
Bu çerçevede para birimi konusundaki dağınıklığı da sona erdirmeye çalışıyor. Ancak, Türkiye destekli muhaliflerin uzun süre kontrol ettiği bölgelerde Türk Lirası (TL) hâlâ yaygın şekilde kullanılmaya devam ediyor.
Savaş sırasında Türkiye destekli grupların kontrolüne geçen Afrin, Cerablus ve El Bab gibi kuzeybatı şehirlerinde TL kullanımı başlamıştı. İdlib'de de benzer bir durum söz konusu; bu bölge, geçmişte Şara'nın liderliğindeki Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) tarafından yönetiliyordu ve TL kullanımı mecburiydi.
Bu bölgeler, Türkiye sınırına yakın yerlerde bulunuyor. Dolayısıyla sadece ticari faaliyetler değil, aynı zamanda eğitim, sağlık, posta, temizlik gibi hizmetlerin çoğu da Türkiye tarafından sağlandı.
BBC Türkçe’ye konuşan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Araştırma Direktörü Yardımcısı ve King's College öğretim üyesi Doç. Dr. Cevat Giray Aksoy’a göre, Türk Lirası'nın kullanımı bölgedeki fiyat istikrarını ve kamu hizmetlerinin sürekliliğini korumada önemli rol oynadı. Aksoy, maaşların TL ile ödenmesinin ve kamu hizmetlerinin devamlılığının, bu kırılgan bölgelerde tansiyonu düşürdüğünü vurguluyor.
Aksoy ayrıca bu durumun Türkiye açısından “yumuşak güç” stratejisinin bir parçası olduğunu belirtiyor. Türkiye’nin ekonomik destek yoluyla nüfuzunu artırdığına işaret eden Aksoy, bu stratejinin kısa vadede mali yük getirse de uzun vadeli diplomatik kazançlar sağladığını ifade ediyor.
Suriye’de Esad’ın Rusya’ya kaçmasının ardından Ahmed Şara, tüm ülke genelinde Suriye Lirası'nın (SL) tek geçerli para olacağını duyurmuştu. Ancak yerel kaynaklara göre bu karar pratikte henüz uygulanmadı. İdlib’de görev yapan bir kamu çalışanı, PTT üzerinden maaşların hâlâ TL olarak ödendiğini ve halkın tüm alışverişlerini TL ile yaptığını söylüyor. Suriye Lirası'na geçişin bölgede ciddi zorluklara yol açabileceği kaygısıyla dile getiriliyor.
Bunun yanında, Ahmed Şara yönetimi Türkiye’den gelen ürünlere gümrük vergisi uygulamaya başlayarak ticaret üzerinde bir denetim kurdu. Daha önce Türkiye’den vergisiz giren ürünler İdlib’de ucuz bulunurken, bu yeni vergi politikasıyla birlikte fiyatlar ciddi oranda arttı. Bu da hem halkın alım gücünü etkiledi hem de bölgeye alışveriş için gelenlerin sayısını düşürdü.
Elektrik ve telekomünikasyon gibi birçok altyapı hizmeti hâlâ Türk kurumları tarafından sağlanıyor. İdlib’de yaşayan Ahmed isimli bir vatandaş, bölgedeki elektrik hizmetlerinin Türkiye’nin desteği sayesinde kesintisiz sürdüğünü, Suriye hükümeti tarafından sağlanan elektrik hizmetlerinde ise hâlâ ciddi sıkıntılar yaşandığını belirtiyor.
Türkiye’nin de bu yeni merkezi yönetimi desteklediği görülüyor. Şam ile yeniden diplomatik ilişkilere başlayan Türkiye, bazı kurumlarını kapatırken, birçok yetkili ve istihbaratçı da Şam’ı ziyaret etti. Bu doğrultuda, Türkiye destekli Geçici Hükümet’in işlevi sona erdirildi; kurumları Şam yönetimine devredildi ve Suriye Milli Ordusu da Suriye ordusuna entegre edildi.
Geçmişte Türkiye’nin desteklediği Geçici Hükümet'in kontrolündeki Cerablus gibi bölgelerde görev yapan yetkililer, o dönem TL kullanımının amacının rejimin ekonomik gücünü zayıflatmak olduğunu ifade ediyor. Bugün ise bölgede hem TL hem de Suriye Lirası birlikte kullanılmaya devam ediyor. TL ile maaş alan kamu çalışanlarının yanı sıra, halk günlük yaşamda alışverişini de TL ile yapıyor.
Türkiye'nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarının ardından bölgeye PTT ofisleri açılmış ve piyasaya TL sürülmüştü. Bu süreçte Watad adlı bir petrol şirketi kuran HTŞ, Türkiye’den akaryakıt tedarik etmeye başlamış, finansman için ise kendi oluşturduğu Sham Bank'ı kullanmıştı. Bu yapıların bazı yöneticileri şu anda Şam'da görev yapıyor ve eski ticari ilişkileri yeni hükümetle yürütüyorlar.
Doç. Dr. Aksoy’a göre TL’nin bu bölgelerde kullanılmaya devam etmesi geçici bir çözüm olarak görülmeli. Türkiye'nin Suriye'nin yeniden inşasında oynayacağı rol, ekonomik etkiler açısından çok daha önemli olacak. Türk firmalarının bu süreçte aktif rol alması, uzun vadeli ve kalıcı faydalar sağlayabilir.
2025’te Türk Hava Yolları’nın Halep’e yeniden uçuş başlatması da Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleşme sürecine girdiğine işaret ediyor.
Ticari boyuta bakıldığında, Türkiye’nin Suriye ile 2024 yılı ithalatı 437,5 milyon dolar, ihracatı ise yaklaşık 2 milyar dolar seviyesindeydi. Bu rakamların önemli bir kısmı TL ile işlem yapılan bölgelerden geliyordu. Ancak uzmanlara göre, bu ticaret hacmi Türkiye’nin genel ekonomisi içinde küçük bir paya sahip olduğundan, TL kullanımının azalması Türkiye için kısa vadede ciddi bir ekonomik etki yaratmaz.