfuss, bu eğilimi İsviçre’de artan yerelcilik trendiyle açıklıyor:</p><blockquote><p>“Nasıl ki bölgesel ürünler mutfakta revaçtaysa, edebiyatta da öyle.”</p></blockquote><h3>Sadece kurgu değil: Gerçek suç hikâyelerine ilgi artıyor</h3><p>İsviçre polisiye edebiyatında yalnızca kurguya değil, True Crime (gerçek suç hikâyeleri) türüne olan ilgi de hızla artıyor. Özellikle eski mahkeme muhabiri Christine Brand'in yazdığı romanlar, gerçeğe dayanan anlatılarıyla büyük yankı uyandırıyor.<br>Forensik psikolog Monika Egli-Alge'ye göre, insanların bu tür olaylara ilgisi oldukça doğal:</p><blockquote><p>“Karanlık taraflara olan merak, insan doğasının bir parçası.”</p></blockquote><h3>Glauser ve Dürrenmatt: İsviçre polisiyesinin iki büyük ustası</h3><p>İsviçre polisiye edebiyatının kökleri ise 19. yüzyılda yazılan gerçek suç anlatılarına kadar uzanıyor. Ancak türün modern anlamda gelişimi, Friedrich Glauser ve Friedrich Dürrenmatt ile başlıyor.</p><ul><li>Glauser, <i>Wachtmeister Studer</i> adlı Berner polis figürüyle, insan psikolojisine odaklanan yoğun atmosferli metinler kaleme aldı.</li><li>Dürrenmatt ise özellikle <i>Das Versprechen</i> adlı eseriyle polisiye türünü felsefi sorgulamalara açtı. Suçun mantıkla çözülemediği, tesadüfün kaderi belirlediği bir dünya sundu.</li></ul><p>Dürrenmatt, bu kitabın alt başlığını “Bir polisiye roman için ağıt” olarak belirlemişti.</p><h3>Hunkeler ve sonrası: Modern İsviçre dedektifleri</h3><p>Bu iki büyük ismin ardından, Hansjörg Schneider'in yarattığı <i>Kommissär Hunkeler</i> karakteri, modern İsviçre polisiyesinin bir başka önemli halkasını oluşturdu. Glauser ve Dürrenmatt’tan esinlenen bu karakter, teknoloji karşıtı, melankolik ama keskin zekâlı bir profil sunuyor.</p><p>Ancak artık tek tipleşmiş erkek dedektif figürünün yerini, farklı cinsiyetlerden, ekip çalışmasına dayanan daha çeşitli karakterler alıyor. Polisiye türü ajan hikâyeleri, casusluk romanları, mizahi polisiyeler gibi alt türlerle zenginleşmiş durumda.</p><h3>Tipik bir İsviçre polisiyesi var mı?</h3><p>İsviçre Krimi Arşivi’nin kurucusu Paul Ott’a göre, tek bir tipik İsviçre polisiyesi tanımı yapmak mümkün değil. Bölgesel bağlamlar, farklı karakterler, gerçek olaylardan ilham alınan anlatılar ve felsefi boyutlar bu türü oldukça çok yönlü hale getiriyor.</p><p>Belki de cevabı, Ott’un şu sözü özetliyor:</p><blockquote><p>“Tipik İsviçre polisiyesi yok. Belki de onun tipik özelliği çeşitliliği.”</p></blockquote>

İsviçre polisiye romanlarının yükselişi: Alplerin gölgesinde cinayet hikayeleri

Nevruz, birçok ülkede özel bir yere sahip olan ve dünya çapında 300 milyondan fazla insan tarafından kutlanan, 3.000 yıllık bir gelenektir. Bu eski kutlama hakkında bilmemiz gereken ana noktalara bakacağız.

<p>Farsça Nevruz “yeni ve yeni gün” anlamına gelir. Bu kutlama, baharın başlangıcını vaat eder ve genellikle 20 veya 21 Mart arasında yer alan “ilkbahar ekinoksu” gününde anılır.</p><p>Aslında Nevruz, yılın doğumundan sonra genellikle birkaç gün ila iki hafta süren kutlamaların ve ritüellerin tamamını ifade eder.</p><h2>Takvimlerde nasıl yer alır?</h2><p>Nevruz, İran'da baharın başlangıcı ve yeni yılın başlangıcı anlamına gelir. Aslında güneş yılının devri olarak kabul edilir. İran gibi Afganistan da güneş yılının başlangıcını Nevruz olarak kutlar.</p><p>“Yıl devri” anının, Güneş'in Kuzey Yarımküre'deki bir karasal gözlemcinin görüşünden sıfıra eşit bir ekinoks noktasına ulaştığı ve astronomik hesaplama gerektiren an olduğu ve her yıldaki zamanın kesin ve saniyelere eşit olarak hesaplandığı an olduğu söylenir.</p><p>Yılın başlangıcı öğleden önce ve gündüzün ilk yarısında devrettiğinde, aynı gün İran güneş takviminin ilk günü olarak kabul edilir ve aksi takdirde o günün ertesi günü takvimin ilk günü olacaktır.</p><p>Buna göre, İran'da güneş yeni yılının devir anı 20 Mart 2025 Perşembe günü, 30 Mart 1403 güneş saatine eşit ve 12 ve 31 dakika 30 saniye öğlen (Orta Avrupa saati 10 ve bir dakika otuz saniyede) olacak, böylece 21 Mart 1404 güneş takvimi yılının ilk günü olacak.</p><p>Bu kesin astronomik hesaplamalar, İranlı bir astronom, şair ve filozof olan Ömer Hayyam tarafından yapıldı ve bu takvim “Celali Zaman Çizelgesi” olarak da adlandırıldı. Bu takvimin başlangıç ​​noktası Hicret'tir: Hz. Muhammed'in 622 yılında Mekke'den Medine'ye göç etmesidir.</p><h2>Nevruz bayramının tarihçesi</h2><p>Nevruz, 3.000 yıldan daha eski köklere sahiptir ve kökenleri Pers imparatorluğuna ve Zerdüşt takvimine dayanmaktadır.</p><p>Zerdüştler için Nevruz, dünyanın (Giti) ve insanlığın yaratılışını simgeler. Ahameniş döneminde festival, kralların elçileri karşıladığı ve geniş imparatorluklarından hediyeler aldığı Persepolis'te büyük bir ihtişamla kutlanırdı. Aslında, tarihi kanıtlar Persepolis'in birincil işlevlerinden birinin Nevruz kutlamalarına ev sahipliği yapmak olduğunu göstermektedir.</p><p>Ahameniş hanedanlığından önceki Zerdüşt dini, Nevruz geleneklerini şekillendirmede önemli bir rol oynamıştır.</p><p>Dayanıklılığı, güçlü sembolizminde yatmaktadır: Işığın karanlığa karşı zaferi ve hem doğada hem de insan ruhunda yeni başlangıçların vaadi.</p><h2>Nevruz kimler tarafından kutlanır?</h2><p>Bugün, dünya çapında 300 milyondan fazla insan Nevruz'u sadece yeni yılın başlangıcı olarak değil, aynı zamanda yaşamın bir kutlaması ve “aydınlığın karanlığa karşı zaferi” olarak kutluyor.</p><p>Başlangıçta İran, Afganistan, Türkiye ve Orta Asya halklarını (Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan, Kazakistan ve Kırgızistan dahil) bir araya getiren Nevruz, Kafkasya, Balkanlar ve diğer bölgelere yayılmıştır. Ortak bir gelenek, görenek ve değer mirasını bünyesinde barındırır ve Kürtler için özel bir öneme sahiptir.</p><p>Nevruz, 30 Eylül 2009 tarihinde UNESCO Somut Olmayan İnsan Mirası Listesi'nde Dünya Mirası Alanı olarak listelenmiştir.</p><p>2010 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararı ile 21 Mart'ı Uluslararası Nevruz Günü ilan etti. BM kararı, bu kutlamanın İran'ın kültürel sınırlarının ötesinde ve dünya barışını teşvik etme konusundaki öneminin altını çiziyor.</p><h3><strong>Nevruz sofrası</strong></h3><p>Haft-Sin, özellikle İran'da, Nevruz'un ana unsurlarından biridir. Masa örtüsü ustaca düzenlenmiştir ve isimleri Farsça “S” harfiyle başlayan yedi nesneden oluşur. Bu bileşenlerin her biri yaşamın farklı yönlerinin bir sembolüdür:</p><ul><li>Sabzeh (buğday veya mercimek filizi) yeniden doğuşu, bebekliği ve hayatı sembolize eder.</li><li>Samanu (buğday tohumundan yapılan tatlı bir puding) bolluğu ve bereketi temsil eder.</li><li>Senjed (Senjed ağacından kurutulmuş meyve) sevgiyi sembolize eder.</li><li>Seer (sarımsak) sağlık ve şifayı temsil eder.</li><li>Seeb (elma) güzelliği ve sağlığı sembolize eder.</li><li>Somāq (sumak) iyiliğin kötülüğe karşı zaferini ve yükselen güneşi sembolize eder.</li><li>Serkeh (sirke) sabrı, yaşlanmayı ve zamanın geçişini sembolize eder.</li></ul><p>Bu ana sembollerin yanı sıra, sümbül ve saat gibi Sin harfiyle başlayan diğer sembollerin yerleştirilmesi de yaygındır.</p><p>Masa örtüsü ayrıca aynalar ve şamdanlar ve renkli patlıcanlarla süslenir. Kırmızı balıklar da bu masa örtüsünde, on ikinci ve son takımyıldızın “Balık” veya Balık başlığı altında geçişini simgelemektedir.</p><h3><strong>Ateş Ritüelleri</strong></h3><p>Birçok bölgede insanlar, İran'da "Çaharşanbe Suri" veya "Kırmızı Çarşamba" gibi ateşle ilgili kutlamalara katılırlar.</p><p>Nevruz'dan önceki son Salı günü yapılan bu kutlama, ailelerin bir ateşin etrafında toplanıp üzerinden atlamasını içerir. Bu eylem, bahar mevsiminin sıcaklığını ve canlılığını kucaklayarak, arınmayı, yenilenmeyi ve geçmiş üzüntülerden kurtulmayı sembolize eder.</p><h3><strong>Geleneksel yiyecekler</strong></h3><p>Yemekler, Nevruz sırasında aile ve arkadaşlar arasında özel yemekler hazırlanarak paylaşıldığı için hayati bir rol oynar. İran'da aileler, Nevruz'un ilk gününde sebze pilavı ve sabzi polow (otlu pilav) gibi yemeklerin tadını çıkararak baharın gelişini kutlarlar; bu yemekler genellikle balıkla servis edilir.</p><p>Nevruz bayramının öne çıkan bir özelliği, bir tatlı olan somālak'tır (sumanak olarak da bilinir). Birkaç saat boyunca yavaşça pişirilen somālak, baharın kademeli ama kesin gelişini ve yeni başlangıçların vaadini sembolize eder.</p><h3><strong>Aile ve aile büyüklerini görmek ve ziyaret etmek</strong></h3><p>Nevruz sırasında arkadaşlar ve aileler ziyaret edilir. Genç aile üyeleri geleneksel olarak anne babalarını ve yaşlı akrabalarını ziyaret ederek onlara mutlu yıllar diler ve baharın gelişini kutlarlar.</p><p>Karşılığında, yaşlılar genellikle yerel olarak da'di olarak bilinen ve bir bereket sembolü olan aidi (nakit) şeklinde hediyeler verirler.</p><p>Zerdüşt kültüründe, bu ritüel mahrūrzai'yi, yani yaşlı nesile duyulan derin saygıyı temsil eder.</p><p>Bu ziyaretler sırasında aileler genellikle misafirlere fındık (fıstık, badem ve kuru meyveler dahil) ve çeşitli hamur işleri gibi çeşitli atıştırmalıklar sunar. Ancak, bu gelenek İran'da artan yaşam maliyeti nedeniyle yavaş yavaş kaybolmaktadır.</p><h3>'Doğa Günü'</h3><p>Siyez-e Badr, 13 Nisan'da kutlanan ve 'Doğa Günü' olarak da bilinen eski bir İran geleneğidir. Nevruz şenliklerinin sonunu işaret eder ve genellikle insanların evlerini terk edip günlerini dışarıda geçirdikleri bir zamandır.</p><p>13 sayısı İran kültüründe sıklıkla kötü şansla ilişkilendirilirken, evden çıkma geleneği, sayının kendisiyle ilgili herhangi bir batıl inançtan ziyade, Nevruz'un sonunu kutlamakla daha yakından ilişkilidir.</p>

Nevruz Bayramı: 3.000 yıllık gelenek hakkında bilinmesi gerekenler

Ünlü yönetmen, yapımcı ve senarist Osman Sınav vefat etti. Türk dizi tarihinde önemli yapımlarda imzası bulunan Osman Sınav’ın hayatını kaybetmesinin ardından birçok ünlü isim başsağlığı mesajı yayımlandı.

<p>Uzun süredir kanser tedavisi gören Osman Sınavı, geçtiğimiz aralık ayında arkadaşları ziyaret ederek sağlık durumunun iyi olduğunu aktarmıştı Osman Sınav’ın vefat haberinin ardında kariyeri ve başarıları merak konusu oldu. Peki Osman Sınav kimdir, neden öldü? İşte, kariyeri ve başarıları…<br><br><strong>OSMAN SINAV KİMDİR?</strong></p><p>Bir süredir kanserle mücadele eden Osman Sınav hayatını kaybetti. Osman Sınav Deli Yürek, Kurtlar Vadisi, Sakarya Fırat gibi yapımlarla hafızalara kazınmıştı.<br><br>Osman Sınav 1958 yılında Burdur’da doğdu. 1975 ve 1979 yılları arasında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde önce resim ve tekstil tasarımı, ardından sinema ve televizyon eğitimi aldı.</p><p>Kariyerine televizyon reklâmlarına metin yazma ve yönetmenlikle başlayan Osman Sınav 1984- 1987 yılları arasında 500’ü aşkın reklâm filminin yapımında görev aldı. Daha sonra görsel sanatlara duyduğu heyecan ve birikimini sinemaya taşımak istedi. Sinegraf isimli film yapım şirketini kurdu. 1987 de başladığı ve bugün de devam eden konulu film, televizyon filmleri ve drama yapımcılığı ve yönetmenliği çalışmaları onun bu tutkusunun ürünleridir.</p><p>Osman Sınav 1987’de başladığı sinema yolculuğunda televizyon için Bir Muharririn Ölümü, Yalancı şafak, Atlıkarınca, Hünkârın Bir Günü, Küçük Dünya, Aşka Kimse Yok, Kapıları Açmak ve Yalancı isimli filmleri, sinema için de Gerilla, Deli Yürek Bumerang Cehennemi ve Pars Kiraz Operasyonu filmlerini çekti ve Türkiye’nin beyaz perdesine yeni zenginlikler kattı.<br><br>1991’de televizyonlar için dizi film çalışmalarına yoğunlaştı. Usta bir yönetmen olarak kendini kabul ettiren sanatçı, içerisinde Süper Baba, Deli Yürek, Hayat Bağları, Ekmek Teknesi, Acı Hayat, Kurtlar Vadisi, Sakarya Fırat, Sen Anlat Karadeniz gibi çok sevilen 23 dizi filminin yapımcısı ve yönetmeni oldu. Dizileri sadece Türkiye’ de değil dünyanın geniş bir coğrafyasında çok sayıda ülkenin televizyonunda ilgiyle karşılandı.<br><br>30 yılı aşkın bir süredir televizyon ve film dünyamıza unutulmaz eserler kazandıran Osman Sınav, Yönetmenler Derneği ile Sinema Eseri Meslek Sahipleri Birliği’nin üyesiydi.<br><br>Osman Sınav 20 Mart 2025 yılında hayatını kaybetti.</p>

Osman Sınav’ın vefat haberi sevenlerini üzdü

İsviçre, tarih boyunca tehlike altındaki kültürel mirasın korunmasında önemli bir rol oynadı. İspanya İç Savaşı sırasında İspanyol sanat koleksiyonlarından, günümüzde Ukrayna’daki çatışmalardan etkilenen sanat eserlerine kadar pek çok tarihi miras, Cenevre’de koruma altına alındı. 

<p>Şehirde düzenlenen son bir sergi, Gazze’nin geçmişine ışık tutarak, İsviçre’nin savaş bölgelerindeki kültürel mirası koruma konusundaki kararlılığını vurguluyor.</p><p>Cenevre Sanat ve Tarih Müzesi'nde (MAH) gerçekleştirilen "Tehlike Altındaki Miras" sergisi, Gazze’nin zengin arkeolojik mirasına dair nadir bir bakış sunuyor. Sergide, İsrail-Filistin savaşı sırasında zarar görmekten kurtulan ve 2007’den bu yana Cenevre’de korunan 530 eserden 44’ü sergilendi.</p><p>Müze küratörü Béatrice Blandin, müzelerin çatışma dönemlerinde kültürel varlıkları koruma sorumluluğunun önemine dikkat çekti. Gazze’de kültürel mirasın savaş nedeniyle artan risk altında olması, Cenevre’de sergilenen ve Tunç Çağı’ndan Osmanlı dönemine kadar uzanan eserlerin değerini daha da artırıyor. 2006’da düzenlenen bir sergi için Cenevre’ye getirilen bu eserler, Filistin Yönetimi’ne ait olup, İsviçre’de kalmaya devam etmeleri, kriz bölgelerinde kültürel varlıkların iadesine ilişkin daha geniş çaplı zorlukları gözler önüne seriyor.</p><p>İsviçre, tehlike altındaki kültürel mirasın korunmasında köklü bir geleneğe sahip. İspanya İç Savaşı sırasındaki sanat koleksiyonları ve Ukrayna’daki çatışmalardan etkilenen sanat eserleri gibi birçok örnek, ülkenin bu konudaki aktif rolünü ortaya koyuyor. "Tehlike Altındaki Miras" başlıklı sergi, 7 Ekim 2024 tarihinden beri Cenevre Sanat ve Tarih Müzesi'nde ziyarete açıktır.</p>

İsviçre, tehlike altındaki kültürel mirası nasıl koruyor?

İsviçre Federal İstatistik Ofisi’nin 2024 Film ve Sinema İstatistikleri Raporu, sinema izleyici sayısında bölgesel ve yapım ülkelerine göre belirgin farklılıklar olduğunu ortaya koydu. 2024 yılında İsviçre genelinde sinema salonlarına girişler bir önceki yıla kıyasla yüzde 2 oranında azaldı. 

<p>Almanca konuşulan bölgelerde yüzde 4’lük bir düşüş görülürken, Fransızca ve İtalyanca konuşulan bölgelerde izleyici sayısı yüzde 2 oranında arttı.</p><p>Özellikle Amerikan yapımları büyük bir düşüş yaşadı. 2023’e kıyasla yüzde 12 daha az kişi Amerikan filmlerini izledi ve bu tür filmlerin toplam sinema pazarındaki payı yüzde 68’den yüzde 61’e geriledi. Buna karşın Avrupa yapımları ve İsviçre filmleri büyük bir yükseliş yakaladı. Avrupa filmlerinin izleyici sayısı yüzde 11 artarken, İsviçre filmleri 2006’dan bu yana en yüksek izlenme oranına ulaştı.</p><h3>İsviçre’de Sinema İzleyici Sayısı Nasıl Değişti?</h3><p>2024 yılında İsviçre sinemaları, 10 milyon 264 bin 111 seyirci ile 2023 yılına kıyasla yüzde 2’lik bir düşüş yaşadı. Ancak bölgesel farklar dikkat çekti. Almanca konuşulan bölgelerde sinema izleyici sayısı yüzde 4 azalırken, Fransızca ve İtalyanca konuşulan bölgelerde yüzde 2’lik bir artış yaşandı.</p><p>Bu değişimde 2024 Olimpiyatları ve Avrupa Futbol Şampiyonası gibi büyük etkinliklerin sinemaya olan ilgiyi kısmen azalttığı tahmin ediliyor.</p><h3>Amerikan Filmlerine İlgi Azaldı</h3><p>2024 yılında Amerikan yapımları yüzde 12 daha az seyirci çekti ve pazar payları yüzde 68’den yüzde 61’e düştü. Bu oran en son 2012’de yüzde 58 ve pandemi yılı olan 2020’de yüzde 53 olarak kaydedilmişti.</p><p>Bu düşüşün en önemli nedeni, 2023’te Hollywood’da yaşanan büyük oyuncu ve senarist grevleri nedeniyle daha az yeni Amerikan filminin vizyona girmesi olarak gösteriliyor.</p><h3>Avrupa ve İsviçre Filmleri Öne Çıktı</h3><p>Avrupa filmlerine ilgi arttı. Avrupa yapımları, 2024 yılında yüzde 11’lik bir artışla İsviçre’de 271 bin ek seyirci kazandı. Avrupa filmlerinin pazar payı yüzde 26’ya yükseldi. Bu oran en son 2014 ve 2020’de yüzde 30 olarak kaydedilmişti.</p><p>İsviçre yapımı filmler, 2024 yılında toplamda 909 bin 623 kişi tarafından izlendi. İsviçre filmlerinin pazar payı yüzde 8,9’a çıkarak son yılların en yüksek seviyesine ulaştı. 2006’dan bu yana en yüksek izleyici sayısına ulaşıldı.</p><h3>İlk 10’da Amerikan Olmayan Filmler de Yer Aldı</h3><p>2024 yılında İsviçre’de en çok izlenen 10 film arasında, Amerikan yapımı olmayan iki film yer aldı. İsviçre yapımı "Bon Schuur Ticino" filmi altıncı sırada, Fransız yapımı "Un p'tit truc en plus" filmi ise sekizinci sırada yer aldı.</p><p>Bu durum, 2021’den bu yana ilk kez Amerikan filmleri dışındaki yapımların İsviçre’de en çok izlenen filmler arasına girdiğini gösteriyor.</p>

İsviçre’de Amerikan filmlerine ilgi azaldı, Avrupa yapımları yükselişte

İsviçre Federal Mahkemesi, internette çocuklara yönelik cinsel suç girişiminde bulunan bir kişinin yaptığı itirazı reddederek, polis tarafından elde edilen delillerin geçerli olduğuna hükmetti.

Pedofiliyle mücadelede Federal Mahkeme'den emsal karar

İsviçre'de konut kiraları 2024 yılında son 20 yılın en yüksek artışını yaşadı. Gayrimenkul piyasasını düzenli olarak analiz eden danışmanlık firması IAZI’nin yayımladığı son rapora göre, ülke genelinde kiralar ortalama %4,5 oranında yükseldi. 

İsviçre’de kiralar rekor seviyede: 20 yılın en yüksek artışı yaşandı

Birleşmiş Milletler, 21 Mart’ta ilk kez kutlanan Dünya Buzul Günü'nde 2025 Dünya Su Raporu’nu yayımladı. Raporda dağlık bölgelerin, dünya tatlı su kaynaklarının temel taşı olduğu vurgulanırken, küresel ısınma ve buzul erimesi nedeniyle su güvenliğinin dünya genelinde ciddi tehdit altında olduğu belirtildi.

Su zengini olan İsviçre de tehdit altında: Su sıkıntısı yaşanabilir

İsviçre Federal Hükümeti (Bundesrat), sağ popülist İsviçre Halk Partisi'nin (SVP) önerdiği “10 Milyonluk İsviçre Olmasın (Sürdürülebilirlik İnisiyatifi)” başlıklı halk inisiyatifinin halkoyuna karşı önerisiz olarak sunulmasını ve reddedilmesini parlamentoya tavsiye etti. 

Federal Hükümetten SVP’nin Göç İnisiyatifine ret tavsiyesi

İsviçreli aileler için en büyük kaygı, artan sağlık sigortası primleri ve yükselen yaşam maliyetleri olmaya devam ediyor. Pro Familia ve sigorta şirketi Pax tarafından yapılan bir anket, ailelerin büyük çoğunluğunun ekonomik sıkıntılar yaşadığını ve geleceğe dair karamsar olduğunu ortaya koydu. 

İsviçreli ailelerin en büyük endişesi maddi sorunlar

Rusya’nın saldırgan politikaları ve Donald Trump’ın NATO’dan uzaklaşma sinyalleri, Avrupa’nın savunma stratejilerini yeniden şekillendiriyor. Avrupa’daki birçok ülke askeri harcamalarını artırırken, İsviçre’nin güvenlik politikaları ve askeri hazırlıkları da gündemde. 

Avrupa ülkeleri savaş ihtimaline karşı silahlanıyor: İsviçre hazır mı?

İsviçre’de sağlık sigortası primleri her yıl artmaya devam ederken, 20 yıldır değişmeyen minimum katılım payı (franchise) için de yeni bir düzenleme geliyor. Federal Konsey, şu an 300 İsviçre Frangı olan bu tutarın artırılmasını planlıyor.

İsviçre’de sağlık sigortasında alt limit (franchise) yükseliyor

Empa araştırmacıları, binaların enerji tüketimini optimize eden öngörülü bir kontrol algoritması geliştirdi. Bu sistem, kullanıcıların konforunu bozmadan enerji tüketimini planlıyor ve şebeke üzerindeki yükü dengeliyor.

Yapay zeka destekli binalar ile daha verimli enerji kullanımı

İsviçre Konfederasyonu’nun 2027 yılı için önerdiği bütçe kesintileri kantonların tepkisini çekti. Kanton yönetimleri, Federal Konsey’in kendilerini hazırlık sürecine dahil etmemesini eleştirdi.

İsviçre kantonları, planlanan federal bütçe kesintilerine karşı çıkıyor

İsviçre’de fazla kilolu bireylerin oranı son yıllarda hızla arttı. Yetişkin nüfusun yüzde 43’ü fazla kilolu ve bu durum özellikle erkeklerde daha yaygın. Obezite, giderek büyüyen bir halk sağlığı sorunu haline gelirken, Aarau Kantonal Hastanesi Obezite Merkezi’nde başvuru sayıları rekor seviyeye ulaştı.

İsviçre’de obezite alarm veriyor: Aşırı kilolu bireylerin sayısı ikiye katlandı

Dünyanın en çok ziyaret edilen turistik yerleri her zaman beklentileri karşılamayabiliyor. Yeni bir araştırmaya göre, özellikle Avrupa’daki bazı popüler destinasyonlar, aşırı kalabalık ve yüksek fiyatlar nedeniyle gezginlerin hayal kırıklığı yaşamasına neden oluyor.

Gezginler Avrupa’nın en büyük hayal kırıklığı yaratan beş turistik noktasını seçti

Japonya'nın Yamanashi vilayeti, UNESCO tarafından miras listesine alınmış olan dağı korumak için geçiş ücreti getirdi. Dağcılar bu yazdan itibaren Fuji Dağı'nın dört ana yolundan herhangi birini kullanmaları halinde ödeme yapmak zorunda kalacak.

Japonya çevreyi korumak amacıyla Fuji Dağı'na tırmanma ücretini iki katına çıkardı

İsviçre’nin önde gelen dört büyük kayak merkezi Adelboden-Lenk, Aletsch Arena, Engelberg Titlis ve Jungfrau Ski Region, AlpsPass adıyla yeni bir ortak skipass sistemi başlattıklarını duyurdu. 

Dört büyük kayak bölgesinden ortak AlpsPass hamlesi

Bu hafta sonu gerçekleşecek Oscar Ödülleri'nde sahnenin yıldızları yalnızca oyuncular ve yönetmenler değil. Sinemanın büyüsünü gerçeğe dönüştüren, dünyanın dört bir yanındaki ikonik yapılar da bu gösterinin önemli bir parçası.

Sidney, Paris, Roma: Dünyanın en sinematik mekanları açıklandı

Bir yolcunun hayatını kaybettiği Singapur Havayolları uçuşu da dâhil olmak üzere, türbülanslı uçuşlarda meydana gelen çok sayıda yaralanma haberi manşetlere taşındı. Bu olayla birlikte 1997 yılından bu yana ilk kez bir uçuşta türbülans nedeniyle bir kişi yaşamını yitirmiş oldu.

Avrupa'nın en çalkantılı uçuş rotaları İsviçre'de!

İsviçre, her yıl kış mevsimini uğurlamak ve kötü ruhları defetmek amacıyla düzenlenen karnavallarla adeta yeniden doğuyor. Renkli kostümler, maskeler, sokak geçit törenleri ve canlı müzik eşliğinde gerçekleşen bu festivaller, hem yerel halkı hem de ziyaretçileri büyüleyici bir atmosferle kucaklıyor.

İsviçre'de karnaval coşkusu: Basel, Luzern ve Bern'de renkli festivaller

Bern, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan, geçmişin izlerini günümüze taşıyan bir şehir. 1191 yılında kurulan şehir, Orta Çağ’dan kalma tarihî eski şehir bölgesi, taş döşeli dar sokakları, renkli cephesiyle ünlü Çeşmeleri (Brunnen) ve kemerli yapılarıyla büyüleyici bir atmosfere sahiptir.

Bern’in efsanevi başlangıcı: Ayı Çukuru’ndan günümüze

Cenevre, modern alışveriş merkezlerinden geleneksel açık hava pazarlarına kadar geniş bir alışveriş yelpazesi sunarak ziyaretçilere keyifli bir deneyim yaşatır. Şehir, lüks butikler, büyük mağazalar ve otantik pazarlarla hem turistlerin hem de yerel halkın ilgisini çeker. 

Cenevre’de Alışveriş: Merkezler, Pazarlar ve Öneriler

Gürültü kirliliği, uyku bozukluğu ve yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarına neden olabilir. Kasaba ve şehirler her geçen yıl daha gürültülü ve daha kalabalık hale gelirken, pek çok gezginin tatilde huzur ve sükunet araması şaşırtıcı değil.

Az nüfus, az gürültü: Yavaş turizm için Avrupa'nın en huzurlu bölgeleri

Online rezervasyon platformu Booking.com, 2025 Traveller Review Awards sonuçlarını açıkladı. 240 milyondan fazla kullanıcının yorumuna dayanan ödüller, 220 ülkeden üstün hizmet ve misafirperverlik sunan bölgeleri onurlandırıyor. 