İsrail devlet televizyonu KAN’a konuşan bazı üst düzey hükümet yetkilileri, Netanyahu’nun kendileriyle yaptığı görüşmelerde, İsrailli rehinelerin bulunduğu düşünülen alanları da kapsayacak şekilde Gazze’ye yönelik saldırıların yaygınlaştırılması kararı aldığını aktardı.

Yetkililer ayrıca, Başbakan’ın bu kararı, güvenlik kurumlarıyla yaşanan fikir ayrılıklarına rağmen aldığını; görüşmeler sırasında Netanyahu’nun zaman zaman “Gazze’nin işgali” ifadesini kullandığını ifade etti.

İsrail medyasından Kanal 12 ve Jerusalem Post gazeteleri de, Başbakanlık kaynaklarına dayandırdıkları haberlerinde, Netanyahu’nun planının Gazze’nin tümünü işgal etmek olduğunu öne sürdü.

Netanyahu daha önce yaptığı açıklamada, Gazze'deki "savaş hedeflerine" ulaşmak için yeni kararlar almak üzere güvenlik kabinesini toplayacağını duyurmuştu.

Geçtiğimiz hafta sonu ABD Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, İsrail’e giderek savaşı bitirmeye yönelik temaslarda bulundu. Ancak İsrail tarafı, Hamas’ın uzlaşmaya yanaşmadığını savunuyor.

Bir İsrailli yetkiliye göre, Netanyahu artık ateşkese değil, Hamas’ın tamamen askeri olarak yenilmesine odaklanıyor.

Witkoff’un ziyareti sırasında, ABD ile İsrail arasında rehinelerin serbest bırakılması, Hamas’ın silahsızlandırılması ve Gazze’nin askeri tehdit olmaktan çıkarılmasını kapsayan daha geniş bir çözüm planı üzerinde uzlaşıldığı belirtildi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, ise mevcut çatışmayı sonlandıracak diplomatik bir yolun halen ciddi engellerle karşı karşıya olduğunu vurguladı. Saar, "Rehinelerimizi geri almak ve savaşı bitirmek istiyoruz. Diplomatik yolları tercih ederiz ama önemli olan savaşın hangi koşullarda sona ereceğidir," dedi.

Bu arada Kanal 13 televizyonu, ateşkes görüşmeleri sırasında yapılan gizli bir toplantıda, Netanyahu’nun hem rehinelerin serbest bırakılmasını hem de çatışmaları durdurabilecek önerileri geri çevirdiğini bildirdi.

Kanal, güvenlik kurumlarının söz konusu toplantıda, esir takası ve Gazze’deki çatışmaları sona erdirmeyi amaçlayan kapsamlı bir anlaşmayı desteklediğini ancak Netanyahu’nun buna karşı çıktığını gösteren belgeler yayımladı.

Sızdırılan tutanaklara göre, güvenlik ve istihbarat kurumlarının liderleri, o dönemde bu anlaşmanın mümkün olduğuna inanıyor; gerekirse operasyonlara yeniden başlanabileceğini savunuyordu. Ancak Netanyahu bu yaklaşımı reddetti.

Tutanaklar, İsrail yönetiminin, insani baskı yoluyla Hamas’ı teslim olmaya zorlayabileceği düşüncesiyle büyük bir stratejik hata yaptığını ortaya koyuyor.

Geçen beş ayda İsrail’in yardım girişlerine ilişkin politikalarının Hamas üzerinde beklenen etkiyi yaratmadığı, buna karşılık Tel Aviv'in uluslararası arenada ciddi itibar kaybına uğradığı ifade edildi.

Haberde, güvenlik yetkililerinin büyük bölümünün esirlerin serbest bırakılması ve çatışmaların sona erdirilmesini öngören anlaşmayı desteklediği vurgulanırken, bu sürecin ilerleyebilmesi için Hamas ile müzakerelerde ikinci aşamaya geçilmesi gerektiği, ancak Netanyahu yönetiminin bunu kabul etmediği ifade edildi.

İsrailli Esir Aileleri Heyeti, Kanal 13’ün yayımladığı belgelerin, geniş kapsamlı bir esir takasının mümkün olduğunu gösterdiğini dile getirdi.

Aileler, hükümetin bu anlaşmaları bilinçli olarak engellediğini, halkı yanılttığını ve güvenlik yetkililerinin sunduğu uygulanabilir önerilerin reddedildiğini öne sürdü. Bazı rehinelerin ise zamanında harekete geçilmediği için hayattayken Gazze’de yaşamını yitirdiği kaydedildi.

Aileler ayrıca, önceki ateşkesin sona ermesinden bu yana 50 askerin hayatını kaybettiğini, herhangi bir askeri kazanım elde edilemediğini ve esirlerin geri getirilemediğini belirtti.

Öte yandan Hamas, tüm İsrailli esirleri aynı anda serbest bırakmaya hazır olduklarını, ancak bunun için İsrail’in Gazze’den tamamen çekilmesi ve savaşın sona ermesi gerektiğini açıklamıştı.

Muhalefet ve esir aileleri, Netanyahu’nun savaşı sonlandırması durumunda koalisyonundaki aşırı sağ partilerin desteğini kaybedeceği endişesiyle iktidarda kalmak adına çatışmaları sürdürmeyi tercih ettiğini savunuyor.

Başsavcının görevden alınması geçici olarak askıya alındı

İsrail Yüksek Mahkemesi, hükümetin Başsavcı Gali Baharav-Miara’yı görevden alma kararının geçici olarak durdurulmasına hükmetti.

The Times of Israel’in haberine göre, mahkeme, karara yapılan itiraz süreci tamamlanana dek, görevden almanın yürürlüğe girmeyeceğini teyit etti ve başsavcının verdiği hukuki talimatların hâlâ geçerliliğini koruduğunu vurguladı.

Başsavcı Miara, kabine kararını “hukuksuz” olarak nitelendirerek, görevine devam edeceğini duyurdu. Yargı mensuplarına gönderdiği mektupta, “Yasaların üstünlüğünü korumak ve hükümetin uygulamalarını yasal çerçevede yönlendirmek için çalışmayı sürdüreceğim” ifadelerine yer verdi.

Adalet Bakanı Yariv Levin ise Miara’yla çalışmak istemediklerini belirterek, onun görevden alınması önerisini kabineye sunan kişi oldu. Levin, Miara’ya yazdığı mektupta, “Size güvenmeyen bir hükümete dahil olmamak sizin için daha doğru olur” dedi.

Aşırı sağcı İletişim Bakanı Shlomo Karhi ise X platformundan yaptığı açıklamada, Yüksek Mahkeme’nin kararını tanımadığını belirtti. Karhi, Miara’nın bakanlıkta artık istenmeyen kişi ilan edildiğini ve hükümetin de aynı tavrı benimsemesi gerektiğini ifade etti.

Karhi, “Yeni bir başsavcı hemen atanmalı. Biz yasalara uyuyoruz, Yüksek Mahkeme’ye hayır diyoruz,” dedi.

Gazze’de ölü sayısı 60 bini aştı

Gazze Sağlık Bakanlığı tarafından pazartesi günü yapılan açıklamada, İsrail’in saldırılarında hayatını kaybeden Filistinli sayısının 60 bin 933’e, yaralı sayısının ise 150 bin 27’ye ulaştığı bildirildi.

Son 24 saat içinde düzenlenen saldırılarda ise 94 kişinin öldüğü, 439 kişinin de yaralandığı açıklandı.