Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
İsviçre’de birlik ve kardeşlik mesajları...
Yas-ı Muharrem buluşması: Kerbela’nın çağrısı Zürih’te yankılandı
İsviçre Türk Toplumu tarafından düzenlenen “Yas-ı Muharrem” programı, Zürih Dietikon’daki İTT Merkez Salonu’nda yoğun bir katılımla gerçekleşti. Hazreti Hüseyin ve Kerbela şehitlerinin 1386. yıl dönümünde gerçekleştirilen bu anlamlı buluşma, geçmişe saygı ve geleceğe umut mesajı taşıdı.

Program, sadece bir anma değil; farklı kökenlerden, inançlardan insanları aynı sofrada buluşturan bir gönül çağrısıydı.

Alevi Dedesi Hüseyin Gül ile sofraya dua, lokmaya hürmet

Program, Alevi dedesi Hüseyin Gül’ün lokma dağıtımı öncesinde yaptığı dua ile başladı. Ardından hep birlikte iftar açıldı. Hüseyin Dede, iftar sonrasında Alevi inancına göre orucun nasıl açıldığını ve bu inanç sisteminde sofranın nasıl anlamlandırıldığını, dua ve uygulama eşliğinde katılımcılara aktardı. Sessizlik, saygı, dua ve içtenlik… O sofrada hepsi vardı.

Türkiye’den gelen konuşmacılar: Oruç bir yas, bir duruştur

Konuk konuşmacılar Dr. Ali Arif Özzeybek ve Doç. Dr. İlgar Baharlu, Muharrem orucunun Alevi inancındaki yerini detaylı biçimde aktardılar. Sadece bir aç kalma hali değil, bir matem, bir vicdan duruşu olduğunu anlattılar.

Özzeybek, Hazreti Hüseyin’in kıyamının siyasal ve insani boyutuna dikkat çekerken, Baharlu, orucun “sadece inanç değil, bir yaşam biçimi” olduğunun altını çizdi. Her iki akademisyen de Muharrem orucunda uygulanan ritüelleri, su içmeme, lokma paylaşımı ve dua zinciri gibi gelenekleri tarihsel bağlamıyla paylaştı.

Suat Şahin: “Ben Alevi değilim ama buradayım”

İTT Genel Başkanı Suat Şahin’in açılış konuşması, salonu dolduran kalabalıkta derin bir yankı buldu: “Ben Alevi değilim fakat bugün buradayım. Çünkü Kerbela’daki susuzluğun acısı hepimizin ortak acısıdır.”

Bu sözler, sadece bir inancın değil, insanlığın ortak vicdanına dokunan Kerbela kıyamının ne kadar evrensel olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Şahin, Hazreti Hüseyin’in direnişini “adalet, insanlık onuru ve kardeşlik” kavramlarıyla özdeşleştirirken, Avrupa’nın göbeğinden tüm dünyaya güçlü bir mesaj gönderdi: “Bugün sadece bir iftar değil, bir gönül seferberliği başlatıyoruz. Terörsüz bir Türkiye ve barış içinde bir millet hayalimizi yüksek sesle dile getiriyoruz.”

Devletin tüm katmanları oradaydı

Geceye üst düzey katılımcılar da destek verdi. T.C. Bern Büyükelçisi Şebnem İncesu, Zürih Başkonsolosu Büyükelçi Fazlı Çorman ve Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Bilal Yıldız, programda konuşmalar yaparak barış ve kardeşlik mesajları verdiler.

T.C. Zürih Başkonsolosu Fazlı Çorman, farklı kesimlerin bir araya gelişini bir “umut manzarası” olarak nitelendirdi: “Anadolu’nun birlikte yaşama geleneğini burada sürdürmek büyük bir kazanım. Bu lokmayı paylaşmak, farklılıklarımızın zenginlik olduğunu göstermenin en güzel yolu.”

T.C. Bern Büyükelçisi Şebnem İncesu ise konuşmasında şu sözlerle gönüllere dokundu: “Muharrem ayı, acı ve kardeşliği aynı anda taşıyan kutsal bir zamandır. Bugün burada aynı lokmayı paylaşmak, barışın ve birlikteliğin en saf halidir.”

Dr. Bilal Yıldız: “Ehlibeyt sevgisini siyasi söylemlerle kirletmeyelim”

T.C. Zürih Din Hizmetleri Müşavir Vekili Dr. Bilal Yıldız, konuşmasına Kur’an-ı Kerim’den ve Peygamber Efendimizin (SAV) veda hutbesinden pasajlarla başladı. Muharrem ayının İslam tarihinde kutsal bir zaman olduğuna değinen Yıldız, Kerbela’nın ise “İslam tarihinin kara lekesi” olduğunu ifade etti.

“Hazreti Hüseyin’in şehadeti, zulmün her türlüsüne karşı bir direnişin sembolüdür. Bu ayda kan dökmek haramdır. Ve bu yas, sadece bir mezhebin değil, bütün ümmetin yasıdır.”

Dr. Yıldız, konuşmasında günümüz dünyasında dini duyguların istismar edilmesine de dikkat çekti:

“Ehlibeyt sevgisini siyasi hesaplarla kirletmeyelim. Kur’an’ı menfaatlerimize alet etmeyelim. Farklılıklarımızı değil, ortak değerlerimizi öne çıkaralım.”

Dr. Bilal Yıldız’dan Alevi dedesine kardeşlik selamı

Konuşmasının sonunda Dr. Bilal Yıldız, Alevi Dedesi Hüseyin Gül’e dönerek şu anlamlı sözleri söyledi: “Ayetler okudu, dualar etti, efendimize salavat getirdi ve ehlibeyte selam getirdi. Ben bu vesileyle diyorum ki, kardeş olalım, bir olalım, hep beraber olalım. Ümmet olarak Kur’an-ı Kerim ve sünnet etrafında, Ehlibeyt sevgisinde birleşelim. Rabbim birliğimizi daim eylesin. Bu elim hadiselerden ders çıkaralım, kucaklaşalım.”

Bu sözlerin ardından sahnede duygusal bir an yaşandı. Dr. Yıldız, “Ben kendisine kardeş olarak sarılmak istiyorum,” diyerek Hüseyin Gül’e sarıldı. Yaşanan bu an, gecenin sembolü oldu.

Kerbela’nın tarihsel ve düşünsel mirası anlatıldı

Geceye katkı sunan iki değerli akademisyen ise Kerbela’yı sadece tarihsel değil, düşünsel bir derinlikle ele aldı. Türkiye’den gelen Doç. Dr. İlgar Baharlu ve Dr. Ali Arif Özzeybek, Ehlibeyt sevgisini, adalet mücadelesini ve direniş ruhunu bugüne taşıyan konuşmalar yaptı.

Özzeybek, Hazreti Hüseyin’in kıyamını “tarihin en onurlu siyasi duruşlarından biri” olarak tanımlarken, Baharlu Ehlibeyt’in mesajının sadece mezhebi değil, insani bir duruş olduğunu ifade etti.

Plaket taktim edildi

Programın sonunda İsviçre Türk Toplumu Başkanı Suat Şahin Türkiye’den gelen Doç. Dr. İlgar Baharlu ve Dr. Ali Arif Özzeybek’e plaket taktim ederek katkıları için kendilerine teşekkür etti.  

Yas-ı Muharrem buluşması, bir kez daha gösterdi ki: Kerbela sadece geçmişin yasını tutmak değil, bugünün kardeşlik ve birliktelik arayışına ses vermektir. Ve bu ses, İsviçre’de yankı buldu.

Galeri
Video
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Haberler
Yükleniyor
Yükleniyor
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video