
Nefret Söylemi Bildirimi Rekor Seviyeye Ulaştı
Federal Irkçılıkla Mücadele Komisyonu (EKR) tarafından üç yıl önce başlatılan çevrim içi nefret söylemi bildirim platformuna 2024 yılı boyunca toplam 302 vaka bildirildi. Bu sayı, 2023 yılına göre %60'lık bir artışa işaret ediyor. Özellikle İslamofobi vakaları dramatik bir artış gösterdi: 2023'te 27 olan bildirim sayısı, 2024'te 79’a yükseldi. Antisemitizmle ilgili bildirimler ise %50 artarak 51’den 77’ye çıktı.
EKR Proje Yöneticisi Giulia Reimann’a göre bu artış, genellikle önemli küresel olaylarla ilişkilendiriliyor. Örneğin, 2024 yılında İsrail-Filistin çatışmalarının yol açtığı gerilim, özellikle antisemitizm ve İslamofobiye dayalı nefret söylemlerinde belirgin bir artışa neden oldu.
Hangi Platformlar Öne Çıkıyor?
Rapor edilen nefret söylemi vakalarının dağılımı şu şekilde:
- Facebook: 62 bildirim
- Instagram: 55 bildirim
- X (eski adıyla Twitter): 60 bildirim
- TikTok: 14 bildirim
- Online Medya Yorumları: 69 bildirim
Bu veriler, nefret söyleminin yalnızca sosyal medyayla sınırlı olmadığını, haber sitelerinin yorum bölümlerinin de ciddi şekilde etkilendiğini gösteriyor.
Hukuki Süreç ve Sonuçlar
2024 yılında bildirilen 302 vakanın üçte biri İsviçre Ceza Kanunu kapsamında değerlendirildi. Ancak yalnızca 41 vaka ayrımcılık ve nefrete teşvik suçlamasıyla yargıya taşındı. Giulia Reimann, yalnızca kesin kanıtları olan vakaların savcılığa bildirildiğini belirtiyor. İsviçre ile doğrudan bağlantısı olmayan içerikler ya da tamamen silinmiş profillerle ilgili soruşturma açılmıyor.
Toplum üzerindeki etkileri
Irkçılık ve nefret söylemine maruz kalan bireylere hukuki süreçlerde destek sağlanıyor ve danışmanlık hizmetleri sunuluyor. İslam karşıtı veya antisemit içerikler, İsviçre Yahudi Cemaati Federasyonu ve İsviçre İslami Kuruluşlar Federasyonu gibi topluluk temsilcilerine iletiliyor.
Dil dağılımı: Hangi bölgeler daha hassas?
Bildirimlerin dil dağılımı da dikkat çekici:
- Almanca: 193 bildirim
- Fransızca: 49 bildirim
- İtalyanca: 21 bildirim
- Diğer diller: Kalan kısmı
Bu durum, Almanca konuşulan bölgelerde nefret söylemine karşı daha fazla farkındalık ve bildirim yapıldığını gösteriyor olabilir.