
Ve bu sadece dışsal olayların yansımaları değil; aynı zamanda kolektif bir çağrının, bir geçişin içindeyiz.
Bu çağrının merkezinde ise şu soru yatıyor:
“Ben tüm bu değişimin ortasında kimim?”
Her gün yeni bir krizle, yeni bir haberle uyanıyoruz. Bir yerlerde savaşlar, afetler, ekonomik buhranlar olurken; bir yerlerde insanlar yalnızlaşıyor, anlam arıyor, kimlikleriyle savaşıyor. Dünyanın her yerinde “dış” kırılırken, içimizde hangi “iç” sağlam kalıyor?
Ruh Sağlığı, Yeni Dünya Becerisidir
Eskiden ruh sağlığı denince akla yalnızca psikolojik tanılar gelirdi. Şimdi ise ruh sağlığı, bir hayatta kalma becerisi. Anlam bulabilmek, köklenebilmek, parçalanmadan kalabilmek.
Ama daha da derin bir beceri: Değişen her şeyin ortasında değişmeyeni hatırlamak.
Belki bu “değişmeyen”, bir değer, bir iç ses, bir inanç ya da sadece nefesimizin ritmi olabilir.
Çünkü dış dünya karmaşıklaştıkça, sadeleşen iç dünyaya daha çok ihtiyaç duyuyoruz.
Ruh sağlığını korumak artık bir “terapi konusu” değil, bir yaşam sanatı.
İçsel Yön Bulucular: Zihnin Gürültüsünden Kalbin Sükûnetine
Adaptasyon sadece akılla yapılmaz. Ruhun da yeni dünyaya alışması gerekir.
Bunun için günümüzde üç temel yol gösterici var:
— Farkındalık: Ne hissediyorum? Ne düşünüyorum? Bu bana mı ait, yoksa bana yapıştırılmış mı?
— Anlam: Bu yaşadığım şey bana ne söylüyor? İçimde hangi kapıyı açıyor?—- Seçim gücü: Bu koşullar içinde kendi irademi, seçim hakkımı nerede kullanabilirim.
Her biri bizi merkezimize, özümüze davet eder. Çünkü dünya değişirken sabit kalması gereken tek yer var: İçimizdeki sessiz tanık.
Ruhumuzu Nasıl Koruruz?
• Günde 5 dakikalık sessizlikle.
• Derin bir nefesle.
• Kendimize şefkatle bakarak.
• Tüketmek yerine durarak.
• “Bu benim için ne ifade ediyor?” diye sorarak.
• Kalbimize kulak vererek.
Ve en önemlisi: Dışarının hızına kapılmadan, içerinin ritmini yeniden duyarak.
Bir Davet
Bu yazıyı bir uyanış yazısı olarak görmeni isterim. Çünkü dünya değişiyor. Biz de değişiyoruz. Ama bu değişim, bizi özümüzden kopararak değil; aksine, özümüze geri getirerek olmalı.
Zamanın ruhu sarsılıyor olabilir, ama senin içinde hâlâ sabit, sağlam, sarsılmaz bir yer var.
Orasıyla buluşmak, bu yeni çağın en kıymetli uyumu.
Yol senin içinde.
Ve o yol, her şeye rağmen yürünmeyi bekliyor.
Sevgiyle…