Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
Prof.Dr. Şener Üşümezsoy’dan deprem analizi
Prof.Dr. Şener Üşümezsoy: "Kuzey Marmara’da 7’lik deprem beklenmiyor"
Deprem senaryolarına farklı bir bakış açısı getiren Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Kuzey Anadolu Fayı’nın Marmara Denizi’ndeki yapısının sanıldığı gibi olmadığını söylüyor. Üşümezsoy’a göre Marmara’nın kuzeyinde kırılmamış ve büyük deprem üretecek aktif bir fay segmenti bulunmuyor. En fazla 6,5 büyüklüğünde bir depremin mümkün olduğunu belirtiyor.

Prof.Dr. Üşümezsoy, diğer birçok jeologdan farklı olarak, Marmara’da büyük bir deprem olacağı yönündeki genel görüşe itiraz etmiş ve bu senaryoların bilimsel temelden yoksun olduğunu savunmuştur. Jeolojik veriler, tarihsel kayıtlar ve saha gözlemlerini bir arada değerlendirerek alternatif deprem modelleri geliştirmiştir. “İstanbul Depremi” ve “Vatandaş için Deprem Rehberi” gibi kitaplarıyla deprem bilincinin yaygınlaşmasına katkı sağlamıştır.

Marmara’da beklenen büyük deprem yıllardır aynı şekilde anlatılıyor ve bu tekrar eden senaryolar, ister istemez hepimizi tedirgin ediyor. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, bu konuya dair merak edilen tüm soruları yanıtladı.

Röportaj: Ferah Koçak Erdoğan

  • Hocam, yıllardır Marmara’da büyük bir deprem beklentisi gündemde. Sizin bu konuda farklı düşündüğünüzü biliyoruz. Öncelikle Marmara’daki fay yapısı neden bu kadar tartışmalı?

Marmara'daki deprem sorunu ve bu konudaki ikilemler, aslında Marmara'daki fay yapısının diğer bölgelerden farklı oluşmasından kaynaklanmaktadır.

Kuzey Anadolu Fayı’nın doğu kesimi, Yalova-Çınarcık’tan güneye doğru dönerek Bandırma üzerinden Ege Denizi'ne ulaşan bir kol oluşturur. Diğer bir kol ise Silivri'den başlayarak Saros Körfezi, Gaziköy ve Halkidiki'ye kadar uzanır. Bu iki kol arasında, yani Yalova ile Küçükçekmece arasında aktif bir fay bulunmamaktadır. Ancak bazı araştırmacılar, Kuzey Anadolu Fayı’nı düz bir hat şeklinde düşündüklerinden, bu iki nokta arasına hayali bir fay hattı yerleştirmeye çalışmaktadırlar. Bu nedenle fayın yeri sürekli olarak değiştirilmektedir. Kimi çalışmalarda fay hattı tam ortadan geçirilmekte, kimilerindeyse daha kuzeye kaydırılmaktadır.

  • Kuzey Anadolu Fayı Marmara Denizi’nde nasıl bir rota izliyor? Bu hattın iki ayrı kola ayrıldığını söylüyorsunuz, biraz açar mısınız?

Bu yaklaşımlara karşılık olarak, biz MSSCB'de (Mikro Sismik Saha Çalışmaları Birimi), Kuzey Anadolu Fayı'nın Çınarcık çukuru ve Marmara çukurlarının (özellikle Tekirdağ Çukuru) güneyinden geçtiğini, bu hattın plaka sınırı olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve Saros’tan Halkidiki’ye kadar uzandığını ortaya koyduk. Ancak Marmara'nın kuzey kıyısına yakın olan Adalar Fayı, Silivri Fayı ve Tekirdağ Fayı başlangıçta bu ana sistemle ilişkilendirildi ve bu bölgede büyük bir deprem olacağı öngörüldü.

  • 1999 depreminden sonra sıkça dile getirilen 'Marmara’da büyük deprem olacak' iddiası neye dayanıyordu? Neden yanlış olduğunu düşünüyorsunuz?

1999 yılından sonra, Marmara'da 30 yıl içinde 7'nin üzerinde depremler olacağı ve bu durumun yüzde 60 olasılıkla gerçekleşeceği yönünde söylemler ortaya atıldı. Ancak bu varsayımlar daha sonra yapılan çalışmalarla çürütüldü. Çünkü bu çalışmaları gerçekleştiren bilim insanları da hatalı varsayımlarda bulunduklarını kabul ettiler. Tarihi verilere göre, 1894 yılında Çınarcık Çukuru olarak adlandırılan bölgede bir fay kırılmıştır. 1912 yılında ise Tekirdağ segmenti kırılmıştır. 

  • Silivri ile Yeşilköy arasında kalan yaklaşık 50 kilometrelik fay segmenti çok konuşuluyor. Bu bölüm gerçekten 7 ve üzeri büyüklükte bir deprem üretebilir mi?

Şu an Marmara’da kırılmamış tek bölüm, Silivri ile Yeşilköy arasında kalan yaklaşık 50 kilometrelik bir fay parçasıdır. Ancak bu fayın uzunluğu ve özellikleri nedeniyle, 7 büyüklüğünde bir deprem üretmesi beklenmemektedir. Çünkü bu fayın kitlenme derinliği 10 kilometreden daha azdır ve bu nedenle en fazla 6,5 büyüklüğünde bir deprem yaratabilir. Bazı araştırmalarda Silivri ile Büyükçekmece arasında, Kumburgaz’dan Büyükçekmece’ye ve oradan Yeşilköy’e uzanan bir fay hattı olduğu iddia edilmiştir. Ancak benim yaptığım çalışmalarda, Büyükçekmece ile Yeşilköy arasında, Marmara Denizi içindeki Beylikdüzü sırtı olarak bilinen bölgede aktif bir fay bulunmadığı ortaya konmuştur. Buna rağmen bazı araştırmacılar burada bir fay olduğunu savunmuşlardır.

Geçtiğimiz depremler bu iki tezi doğrulamıştır:

  • Orta sırt üzerindeki fay iki parçadan oluşmaktadır ve 6,5 büyüklüğünün altında depremler üretmektedir.
  • Bu depremden sonra Beylikdüzü sırtı üzerinde hiçbir artçı deprem meydana gelmemiştir. Eğer burada stres birikimi olsaydı, artçı depremler mutlaka gözlenirdi.

1999 depreminden sonra Çınarcık Çukuru içinde bazı küçük faylar kırılmış ve buralarda stres birikimi olmuştur. Ancak Adalar Fayı’nda herhangi bir artçı deprem gözlenmemiştir. Bu da bu fayda stres olmadığını gösterir.

  • Marmara Denizi’nde kısa ya da orta vadede büyük bir deprem bekliyor musunuz?

Bugünkü bulgular, Kuzey Marmara’da bu yüzyılda büyük bir deprem yaratacak aktif bir fay bulunmadığını göstermektedir. Diyelim ki bu bölgede ikinci bir fay daha var, bu durumda bile 6,2 büyüklüğünden büyük bir deprem üretmesi mümkün değildir. Diğer yandan Güney Marmara’da, Kuzey Anadolu Fayı’nın güney kolu Bandırma’dan başlayarak Sarıköy ve Gönen’e kadar uzanmaktadır. Gönen’den sonra Yenice’ye giden bir hat ve bu hatta paralel olarak Kazdağları'na doğru yönelen başka bir hat daha vardır. Bu faylar, Ege’deki Skiros Hattı’na doğru devam eder. Yani bölgede iki ayrı fay kuşağı vardır ve aralarında boşluk bulunmaktadır; bu faylar birbiriyle birleşmemiştir.Ancak bazı araştırmacılar, ısrarla bu fayları Adalar Fayı üzerinden birleştirmeye çalışmış ve bu da büyük ölçüde yanlış yorumlara yol açmıştır.

  • Tarihsel depremler üzerine yapılan analizlerde 1894 depremi yeterince dikkate alınıyor mu? Bu depremin önemi nedir?

1999 sonrası ortaya atılan bir diğer varsayım ise Marmara Denizi’ndeki fayların 1766 yılından bu yana kırılmamış olduğu ve bu nedenle ortalama 250 yılda bir kırıldığı yönündeki kronolojik varsayımdı. Bu düşünceye göre Marmara’nın tamamının boydan boya kırılarak 7,8 büyüklüğünde bir deprem oluşturacağı, hatta Yeşilköy’den Gaziköy’e kadar uzanacak 110 kilometrelik bir fay parçasının 7,4 veya 7,5 büyüklüğünde bir deprem yaratacağı iddia edilmiştir.

Ancak daha sonra yapılan ayrıntılı çalışmalardan sonra 1894 yılında Çınarcık Çukuru’nun güney kıyısında 60 kilometrelik bir fay parçasının kırıldığını ve 1912’de de Tekirdağ’da benzer büyüklükte bir segmentin kırıldığını ortaya koymuştur. Dolayısıyla Marmara’da kırılmamış olarak kalan tek fay parçası, Silivri ile Kumburgaz arasındaki segmenttir.

Tarihçilerin bu konuda yaptığı çalışmalar da önemlidir. Örneğin Murat Bardakçı ve Erhan Afyoncu, tarih kaynaklarına göre 1894 yılında deprem olduğunu söylediler. Ve 1894 depremi, 1766’daki depremden altı kat daha fazla bina yıkımına yol açmıştır. Tarihçilerin bu gerçekleri ortaya koymaları, Marmara ile ilgili yanlış varsayımların çürütülmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Haberler
Yükleniyor
Yükleniyor
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video