Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
Avrupa konseyi’nden Türkiye’ye çağrı: İmamoğlu ve Zeydan serbest bırakılsın
Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına ve Türkiye’de muhalif belediye başkanlarına yönelik artan baskılara tepki gösterdi.

Kongre, Türkiye’nin 2023 Reykjavik Deklarasyonu’nda taahhüt ettiği demokratik ilkelerden uzaklaştığını vurguladı.

Perşembe günü Strasbourg’da düzenlenen acil oturumda kabul edilen bildirgede, Türkiye’ye, muhalefete mensup seçilmiş temsilcileri yargılama ve tutuklama uygulamalarına son verme çağrısı yapıldı. Bildirgede, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan’ın ivedilikle serbest bırakılması gerektiği ifade edildi.

Oturumda, demokratik yöntemlerle seçilen belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasının, demokrasiyi zayıflattığı belirtilerek, Türkiye’de çoğulculuğun tehdit altında olduğu ve demokratik ilkelerden uzaklaşıldığı dile getirildi.

Protestolar ve tutuklamalar tündeme geldi

Muhalif seslerin susturulması ve kayyum uygulamalarının yaygınlaşmasının normalleştiği ifade edildi. İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan protestolara katılan öğrenciler ve gazetecilerin gözaltına alınması konusuna da değinildi. Toplanma ve ifade özgürlüğüne yönelik sert kısıtlamaların, yerel yönetimlerin temel ilkeleriyle bağdaşmadığı vurgulandı.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 19 Mart’ta İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan gösterilerde toplam 1879 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Bu kişilerden 260’ı tutuklanırken, 468 kişi hakkında adli kontrol kararı verildi, 489 kişi ise serbest bırakıldı.

Oturumda konuşan katılımcılar, yerel yöneticilerin yargılama ve tutuklama yoluyla devre dışı bırakılmasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Tutuklamaların ancak makul bir şüpheye dayanması gerektiği vurgulandı.

Konuşmacılar, İmamoğlu ve Zeydan’ın tutuklanmasının yalnızca bireysel bir mesele olmadığını, bunun demokrasinin meşruiyetini doğrudan ilgilendirdiğini ifade etti. İmamoğlu’na yönelik hukuki baskıların yanı sıra, diplomasının iptal edilerek siyasi kimliğinin hedef alındığı öne sürüldü. Yerel yönetimlerin kurumsal bütünlüğüne zarar verildiği değerlendirmesi yapıldı.

Seçilmiş yöneticilerin yalnızca halk tarafından görevden alınabileceği ilkesinin altı çizildi.

Birleşik Krallık’tan bir Kongre üyesi, Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan ile siyasi görüşlerinin çok farklı olduğunu, ancak yerel yönetimlerin kendi yöneticilerini seçme hakkı konusunda aynı görüşü paylaştıklarını ifade etti. Aynı üye, Türk yetkililere ve hükümet yanlılarına seslenerek, "Bu büyük ülkeye ne yaptıklarını bir kez daha düşünmeliler" dedi.

Türkiye’ye eleştiriler ve yanıtlar

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kongre’nin yayınladığı bildirgeyi eleştirerek, kayyum atamalarını sorgulayan yetkililerin, DEM Parti’nin seçimle belirlenmemiş eşbaşkanlık uygulamasını görmezden geldiğini ifade etti. Büyükakın, Türkiye’de hukukun işlediğini, yargı sürecinin devam ettiğini ve gerçeğin çarpıtılmasına izin vermeyeceklerini söyledi.

Raporda yalnızca muhalif görüşlerin yer aldığını savunan Büyükakın, Türkiye’ye yönelik çifte standart uygulandığını dile getirdi. Ülkede geniş çaplı protestolar yaşandığı algısının gerçeği yansıtmadığını iddia etti.

Ancak bu değerlendirmeye itiraz eden bazı Avrupa Konseyi üyeleri, Avrupalı temsilcilere olayları yanlış okudukları yönünde baskı yapıldığına dikkat çekti.

Raportör David Eray, Türk yetkililere görüşlerini aktarmaları için fırsat tanındığını, ancak geri dönüş yapılmadığını belirterek, Kongre’nin tek taraflı bir tutum sergilediği yönündeki eleştirilerin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Eray, etkili bir iş birliği için birlikte çalışılması gerektiğini vurguladı.

Demokrasiye yönelik endişeler

Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Türkiye’de seçilmiş yerel yöneticilerin çalışma koşullarının giderek zorlaştığını ve temel hakların zayıflatıldığını kaydetti. Muhalif belediye başkanlarının “terör” ve “yolsuzluk” suçlamalarıyla görevlerinden alınarak yerlerine kayyum atanmasının, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na aykırı olduğu belirtildi.

Bildiride, 2019 yılından bu yana devam eden yargı süreçlerinin, İmamoğlu’nun seçimlere katılma hakkını kısıtlamak için kullanıldığına dikkat çekildi.

Kongre Başkanı, İmamoğlu’nun 23 Mart’ta tutuklanmasını “demokrasiye yönelik bir saldırı” olarak nitelendirirken, İstanbul’un seçilmemiş bir yönetici tarafından yönetilme riskiyle karşı karşıya olduğunu dile getirdi. Kongre, Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan’ın tutuklanmasının ardından Van Belediyesi’ne kayyum atanmasıyla birlikte, toplamda 4 milyon yurttaşın kendi seçtikleri yöneticiler tarafından yönetilme hakkının elinden alındığını vurguladı.

Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Haberler
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video