
Eaux-Vives’teki muhteşem konumu, organizasyon başarısı ve yıldız tenisçilerin ilgisiyle Geneva Open, artık tenis takviminin vazgeçilmezlerinden biri olarak kabul ediliyor.
İlk yıllarında olumsuz hava koşulları, erken veda eden favoriler ve eleştirilerle karşılaşsa da turnuva, Marc Rosset ve Thierry Grin’in liderliğinde her geçen yıl daha da güçlenerek yoluna devam etti. 2015’te zorlu bir başlangıç yapan etkinlik, özellikle son beş yılda olağanüstü bir çıkış yakalayarak dünya tenisçileri için Roland-Garros öncesi hazırlık sahası haline geldi.
Casper Ruud ile gelen istikrar ve yıldızlar geçidi
Turnuvanın yıldız ismi kuşkusuz Norveçli tenisçi Casper Ruud. Geneva Open'ı 2021, 2022 ve 2024’te kazanan Ruud, sadece sahadaki başarısıyla değil, örnek tutumuyla da organizasyonun simgesi haline geldi. Thierry Grin’e göre, “Ruud’un Geneva Open’ın yüzü olması, turnuvanın profesyonel kimliğini güçlendirdi.”
ATP çevrelerinde kulaktan kulağa yayılan olumlu imaj, dünya devlerini de Cenevre’ye çekti. Geçtiğimiz yıl Andy Murray ve Novak Djokovic gibi yıldızlar Geneva Open’da mücadele etti. Bu yıl yeniden sahaya çıkacak olan Djokovic’in amacı ise Roland-Garros öncesi formunu yeniden yakalamak.
Hedef: Gelecek 10 yılda daha büyük adımlar
10 yılda 4 dünya bir numarasına ve 7 Grand Slam şampiyonuna ev sahipliği yapan Geneva Open, bu başarının tesadüf olmadığını gösterdi. Organizasyon Direktörü Thierry Grin, “Amacımız geçmişe güvenip yerimizde saymak değil. İzleyiciler ve oyuncular için daha iyisini yapma hedefindeyiz. Önümüzdeki 10 yıl, ilk 10 yıl kadar dolu dolu geçmeli” diyor.
24 Mayıs’ta oynanacak büyük finalle taçlanacak olan bu yılki Geneva Open, Cenevre’yi yine bir tenis şölenine dönüştürecek. Turnuvanın bu yılki atmosferi, 10 yıl önceki şüpheci sesleri tamamen susturacak gibi görünüyor.