
Toplantıya ayrıca AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala ile MİT Başkanı İbrahim Kalın da katıldı.
Bu görüşme, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta yaptığı “silah bırakma ve örgütü feshetme” çağrısının ardından gerçekleşen ikinci resmi temas oldu. Hatırlanacağı üzere, 10 Nisan’da Erdoğan ile dönemin İmralı heyeti arasında, 13 yıl aradan sonra ilk görüşme yapılmıştı. 13 Nisan’da yaşamını yitiren Sırrı Süreyya Önder'in yerine heyete Mithat Sancar dahil olmuştu.
Pazartesi günü saat 15.00’te başlayan görüşmeye ilişkin yazılı açıklama yapan Buldan ve Sancar, “Heyetimiz, sürecin geldiği aşama ve gelecekte atılması gereken adımlara dair görüş ve önerilerini Cumhurbaşkanı’na iletti. Taraflar sürecin ilerlemesine yönelik karşılıklı iradenin sürdüğünü vurguladı,” ifadelerini kullandı.
Görüşmeyi "tarihi" olarak nitelendiren Pervin Buldan, "Çünkü artık süreç farklı bir evreye giriyor. Bu yeni aşamada değerlendirme ve karşılıklı fikir alışverişi çok daha önemli hale geldi. Bugünkü buluşmanın, gerekli adımların planlanması açısından verimli geçeceğini umuyoruz," dedi.
DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Mithat Sancar da, "Sayın Cumhurbaşkanı ve heyetiyle yeni sürecin dinamiklerini ve bundan sonrasına ilişkin öngörülerimizi paylaşacağız. Aynı şekilde onların değerlendirmelerini de dinleyeceğiz,” şeklinde konuştu.
Görüşme öncesi parti içi istişare
Görüşme öncesinde, saat 12.00’de Buldan ve Sancar, DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan ile parti genel merkezinde bir araya geldi. Burada, bir gün önce, 6 Temmuz’da İmralı’da Abdullah Öcalan’la yapılan temas hakkında bilgi verildiği ve Erdoğan ile yapılacak görüşmenin detaylarının ele alındığı bildirildi.
Öcalan’dan “tarihi görüşme” vurgusu
DEM Parti heyeti, 6 Temmuz Pazar günü İmralı Adası’na giderek Abdullah Öcalan ile yaklaşık 2.5 saat süren bir görüşme yaptı. Görüşme sonrası yapılan açıklamada, Öcalan’ın hem sağlık hem de moral durumunun iyi olduğu belirtildi.
PKK lideri Öcalan, sürecin yeni bir safhaya ulaştığını vurgularken, bu süreçte her kesime sorumluluk düştüğünü dile getirdi. Cumhurbaşkanı ile yapılacak görüşmeye büyük önem verdiğini belirten Öcalan, TBMM’de oluşturulması planlanan bir komisyonun da barış süreci açısından kilit rol üstlenebileceğini ifade etti.
Açıklamada ayrıca Öcalan’ın, Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından bu sürecin taşıdığı potansiyele inancının tam olduğu kaydedildi.
Askerlere başsağlığı mesajı
Heyet ayrıca görüşme sırasında Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarında meydana gelen metan gazı zehirlenmesi sonucu hayatını kaybeden askerlerin haberini aldıklarını ve büyük üzüntü duyduklarını belirtti. "Hayatını kaybeden askerlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine ve yakınlarına başsağlığı diliyoruz," denildi.
PKK'nın feshi ve ateşkes kararı
Öcalan’ın silah bırakma ve örgütün kendini feshetmesi yönündeki çağrısının ardından PKK, 1 Mart itibariyle geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiğini açıkladı. PKK Yürütme Komitesi’nden yapılan açıklamada, çağrının tüm içeriğine katıldıkları ve bu doğrultuda hareket edecekleri belirtildi.
"Bugünden itibaren, bize yönelik bir saldırı olmadıkça hiçbir şekilde silahlı eylem gerçekleştirmeyeceğiz," diyen örgüt, kongreye hazır olduklarını da bildirdi. Öcalan’ın süreci bizzat yönlendirmesi gerektiğini vurgulayan açıklamada, liderlerinin özgür ve engelsiz koşullarda çalışmasının sağlanması gerektiği belirtildi.
DEM Parti vekili Sırrı Süreyya Önder tarafından aktarılan Öcalan’ın mesajında, "Silah bırakma ve fesih gibi adımların pratikte hayata geçebilmesi, demokratik siyaset alanının tanınmasını zorunlu kılar," ifadeleri yer aldı.
Türkiye’de çözüm süreci
2013-2015 yılları arasında Türkiye’de yürütülen çözüm süreci, Kürt meselesine barışçıl yollarla çözüm bulunması amacıyla başlatılmıştı. Sürecin temelini, PKK’nın silahsızlanması, demokratik reformlar ve Kürt kimliğine dair hakların genişletilmesi oluşturuyordu. Abdullah Öcalan bu dönemde önemli bir rol üstlenmişti. Ancak 2015 yazında çatışmaların yeniden başlamasıyla süreç sona erdi.
1978 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesinde kurulan PKK, başta Türkiye olmak üzere ABD, AB ülkeleri ve birçok devlet tarafından terör örgütü olarak tanınıyor. PKK’nın 40 yıla yakın süren saldırılarında 15 bin civarında kişinin hayatını kaybettiği resmi verilerle açıklanmıştır.
Örgütün lideri Abdullah Öcalan, 1999 yılında yakalanarak “terör örgütü kurmak ve yönetmek” suçundan müebbet hapis cezasına çarptırılmış ve o tarihten bu yana İmralı Adası’ndaki cezaevinde tutulmaktadır.