
İtalyan travmatolog Tiziana Roggio, birkaç gün önce görev yaptığı Gazze’den Londra’daki işine döndü ve yaşadıklarını RSI’ye (İsviçre İtalyanca Radyo ve Televizyonu) anlattı.
Roggio, Gazze Şeridi’nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasser Hastanesi’nde üç hafta gönüllü olarak çalıştı. Burası bölgedeki en önemli sağlık kurumu olmasına rağmen İsrail tarafından “askeri bölge” ilan edildiği için hem hastaların hem sağlık çalışanlarının erişimi neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda.
“Gazze, bugün dünyada en fazla ampute hastaya sahip yer”
Roggio, “Yedi yaşında bir kız çocuğu hatırlıyorum. İki uzvu kesilmişti. Durumu enfeksiyon nedeniyle daha da kötüleşti. Annesi ve kız kardeşi de ampute edildi. Böylesi hikâyeler sayısız,” diyerek yaşadığı travmatik tanıklığı anlatıyor.
“Bu çocukların çoğu yalnız, çoğu öksüz. Kayıt sırasında isimlerini yazarken aile bilgilerinin boş olduğunu fark ediyorsunuz; çünkü ebeveynleri ölmüş.”
Gazze’deki 36 hastanenin 19’u ya tamamen ya da kısmen yıkılmış durumda. Sağlık sistemi çökmüş.
“Ben böyle bir şey daha önce görmedim”
Normalde Londra’daki en büyük travma hastanesinde çalışan Roggio, tatilinde gönüllü olarak Gazze’ye gitmişti. Ancak gördükleri onu sarstı: “Hiç böyle bir şeye tanık olmadım. Yaralıların %60’ı 15 yaş altı çocuklar.”
Gazze halkının duygularını şöyle aktarıyor: “Bu insanlar kendilerini tamamen unutulmuş hissediyor. Dünya onları terk etmiş gibi.”
Roggio’nun anlattığına göre birçok sağlık çalışanı, defalarca göç ettirilmiş, yakınlarını kaybetmiş ya da evleri yıkılmış olmasına rağmen sabahları gülümseyerek işe gelmeye devam ediyor. Ancak görevinin sonlarına doğru bu direncin azaldığını gözlemlediğini söylüyor: “Hoşça kalın dedim, ‘Eğer hâlâ burada olursak’ diye cevap verdiler.”
“Artık yaşamak değil, sadece bitmesini istiyorlar”
Roggio, Gazze’deki meslektaşlarının sözlerini unutamıyor: “Kardeşimle ya da annemle birlikte ölmeyi tercih ederdim… Bu, hiçbir insanın yaşaması gereken bir hayat değil.”