Hayatımıza girdiği günden bu yana tüm hesaplarımızı alt üst eden bir salgın süreciyle karşı karşıyayız. Şubat ayında başlayan ilk dalgada hükümet tarafından maddi konularda desteklenen ve ayakta tutulan şirketler, yılın ikinci bölümünde yaşanan salgın sürecince kendi kaderleriyle baş başa bırakıldılar.
Şirket sahipleri kendi kaderlerine terk edildi

Gıda sektörü başta olmak üzere, online satış yapan platformlar, evlere yemek servisi yapan kuryeler bu sürecin en karlı sektörleri olarak öne çıkarken, seyahat-turizm, eğlence-organizasyon, gastronomi ve medya gibi sektörler de inanılmaz kayıp yaşadılar.
Örneğin biz! Aylık yayın yapan Pusula adlı gazetemizi bu yıl sadece 3 kez okurlarımızla buluşturabildik. Düzenli yayına ve gelire sahip olamamak nedeniyle, bu yılı ciddi zararlarla kapatıyoruz. Yalnızca biz değil, pandemi nedeniyle kapatılan restorantlar, sektörde çalışan müzisyen arkadaşlar ve seyahat acentaları da 2020 yılını kara yıl olarak hatırlayacaklar. İlk dalgada hükümetin verdiği destekle ayakta kalabilmeyi başarsak da ikinci dalgada herhangi bir destek alamamış olmanın şaşkınlığı var üzerimizde. Halbuki İsviçre Hükümeti ilk dalganın ardından medya sektörüne yönelik bir destek paketi hazırlayıp, iletişim ve bilgilendirme hususunda büyük öneme sahip olan medya çalışanlarını destekleyeceğini açıklamıştı. Ancak verilen destekten hiç bir göçmen yayın organı faydalanamadı. En az haftalık yayın yapan ve tirajı 40 binin üzerinde olan gazetelere destek verilip, göçmen medyasına ayrımcılık yapıldı ve yardım paketinin dışında tutuldu!
Ne biz, ne de kriz içinde olan diğer sektörler ikinci pandemi sürecinde hiç bir maddi destek alamadık. Hükümet tarafından açıklanan destek paketleri öylesine zor şartlara bağlanmış ki, kolay kolay bir şirketin maddi yardım alması da mümkün gözükmüyor. Yıllardır verdiğimiz mücadele ve emek Korona Salgınına takıldı diyebiliriz. Şimdi oturduk kara kara düşünüyoruz, bu işin içinde nasıl çıkarız, çalışmalarımızı nasıl sürdürebiliriz diye! Ne bileyim, belki de tüm hayallerimizin sonuna gelmiş de olabiliriz! Yıllardır emek verdiğimiz medya alanı yerine başka alanlarda ticari faaliyetlerimize devam etmeliyiz!
Temmuz ayında İsviçre Maliye Bakanı Ueli Maurer devlet televizyonu SRF`te yayınlanan Güne Bakış adlı programa konuk olmuş, çok ilginç açıklamalar yapmıştı. Karantina süresinin kısaltılmasını ve çalışanların hızlıca ekonomiye dönmesini savunan Maurer, ikinci bir dalganın gelmesi durumunda İsviçre ekonomisinin bunu kaldıracak güçte olmadığını savunmuştu. Hayretle dinlemiştim kendisini, nasıl olurdu da İsviçre gibi bir ülkenin Maliye Bakanı bunları söyleyebilirdi. Oturup konuyla ilgili haber hazırladım. Aklımdan geçen şey Ağustos ayında çıkacak olan gazetemizde haberi manşetten okurlarımıza duyurmaktı… Ancak ikinci dalganın patlak vermesi nedeniyle biz Ağustos sayımızı çıkaramadık, habere de yer veremedik. An itibariyle Bakan Maurer ne demek istedi çok iyi anlıyoruz. Devlet bırakın yardım yapmayı, ikinci dalgada tüm sorumluluğu kantonlara yükleyip ‘Olağanüstü Hal’ ilan etmekten uzak durdu. Herkes kapanma çağrısı yaparken sanki ülkeyi yönetenler başka bir yerlere tatile gitmiş gibi, olayı uzaktan izleyip, basit önlemlerle geciştirmeye çalıştılar. Halen vaka sayılarında düşüş yok, halen tüm ülkeyi kapatma kararı alınmadı, halen günlük en az 100 kişi ölmeye devam ediyor… Anlayacağınız; ekonomik korkular İsviçre gibi dev bir ekonomiye sahip olan bir ülke de dahi her şeyin önüne geçti.
Çevremizde bulunan bir çok arkadaşımızdan bu günlerde en çok duyduğumuz kelime maalesef «iflas». Sanki bu süreçte küçük esnaflarda yok edilmek isteniyor gibi bir hava hakim. Aargau kantonunda bulunan bir arkadaşım diyorki «Kanton kapatma kararı aldı, mağazamı kapattım. Bina sahibi kira, çalışanlar maaş istiyor. Kapalı olan bir mağazanın giderlerini ben nasıl karşılayacağım? Ne kanton ne de hükümet maddi yardımda bulunuyor, galiba bunlar benim iflasımı istiyorlar».
Başka bir tanıdığım son derece önemli bir konuya dikkat çekiyor; “Bize mağazanızı ya da restorantınızı kapatın diyenler niçin hala toplu taşımaya izin veriyorlar? Benim mağazam 120 m2, otobüsten daha büyük. Bana müşteri almayın diyenler neden 50-60 kişiyi yan yana otobüste taşıyorlar? Madem böyle bir risk var, her yerde güvenlik sağlansın, kapatılmışken her yer kapatılsın, sadece belli kantonlarda kapatma oldu, Zürih hala niçin açık?” şeklinde serzenişte bulunuyor.
Son umudumuz Aşılar! Aşılara nasıl güveneceğiz, kimler aşı yaptırmak istiyor henüz çok belli değil. Bir çok kişi bekle gör, yan etkisi yoksa öyle yaptırayım havasında. İsviçre`de aşılama işlemleri başladı. İnşallah bu pandemiyi aşılarla hızlı bir şekilde üzerimizden atıp, yeniden normal bir hayata dönebiliriz. Aksi halde çevremizde bulunan şirketlerin büyük kısmı kepenklerini tamamen kapatmak zorunda kalacak!
Bu bağlamda tüm okurlarımıza ve şirket sahiplerine sağlık, huzur ve bereket içinde geçirecekleri yeni bir yıl diliyoruz.