Haber Arama
Haber Yada Kategori Arayın...
Hareket halindeki Röntgen analizi
Omuz Instabilitesine dinamik 3D teşhis
İsviçre Malzeme Bilimi ve Teknolojisi Enstitüsü (Empa) araştırmacısı Dr. Ameet Aiyangar’ın geliştirdiği zaman çözünürlüklü 3D analiz yöntemi, omuz instabilitesinin dinamiklerini ilk kez milimetre hassasiyetinde ortaya koyuyor.

Omuz çıkıkları ve instabilite sorunları genellikle yalnızca hareket sırasında ortaya çıktığından, teşhis edilmesi son derece zordur. 

Dr. Aiyangar’ın yöntemi, iki açıdan alınan yüksek hassasiyetli röntgen videolarını, omuz ekleminin sanal 3D modelleriyle birleştiriyor. Böylece, omuz hareket halindeyken dört boyutlu (4D) bir analizle en küçük kayma ve dönme hareketleri dahi tespit edilebiliyor.

Yanlış ameliyatların önüne geçilebilir

Omuz, insan vücudundaki en hareketli eklemdir ve bu özelliği onu aynı zamanda yaralanmalara karşı savunmasız kılar. Her ne kadar omuz çıkığı genel nüfusta sadece %2 oranında görülse de, tedavi sonrası birçok hasta yeniden şikayetlerle hastaneye başvuruyor. Aiyangar’a göre omuz çıkığı yaşayan hastaların yarısı, bir süre sonra tekrar aynı sorunu yaşıyor. Özellikle cerrahi müdahale sonrası memnuniyetsizlik oranının yüksek olması, teşhis ve tedavi sürecinde önemli bir iyileştirme ihtiyacına işaret ediyor.

Günümüzde omuz stabilitesi genellikle manuel testlerle değerlendiriliyor; bu testlerin doğruluğu büyük ölçüde hekimin deneyimine bağlı. Statik görüntüleme yöntemleri (röntgen, MR, BT) ise hareketi yakalayamıyor. Oysa Empa’nın geliştirdiği yeni teknoloji, instabiliteyi sayısal olarak ölçerek daha isabetli bir tedavi planlaması yapılmasını sağlıyor. Böylece gereksiz ameliyatların önüne geçilirken, gerçekten gerekli olan müdahaleler de zamanında yapılabiliyor.

Fotograf: EMPA

Omuz hareketi artık milimetre hassasiyetinde analiz ediliyor

Dinamizm esaslı 3D analiz için Bern'deki sitem-insel Tıp Enstitüsü’nde kurulan çift yönlü radyografik görüntüleme sistemi (DBRI) kullanılıyor. Bu sistemle eş zamanlı olarak iki açıdan röntgen görüntüleri alınırken, ayrıca çekilen BT görüntüleri sayesinde kemik yapısının detaylı 3D modeli oluşturuluyor. Ardından özel yazılımlarla omzun hareketleri 0,1 ila 0,5 mm hassasiyetle hesaplanıyor. Karşılaştırmak gerekirse, klasik hareket laboratuvarlarında kullanılan cilt üzeri işaretleyicilerle yapılan ölçümlerde hata payı 20–40 mm arasında. Bu da instabilitelerin güvenilir şekilde tespitini imkansız kılıyor.

Işıma içermeyen tanıya doğru

Geliştirilen sistemle doktorlar artık hastanın hareket halindeki eklem davranışlarını gözlemleyebiliyor. Sıradaki adım ise Empa ve Inselspital Bern iş birliğiyle yürütülecek bir klinik çalışma olacak. Araştırmada, omuz instabilitesi olan yaklaşık 40 hasta, kas güçlendirme tedavisi öncesi ve sonrası incelenecek. Araştırma kapsamında hasta özelinde kas-iskelet modelleri geliştirilecek ve kas, kemik ve kuvvet etkileşimleri analiz edilecek.

Dr. Aiyangar, “Uzun vadede hedefimiz, bu dört boyutlu hareket analizini radyasyon içermeyen bir yöntemle uygulamaya geçirmek. Çünkü instabilite esasen bir hareket sorunu,” diyerek geleceğe yönelik planları özetliyor. Bilimsel verilerle geliştirilecek kas gücü odaklı kinetik modeller sayesinde her hasta için özel, ışınsız ve dinamik bir teşhis mümkün hale gelecek.

Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Reklam Banner
Diğer Haberler
2025
Pusula Swiss – Tüm hakları saklıdır.
Özel Haber
Etkinlik
Anasayfa
Yazarlar
Video