
Hüsamettin Cindoruk, Cahit Karakaş, Mustafa Kalemli ve Hikmet Çetin’in imzasını taşıyan bildiride, hukukun üstünlüğüne vurgu yapılarak tutuksuz yargılamanın esas alınması gerektiği belirtildi.
Dört eski TBMM Başkanı tarafından yayımlanan açıklamada, Türkiye'nin demokratik hukuk devleti ilkesinden sapmaması ve ekonomik zararların önlenmesi gerektiği ifade edildi. Bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Ülkemizde hukuk sisteminin egemen olması, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının güvence altına alınması, adaletin herkes için eşit uygulanması ve tutuksuz yargılamanın temel ilke olarak benimsenmesi gerektiğine inanıyor ve bu düşüncemizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.”
Açıklamada ayrıca İmamoğlu'nun diplomatik statüsüne ve bilinen kamu kimliğine rağmen kaçma riski olmadığı halde tutuklu yargılanmasına karşı çıkıldı.
"İmamoğlu'na yönelik uygulamalar hukuka aykırı"
Bildiride, hükümetin muhalif siyasetçilere karşı hem idari yetkileriyle hem de bağımsızlığını yitirdiği iddia edilen yargı sistemi aracılığıyla adil olmayan işlemler yürüttüğü öne sürüldü. Ekrem İmamoğlu örneği bu durumun en belirgin yansıması olarak gösterildi.
Hatırlanacağı üzere, İstanbul Üniversitesi yönetimi, İmamoğlu’nun otuz yıl önce aldığı diplomasını 18 Mart’ta iptal etmişti. Bildiride, bu kararın pek çok hukukçu tarafından hukuka aykırı ve gerekçesiz bulunduğu belirtilirken, İmamoğlu’na iptal kararının resmi olarak tebliğ edilmediği de vurgulandı.
Diploma iptalinden bir gün sonra, yani 19 Mart'ta, İmamoğlu, İBB’ye yönelik yürütülen operasyon kapsamında gözaltına alındı. Ardından hakkındaki "yolsuzluk" iddiaları doğrultusunda tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bildiride, İmamoğlu'nun tutuklanmasının "terör örgütleriyle ilişkisi olduğu" ve "yolsuzluk yaptığı" şeklindeki iddialara dayandığı, ancak bu suçlamaların gizli tanıkların soyut beyanlarına dayandığı belirtildi.
Açıklamada tutuklamanın yasal olarak bir ceza değil, istisnai bir önlem olduğu hatırlatıldı. Eski meclis başkanları şu görüşe yer verdi:
“Tutuklama ancak ciddi suç şüphesi taşıyan, somut delillerle desteklenen ve kaçma ihtimali bulunan kişiler için öngörülmüştür. Oysa Sayın Ekrem İmamoğlu, hem yurtiçinde hem de uluslararası camiada tanınan, ikametgahı ve görevi belli bir şahsiyettir. Bu durumda kaçma ihtimali olduğuna inanmak mümkün değildir.”
Bildirinin sonunda, “Demokratik hukuk devleti” ilkesinin korunmasının ve ekonomik istikrarın bozulmaması için hukukun evrensel ilkelere uygun şekilde uygulanması gerektiği vurgulandı:
“Geçmiş dönem TBMM Başkanları olarak, ülkemizin demokratik hukuk devleti niteliğini kaybetmemesi ve adaletin tesisi için tutuksuz yargılamanın önceliklendirilmesini kamuoyunun bilgisine sunuyor, saygılarımızı iletiyoruz.”
Bildiriyi imzalayan isimler kimler?
Destek bildirisini imzalayan dört isim arasında en eski TBMM Başkanı Cahit Karakaş. 16. Dönem Meclis Başkanı olarak 17 Kasım 1977 ile 12 Eylül 1980 arasında görev yaptı.
Onu takip eden Hüsamettin Cindoruk, 19. Dönem’de 1991-1995 yılları arasında TBMM Başkanlığı görevini üstlendi.
Mustafa Kalemli, 20. Dönem'in ilk iki yasama yılında, 25 Ocak 1996’dan 30 Eylül 1997’ye kadar Meclis Başkanı olarak görev yaptı.
Son olarak, Hikmet Çetin 20. Dönem'in üçüncü ve dördüncü yasama yıllarında, 16 Ekim 1997’den 18 Nisan 1999’a kadar TBMM Başkanlığı yaptı.