Ancak, özellikle İsviçre Halk Partisi (UDC) bu karara karşı çıkıyor ve referandum talep ediyor.
Hükümet son kararı verecek
Komisyonun aldığı bu karar, İsviçre hükümetine (Federal Konsey) resmi bir mektup ile iletilecek. Federal Konsey, anlaşmaların kamuoyuna sunulacağı danışma sürecinin başlatılmasıyla birlikte, halk oylaması gerekip gerekmediğine karar verecek.
Parlamento hizmetleri tarafından yapılan açıklamaya göre, komisyon bu kararı almadan önce Federal Adalet Ofisi Direktörü Michael Schöll’ün hukuki değerlendirmelerini dinledi. Schöll, anlaşmaların anayasal açıdan zorunlu bir referanduma tabi tutulması gerekmediğini belirtti.
Kararın ardından UDC, anlaşmaların halkın oyuna sunulması gerektiğini savundu. Parti, İsviçre’nin bağımsızlığını etkileyecek her büyük anlaşmanın doğrudan demokrasi ilkesi gereği referandum yoluyla onaylanması gerektiğini belirtiyor.
Ancak komisyon, yeni anlaşmaların İsviçre’nin herhangi bir supranasyonel (uluslarüstü) topluluğa katılımını içermediğini ve bu nedenle zorunlu referandum kriterlerinin sağlanmadığını ifade etti.
Bu gelişme, İsviçre’nin AB ile olan ilişkilerinde nasıl bir yol izleyeceği konusunda kritik bir dönemeç olarak değerlendiriliyor. Federal Konsey’in vereceği nihai karar, hem siyasi hem de kamuoyunda geniş yankı uyandırabilir.