Federal hükümet, enerji projelerini hızlandırmak amacıyla prosedürleri basitleştirmeyi hedefleyen bir yasa tasarısı hazırladı. Ancak, bu tasarıda yer alan 16 büyük ölçekli hidroelektrik projesine yönelik çevre örgütlerinin itiraz hakkının kaldırılması önerisi, Ständerat (Eyaletler Konseyi) tarafından kabul edildi. Bu projeler, daha önce çevre örgütleri ve hükümet arasında varılan bir anlaşma çerçevesinde seçilmişti.
FDP’li Thierry Burkart, çevre örgütlerinin projelere yaptığı itirazların, halkla uzlaşı sonucu belirlenen bu projeleri baltaladığını savundu. Buna karşılık, SP’li Simon Stocker ve diğer sol parti temsilcileri, itiraz hakkının kaldırılmasının hukuk devleti ilkelerine aykırı olduğunu belirterek öneriye şiddetle karşı çıktı.
Tartışmanın bir diğer boyutu ise demokratik meşruiyet eksikliği. Çevre örgütlerinin, hükümetle iş birliği içinde projeleri belirlemesi bazı milletvekillerince eleştirildi. Wallis Kantonu’ndan Beat Rieder, bu seçim sürecinin demokratik bir zemine dayanmadığını ve projelerin parlamento tarafından seçilmesi gerektiğini ifade etti.
Ständerat’ın kabul ettiği düzenleme, çevre örgütlerinin bu 16 projeye yönelik itiraz hakkını tamamen ortadan kaldırmayı öngörüyor. Ancak, nihai karar henüz verilmiş değil. Konu, bir sonraki aşamada Ulusal Konsey’de tartışılacak.
Bu gelişmeler, İsviçre’nin enerji politikalarında hızlandırılmış projelerin çevre ve demokratik süreçlerle nasıl dengeleneceği konusunda yeni bir döneme işaret ediyor. Hem çevreciler hem de enerji yanlısı gruplar, bu konuda son derece hassas bir pozisyon almış durumda.