
Depremin ardından kamuoyunda en çok tartışılan soru ise şu oldu: "Bu, beklenen büyük İstanbul depremi miydi?" Uzmanlar bu soruya farklı açılardan yanıt verdi.
Prof. Dr. Naci Görür: Asıl deprem daha yaşanmadı
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, yaşanan depremin Marmara’da beklenen büyük depremin habercisi olduğunu ve riskin devam ettiğini belirtti. Görür, “Bu deprem, Kuzey Marmara Fayı üzerindeki büyük depremin bir parçası değil. Aksine, bu tür sarsıntılar, fay hattında biriken stresi artırıyor ve büyük depreme zemin hazırlıyor. Gerçek tehlike henüz yaşanmadı, 7’nin üzerinde bir deprem bekleniyor” dedi.
Ayrıca kentsel dönüşümle depreme hazırlık arasında doğrudan bir bağ kurulmasının doğru olmadığını vurgulayan Görür, “Kentsel dönüşüm sadece bina yenilemek değildir. Depreme dirençli şehirler planlı, denetimli ve bütüncül bir yaklaşımla inşa edilir. Artık halk da hükümetle birlikte bu konuda sorumluluk almalı” ifadelerini kullandı.
Vatandaşların evlerine girip girmemesi konusunda da açıklamalarda bulunan Görür, “Resmi olarak riskli ilan edilmiş, çatlak veya ses gelen binalara kesinlikle girilmemeli. Ancak binanızda belirgin bir sorun yoksa evinize girebilirsiniz” diyerek dikkatli olunması çağrısında bulundu.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: Bu depremle risk azaldı
Diğer yandan yer bilimci Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ise farklı bir görüş dile getirerek, bu depremin stres boşalmasına neden olduğunu ve büyük bir İstanbul depremi beklentisini zayıflattığını ifade etti. Üşümezsoy, “Bu deprem, 1894’te kırılmamış bir fay hattında gerçekleşti. Başka bir büyük kırılma riski görmüyorum. Bu fay kendini boşalttı, dolayısıyla deprem riski önemli ölçüde azaldı” dedi.
Üşümezsoy, Marmara’da aktif fay hatlarının birbirinden farklı karakterlerde olduğunu belirterek, “Santorini tipi düşey faylar ile Kuzey Anadolu Fayı gibi yanal faylar aynı yapıda değil. Bu ayrım yapılmadığı için büyük deprem söylentileri abartılıyor. Kumburgaz ve Silivri bölgesinde en fazla 6.5 civarında sarsıntılar olabilir ama genel anlamda büyük bir deprem beklenmemeli” dedi.
Japon Deprem Uzmanı Moriwaki: 30 Yıl İçinde %60 olasılıkla büyük deprem olacak
Öte yandan Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki de Marmara’daki deprem riskine dikkat çekti. Moriwaki, “Silivri açıklarında meydana gelen bu 6.2’lik deprem, Marmara’daki potansiyel büyük depremin habercisi olabilir. Önümüzdeki 30 yıl içinde İstanbul’da büyük bir depremin olasılığı %60. Artçı sarsıntılar ise bir hafta boyunca sürebilir” uyarısında bulundu.
Ayrıca tsunami riskine de dikkat çeken Moriwaki, özellikle zemin yapısının depremin şiddeti üzerindeki etkisine vurgu yaptı. “Zemini yumuşak olan Avcılar, Büyükçekmece gibi bölgelerde risk daha yüksek. Taksim gibi sağlam zeminli bölgeler ise daha avantajlı” dedi.
Moriwaki, vatandaşlara "yaşam üçgeni"ni hatırlatarak, deprem anında merdiven ve asansörlerden uzak durulmasını, su, çikolata ve düdük gibi temel malzemelerin bulundurulmasını tavsiye etti.
Uzmanların Marmara’daki son deprem hakkındaki değerlendirmeleri farklılık gösterse de, ortak mesajları aynı: Türkiye bir deprem ülkesi ve toplum olarak bilinçli, planlı ve organize bir hazırlık süreci şart. Büyük deprem tartışmaları sürerken, alınacak önlemler ve yapılacak hazırlıklar her zamankinden daha önemli.