
“The World Ahead 2026” başlığıyla çıkan bu özel sayıda, küresel dengelerin yeniden şekilleneceği bir döneme girildiği vurgulanıyor.
Uzmanlara göre 2026, yalnızca yeni bir yıl değil; dünyanın sistemsel olarak değişeceği bir dönüm noktası olabilir.
Kapakta yer alan unsurlar, siyasi güç mücadelelerinden teknolojik dönüşümlere kadar birçok mesaj barındırıyor.
Pastanın üzerinde yer alan “250” sayısı, ABD’nin kuruluşunun 250. yıldönümüne atıfta bulunuyor. Ancak bu kez atmosfer, kutlamadan çok bir yüzleşmeyi andırıyor.
Donald Trump, Xi Jinping, Vladimir Putin, Volodimir Zelenskiy ve Binyamin Netanyahu’nun aynı karede yer alması; 2026’nın gerilimlerle dolu bir yıl olabileceğine işaret ediyor.
Pastayı çevreleyen tanklar, robotlar, aşı sembolleri ve çipler ise savaş, teknoloji ve sağlık arasına sıkışmış bir dünya manzarasını temsil ediyor.
Amerika 250. yılında birlik mi, bölünme mi yaşayacak?
2026, Amerika için tarihi bir dönemeç. Ancak kutlama havası yerini iç siyasi gerilime bırakıyor. Cumhuriyetçilerle Demokratlar arasındaki derin ayrışma, “birlik içinde kutlama” fikrini zedeliyor.
The Economist kapağında çarpıcı bir soru soruyor:
“Bir sonraki küresel krizde, Amerika’ya kim destek olacak?”
Trump’ın belirsizlik stratejisi: Güç mü, yalnızlık mı?
Donald Trump, öngörülemezliğin siyasi bir avantaj olduğunu savunuyor. Ancak The Economist’e göre bu strateji kısa vadede işe yarasa da uzun vadede ABD’yi yalnızlığa sürükleyebilir.
Trump, “belirsizlik güç kazandırır” düşüncesine sahip olsa da, bu yaklaşım müttefikleri uzaklaştırma riski taşıyor.
Borç krizi alarmı: “Zenginlerin Fakirlik Testi”
Dergi, gelişmiş ekonomilerde borç sarmalının yeniden büyüdüğüne dikkat çekiyor.
Yüksek faiz oranları, bütçe açıkları ve artan kamu borçları birleşince, yeni bir küresel mali kriz olasılığı güçleniyor.
The Economist bu durumu “zenginlerin fakirlik testi” olarak nitelendiriyor.
Bu tablo, hem küresel ekonomik istikrarı hem de 2030 hedeflerinin finansmanını tehdit ediyor.
Yapay zeka
Kapakta yer alan robot ve çip simgeleri, yapay zekânın yükselişini anlatıyor.
2026’ya kadar yapay zekâ; ekonomi, siyaset ve toplumsal yapılar üzerinde etkisini daha da artıracak.
Ancak uzmanlara göre bu gelişmeler; işsizlik, etik tartışmalar ve veri tekelleşmesi gibi sorunları da beraberinde getirebilir.
Dergi, “Teknoloji büyüyor ama insan için yer kalıyor mu?” sorusunu gündeme taşıyor.
BM’nin 2030 hedefleri tehlikede
Birleşmiş Milletler’in 2030 vizyonu; yoksulluğun azaltılması, eşitliğin sağlanması ve çevrenin korunması üzerine kurulu.
Ancak The Economist’e göre 2026’da yaşanacak ekonomik ve siyasi sarsıntılar, bu hedeflerin geleceğini riske atabilir.
“2026, 2030’un kader yılı olacak” uyarısı dikkat çekiyor.
İklim krizi
Küresel sıcaklık artışı 1,5 derece sınırına yaklaşırken, dergi kuzey ülkelerinin yavaş ilerlediğini belirtiyor.
Buna karşılık Latin Amerika, Afrika ve Asya’da yenilenebilir enerji yatırımları hız kazanıyor.
Yani çözüm, belki de güney yarımküreden yükselebilir.
Yeni Güç Üçgeni: ABD, Çin ve Rusya
Artık dünya iki kutuplu değil. ABD ile Çin arasındaki rekabet giderek derinleşirken, Rusya kendi nüfuz alanını genişletmeye çalışıyor. The Economist, bu durumu “belirsizliğin kalıcılaştığı bir dönem” olarak tanımlıyor. Yeni ittifaklar ve güç dengeleri bu süreçte yeniden şekillenebilir.
Avrupa, 2026’ya üç temel baskıyla giriyor: Rusya tehdidi, ekonomik durgunluk ve aşırı sağın yükselişi. Bu tablo, Avrupa Birliği’nin “birlik mi, dağılma mı?” sorusunu yeniden gündeme taşıyor.
Sağlıkta yeni bir dönem başlıyor
Kapağa yansıyan aşı simgeleri, tıp dünyasında yaşanacak dönüşümün ipuçlarını veriyor.
Yeni nesil kilo verme ilaçları ve gen tedavilerinin 2026’da milyonlarca kişiye ulaşması bekleniyor.
The Economist, “Kolay kilo kaybının etik ve tıbbi bedeli olabilir” diyerek uyarıyor.
2026 Dünya Kupası: Sporun diplomasi gücü
ABD, Kanada ve Meksika’nın ev sahipliğinde gerçekleşecek 2026 Dünya Kupası, yalnızca sporun değil, diplomasinin de sahnesi olacak.
Dergiye göre artık spor, “küresel yumuşak gücün” en etkili araçlarından biri haline geldi.
2026’da Dünyayı bekleyen 10 büyük değişim
- 2026: Geleceğin kırılma yılı – Küresel dengeler kayıyor, güç merkezleri değişiyor.
- Amerika 250. yılında kendiyle yüzleşiyor – Kutuplaşma kutlama havasını gölgeliyor.
- Trump dönemi: kazanç mı, kayıp mı? – Belirsizlik politikası ABD’yi yalnızlaştırabilir.
- Zengin ülkelerde borç alarmı – “Zenginlerin fakirlik testi” başlıyor.
- Yapay zekâ: devrim mi, tehlike mi? – Etkisi büyüyor, riskleri artıyor.
- İklim krizi: Umut güneyden doğuyor – Yenilenebilir enerji atağı hızlanıyor.
- BM hedefleri risk altında – 2026, 2030’un belirleyici yılı olabilir.
- Yeni soğuk savaş – ABD, Çin ve Rusya üçgeninde belirsizlik derinleşiyor.
- Avrupa’nın sınavı – Güvenlik, ekonomi ve popülizm baskısı artıyor.
- Sağlıkta yeni dönem – Kilo verme ilaçları yeni etik tartışmaları beraberinde getirebilir.
The Economist’in 2026 kapağı bir “kehanet” değil, bir “uyarı” niteliği taşıyor.
Dünya, geri dönüşü olmayan bir değişim sürecine girmiş durumda.
2030 hedeflerinin kaderi, 2026’da alınacak kararlarla belirlenecek.
Dergi, mesajını şu sözlerle özetliyor:
“Zaman azalıyor, seçenekler daralıyor. Hazırlanın; çünkü gelecek artık ertelenemez.”







