Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
Nur Hayat Yıldız
10 yılı aşkın süredir bireysel seanslar ve atölyeler aracılığıyla; mindfulness, nefes terapisi ve bütünsel dönüşüm alanlarında bireylere rehberlik ediyorum. Amacım, modern yaşamın karmaşasında özle buluşmayı, içsel dengeyi yeniden kurmayı ve bireyin kendi en iyi versiyonuna ulaşmasını desteklemek. Çalışmalarımda bilimsel temelli tekniklerle spiritüel farkındalığı buluşturarak, katılımcılara hem zihinsel hem de duygusal düzeyde derinleşebilecekleri alanlar sunuyorum. Her yolculuk bir keşif, her dokunuş bir dönüşüm.
Anlaşılmamak…
Bir ilişkinin en sessiz çığlığına dair
Bugünün ilişkilerinde en çok yara alan yer, sanıldığı gibi romantizm ya da tutku değil. En büyük yarayı “anlaşılmamak” alıyor. Kalabalık dijital sohbetlerin içinde yalnız kalan iki ruhun, aynı yatakta ama ayrı dünyalarda uyuduğu çağdayız. Hep bir şeyler konuşuluyor, ama çok azı gerçekten duyuluyor. Ve daha azı anlaşılıyor.

Zamanın ruhu hız. Hızlıca mesaj at, hızlıca çöz, hızlıca affet, hızlıca unut. Ama insan kalbi hızlı işlemiyor. Anlam, yavaşlıkta gizli. Ve bu yavaşlığı, bu derinliği bize hatırlatan en güçlü araç; Mindfulness.

Bir sabah düşün. Uyandığında sevdiğin kişi mutfağa geçmiş, kahve yapıyor. Gidip sarılmak yerine telefona uzanıyorsun. O an, küçücük bir tercih gibi görünse de bir hikâyenin dönüm noktasıdır aslında. Çünkü o kahve, belki de bir barış teklifiydi. Belki gece boyunca düşündü, sabaha umut taşıdı. Ama sen “orada” değildin.

Mindfulness, işte bu anlarda başlar. An’da olmak, sadece o kahveyi görmek değil; niyetini, duygusunu, sessizliğini de duymaktır. Partnerini anlamak, sözlerinden çok gözlerine kulak vermekle ilgilidir bazen. Ve bu beceri, geliştirilmedikçe körelir.

İlişkilerde Mindfulness;
Anı kaçırmamak. Kalbini, öfkenin değil şefkatin rehberliğine teslim etmek. Tartışırken bile “Bu kişi şu an ne hissediyor?” diye sorabilmek. Onun çocukluğunu, korkularını, kırık aynalarını unutmayacak kadar “orada” kalabilmek.

Çünkü gerçek sevgi, “Ben haklıyım” diyen sesle değil, “Seni duyuyorum” diyen kalple büyür.
Ve ancak anlaşıldığımız yerlerde gerçek bir bağ kurarız.

Belki de şu soruyu sorarak başlayabiliriz:
Bugün gerçekten dinledim mi? Yoksa sadece sıranın bana gelmesini mi bekledim?

İşte bu sorunun cevabında saklı ilişkilerin kaderi.

Unutma, bir ilişkiyi ayakta tutan şey her zaman büyük laflar ya da romantik jestler değildir. Bazen sadece birinin gerçekten, içtenlikle “Anlıyorum” demesidir.

Ve o an, bir ilişki yara almaz. Şifa bulur.

Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Yazıları
Yükleniyor
Yükleniyor
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video