Bundan tam 5 yıl evvel baba olmanın mutluluğunu yaşadım. Artık eşimle “biz” olmaktan çıkıp yeni doğan oğlumuz Ozanla birlikte “aile” olmuştuk.
Sevgi dolu bir hayat sürdürmek artık kolay değil

Ozan`ın bebeklik döneminde henüz bir çok şeyin farkında değildik. Onu sevgi dolu, düzgün bir birey olarak topluma kazandırmanın mücadelesini verdik. O da bize uyum gösterip sevgi dolu bir çocuk olarak yetişti. Tatlı dilli, etrafındaki çocukları seven, onlarla vakit geçirmekten hoşlanan bir çocuk oldu.
Gel zaman git zaman Ozan biraz büyüdü, önce kreşe sonrada bu yıl içinde Anaokuluna başladı. İsviçre`de çocuklar ilkokul öncesinde mecburi olarak Anaokulu eğitimi de görüyorlar. İlk gün hepimiz çok heyecanlıydık. Oğlumuz Anaokuluna başlayacak, artık her anlamda İsviçre`nin eğitim sistemine dahil olacaktı. İlk günler bizim için kolay geçmedi. Her ne kadar biz kendi çocuğumuzu sevgi dolu yetiştirsek de, okuldaki diğer çocuklar daha hırçın ve hareketli çocuklardan oluşmaktaydı. Bir ara oğlumuzun yanlış çocuklarla bir arada olduğunu düşünüp taşınmayı bile düşündük. Gideceğimiz yerde nasıl bir ortam bizi bekleyecekti, istediğimiz eğitim ortamını bulabilir miydik bu da başka bir konu oldu. Sonunda eşimden şöyle bir fikir geldi „bırakalım, diğer çocukların arasında hayatın zorluklarıyla mücadele etmeyi öğrensin“ dedi. Bugün oğlumuzun Anaokuluna başladığı 4 ayı geride bıraktık. Her ne kadar Ozan bulunduğu ortama alışsa da biz hala her gün endişeliyiz. Her gün onu okula bırakırken başına bir şey mi gelecek korkusu hala içimizde. Dün akşam eşimle bu konu hakkında konuşurken ikimizde aynı şeyleri söyledik „artık dünya sevgi dolu çocuk yetiştirmek için uygun değil“. Çocukların okul eğitimleri sadece derslerle değil, bulundukları ortamın getirdiği diğer sorunlarla daha da zorlu bir hale geldi. Henüz Anaokulu döneminde böylesine endişelerimiz varken, ilerleyen yıllarımız nasıl geçecek belli değil. Dünyayı ne hale getirmişiz, sevgi ve saygıdan ne denli uzaklaşmışız hiç farkında mısınız? Yaşamımız maddi hesaplar içinde geçerken, manevi değerlerden yoksun kaldığımızın ne zaman farkına varacağız bilinmez.