Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
Avrupa savunmasında Türkiye
Türkiye, SAFE planına katılım şartlarının iyileştirilmesini talep ediyor
Euronews Türkçe’ye bilgi veren Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye ve Türk şirketlerinin Avrupa Güvenlik Eylemi (SAFE) planı ile ilgili süreçlere tam ve tatminkar biçimde dahil edilip edilmeyeceğinin, Avrupa Birliği açısından önemli bir samimiyet sınaması olduğunu vurguladı.

Avrupa Birliği, savunma sanayisinde derin entegrasyon ve stratejik bağımsızlık hedefiyle oluşturduğu 150 milyar euroluk Avrupa Güvenlik Eylemi (Security Action for Europe - SAFE) mekanizmasını geçen Salı günü resmen kabul etti.

Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Türkiye’nin bu süreci yakından takip ettiğini ve ilgili kurumlarla yakın istişare halinde hareket ettiğini ifade etti. Ayrıca, Türkiye’nin AB kurumları ve üye ülkeler nezdinde girişimlerde bulunarak, SAFE kapsamında ortak tedarik projelerine katılım şartlarının iyileştirilmesini talep ettiğini bildirdi.

Diplomatik kaynaklar, söz konusu iyileştirmelerle ilgili ayrıntı paylaşmadı ancak Türkiye’nin SAFE mekanizmasına dahil olabilmek için aktif olarak çalışmalar yürüttüğünü kaydetti.

Diplomatik çevrelerden alınan bilgilere göre, “SAFE mekanizması kamuoyuna açıklandıktan sonra, AB üyesi olmayan NATO müttefikleri, özellikle Türkiye'nin ortak tedarik projelerine katılımının kolaylaştırılması için ilgili kurumlara taleplerimizi ilettik” denildi.

AB Konseyi tarafından onaylanan SAFE tüzüğü, Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği güvenlik tehditleri karşısında Avrupa’nın savunma altyapısını güçlendirmeyi amaçlayan yaklaşık iki aylık yoğun müzakereler sonucunda kabul edildi.

SAFE mekanizması, AB’nin 2030 yılına kadar ortak savunma kapasitesini artırmayı, tedarik zincirlerini güvence altına almayı ve üye ülkeler arasında savunma iş birliğini derinleştirmeyi hedefliyor.

Bu yeni mali destek aracıyla, üye devletlerin savunma projelerine yönelik olarak 150 milyar euroya kadar kredi sağlanacak. Krediden faydalanmak isteyen ülkelerin, en az iki ülkeyi kapsayan ortak satın alımlar gerçekleştirmesi gerekiyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Mart ayında “ReArm Europe” adlı Avrupa'nın savunma harcamalarını artırma planını açıklamıştı. Bu plan kapsamında önümüzdeki dört yıl içinde savunma sektörüne 800 milyar euro kaynak aktarılması öngörülüyor.

Türkiye’nin savunma sanayiindeki rolü

Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türk savunma sanayi şirketlerinin sahada kendini kanıtlamış, yüksek askeri kabiliyete sahip ürünler geliştirdiğine dikkat çekti. Türkiye’nin SAFE mekanizmasına tam katılımını sağlayacak teknik ve sözleşmeye dayalı altyapının oluşturulması için çabaların sürdürüldüğünü belirttiler.

Türkiye’nin Avrupa’nın en güçlü ordularından biri olduğunu vurgulayan yetkililer, bu katılımın siyasi olduğu kadar yapısal ve ekonomik faydalar da getireceğini ifade etti.

Türkiye’nin SAFE’ye dahil olmasının, Avrupa çapında rekabetin artması, tedarik maliyetlerinin düşürülmesi, üretim süreçlerinin verimliliği ve teslimat sürelerinin kısaltılması açısından önemli olduğu da kaynaklarca belirtildi.

AB için bir samimiyet testi

Dışişleri Bakanlığı, bu sürecin AB için bir samimiyet sınaması olduğuna işaret etti. Türkiye’nin ve Türk firmalarının SAFE mekanizmasına ve benzer süreçlere tatmin edici şekilde katılımının sağlanıp sağlanmayacağı, AB'nin güvenilirliği açısından kritik bir gösterge olacak.

Ayrıca, NATO-AB arasındaki iş birliğinin korunması gerektiği ve Türkiye’nin bu noktada kilit rol oynadığı vurgulandı.

Türkiye’nin, özellikle AB üyesi olmayan NATO müttefiklerinin süreç dışı bırakılmaması gerektiğini savunduğu ve NATO ile AB arasındaki silahlı kuvvetler iş birliğinin SAFE mekanizmasının başarısı için belirleyici olduğu belirtildi.

Türkiye, AB üyesi ülkelerle ve savunma sanayisi alanındaki tüm ilgili taraflarla iş birliği yapmaya açık olduğunu duyurdu. Ankara, mevcut gücü ve yetenekleriyle Avrupa savunmasının geleceğinde aktif bir rol oynamaya kararlı olduğunu ortaya koydu.

SAFE planının detayları

SAFE kapsamında, üye devletlerin satın alacağı silah sistemlerinin en az yüzde 65’inin AB üyesi ülkeler, Ukrayna veya Avrupa Ekonomik Alanı/Serbest Ticaret Bölgesi ülkelerinde üretilmesi gerekiyor.

Geri kalan yüzde 35’lik pay üçüncü ülkelerden gelebilir ancak üçüncü ülkelerin programa katılımı için mevcut bir Güvenlik ve Savunma Ortaklığı (SDP) anlaşmasına sahip olmaları gerekiyor. Norveç, Moldova, Güney Kore, Japonya, Arnavutluk, Kuzey Makedonya ve İngiltere bu türden anlaşmalara sahip ülkeler arasında yer alıyor.

AB, ayrıca savunma ürünlerinin tasarım ve yazılım üzerinde kontrol sahibi olmayı amaçlıyor. Böylece üçüncü ülkelerin sistemlerin kontrolünü ele geçirmesi ya da yeniden ihracatını engellemesi önlenecek.

AB’nin savunma hedefleri ve ABD faktörü

AB, önümüzdeki dönemde gerektiğinde tek başına kendini savunabilmek için savunma harcamalarını ve yerli üretimi artırmayı planlıyor.

Rusya-Ukrayna savaşı, Avrupa’nın savunma sanayindeki zaafları ortaya koyarken, ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü uzun vadede ABD’nin askeri desteğinin devamı konusunda soru işaretleri doğurdu.

ABD, Avrupa’daki NATO müttefiklerini savunma harcamalarını artırmamaları halinde askeri destek vermemekle tehdit ediyor.

Washington’un Ukrayna’ya sağladığı askeri yardımı kesebileceği endişesi, Avrupa ülkelerinin bu yükü tek başına omuzlama zorunluluğunu artırıyor.

SAFE’nin de içinde yer aldığı Komisyon’un “Hazırlık 2030” planı, öncelikli savunma kabiliyetleri için siparişleri bir havuzda toplayarak üretimi hızlandırmayı amaçlıyor. Bu kabiliyetler arasında mühimmat, drone sistemleri, hava savunma ve elektronik harp yer alıyor.

Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Haberler
Yükleniyor
Yükleniyor
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video