Adem Aydın, bu yıl 40. yıldönümünü kutlayan Goran Tee’nin yeni pazarlama ve satış müdürü. 15 yıl boyunca şirketin Mevlana Çay markasının tanıtımında büyük emekleri geçmiş ve şimdi de aynı markanın satış sorumluluğunu da devralmış durumda. İlk işi ise piyasaya sahte Mevlana çayı sokmaya çalışanlarla etkin mücadele.
Adem Aydın: “Orijinal Mevlana Çay’ı sahtesinden ayırt etmek çok kolay”.

Halkın sağlığını tehlikeye atan sahteciler savcılık takibinde
Yeni pazarlama ve satış müdürüne ilk sorumuz sahtecilere karşı nasıl bir pozisyon almayı düşündüğü yönünde? Cevap net ve kesin:
„Piyasadaki geçmişimi ve hukukçularla olan sıkı dirsek temasımı birleştirmeyi ve bu gibi fırsatçılara göz açtırmamayı politika edindim. An itibariyle hiçbir emeği olmadan Mevlana Çay Goran-TEE üzerinden haksız kazanç elde ederek halkın sağlığını tehlikeye atanlar sıkı bir şekilde savcılık takibinde. Farklı sahtekarlıklara karşı da her an teyakkuzdayız ve hiçbir şekilde esneklik göstermeden göz açtırmama konusunda kararlıyız.“
Toptancılar ve marketçiler sahtecilere asla prim vermemeli
Tecrübeli işadamına göre bu konuda toptancılık yapan ya da çayı son tüketicilere ulaştıran market sahiplerine de büyük iş düşüyor. Onlardan oyuna gelmemelerini isteyen pazarlama ve satış müdürü şöyle konuşuyor: “Özellikle toptancılardan ve marketlerden beklentimiz bu gibi sahtecilere anında tepki göstermeleri ve bizi haberdar etmeleri. Tek isteğimiz markete gelen insanımızın sağlığına halel gelmemesi, 40 yıldır içtiği, beğendiği ve tiryakisi olduğu çayı güvenerek içmeye devam etmesi, hayal kırıklığına uğramaması.”
Mevlana Çay paketlerinin ön kısmında GORAN-TEE’, yan tarafında Made in Germany yazılı
Mevlana Çay paketlerinin ön kısmında ‘GORAN-TEE’, yan tarafında ise ‘Made in Germany’ yazılı olduğuna dikkat çeken Adem Aydın şöyle devam ediyor: “Değerli müşterilerimiz alışverişlerini buna dikkat ederek yaparlarsa hem beğendikleri ve tiryakisi oldukları Avrupa standartlarına uygun, laboratuvar testinden geçmiş, sağlıklı ve lezzetli çayı içmiş olurlar, hem de bizimle birlikte piyasa korsanlarına karşı mücadele vermiş olurlar.”
Sahteciler başka önemli markaları da hedef almış
Üstelik bu sorunu sadece Mevlana Çay yaşamıyor. Başka önemli markalar da sahtecilerden oldukça rahatsız ve konuyu sıkı bir şekilde takibe almışlar. Bu marka sahipleriyle de görüşmelerde bulunan Mevlana Çay satış müdürü, “Halkın sağlığıyla oynayan piyasa korsanlarına tanıtım, hukuk ve birlik olarak göz açtırmayacağız” diyerek tavrını daha da netleştiriyor.
Adem Aydın, bu sahtecilik faaliyetlerinin merkezinde Mevlana Çay Goran TEE’nin olmasını yüksek kalitede bir çay üretmelerine bağlıyor: “Bu çay, bu marka, benim için bir pazarlamacı olarak, Türk olarak ve tüketici olarak gurur verici özelliklere sahip ve bu yüzden sahtecilerin odağında olması çok da şaşırtıcı değil” diyor.
Adem bey, Mevlana Çay’dan bahsederken kaliteden sıklıkla bahsediyorsunuz. Mevlana Çay’ı diğer markalardan ayıran kalite farkı nedir?
Bir Türk işadamı ve tüketici olarak Mevlana Çay’ın göç tarihimizde önemli bir yer tuttuğunu düşünüyorum. Bir tüketici olarak baktığımda Goran-Tee Sri Lanka’daki en iyi çayları Almanya’ya getiriyor, Alman teknolojisi ile sadece Goran-Tee’ye özel olarak üretilmiş harmanlama makinesinde çaylar yüzde 98 oranında tozdan arındırılıyor ve kimsenin bilmediği bir lüks karışım elde ediliyor.
Lezzetin yanı sıra elbette sağlıklı olması da önemli bir gurur kaynağı. Goran Tee olarak hem doğaya hem de insan sağlığına önem veren bir üretim anlayışına sahibiz. Çayımız Almanya’da Avrupa standartlarında üretiliyor, bu standartlara göre elde edilmiş aroma kullanılıyor ve Avrupa laboratuvarlarında pestisitlere karşı sürekli olarak testten geçiyor. Böyle bir çayın pazarlama ve satış müdürü olarak heyecan duymamak ne mümkün? Böyle bir çaya daha çok değer katacak, onun için mücadele verecek olmaktan gurur duyuyorum.
Goran Tee’de bundan üç yıl önce bir bayrak değişimi oldu. Bu değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Goran Tee açgözlü büyüme yerine kalıcı büyümeyi prensip edinmiş, bu aralar 40. yılını kutladığımız köklü bir aile şirketi. Bu şirket, tıkır tıkır işleyen sistemi ile başına kim geçerse geçsin her zaman var olacak ve nesilden nesile aktarılacak bir kültür ve geleneğe sahip. Yönetimin bu bakımdan babadan oğula geçmesi herhangi bir sorun yaşatmadığı gibi artıları da oldu ve yeni bir vizyonla gayet başarılı işlere de imza atılıyor. Örnek vermek gerekirse şirket dijitalleşme ile tanıştı ve başta tanıtım faaliyetleri olmak üzere A’dan Z’ye her şey dijital ortama taşındı. Şirketimiz bu konuda etnik pazarda lider konuma oturduğu gibi ana akım piyasada da kendini ciddi anlamda belli etmeye başladı.
Mevlana Çay’ın 40. yılından bahsettiniz. Bununla alakalı herhangi bir etkinliğiniz var mı?
Elbette. Büyük bir etkinlik için bir yıllık hummalı bir çalışmanın içerisindeydik. Coşkulu bir kutlama olması için Almanya’da büyük bir çekiliş düzenliyoruz ve birçok müşterimiz bu çekilişle araba, cep telefonu, elektrikli çaydanlık ve tabii ki bol miktarda Mevlana Çay kazanma şansına sahip olacak. Bunun için gerekli olan kuponlu çaylarımız piyasada, yazılım çalışmalarımız tamamlandı, tanıtım çalışmalarımız dijital ortamda, basılı ve görsel medyada tüm hızıyla sürüyor. 40. yıl kutlamaları kapsamında düşündüğümüz özel tasarımlı teneke kutular da raflardaki yerini aldı.
Adem Bey bize ayırdığınız vakit ve vermiş olduğunuz değerli bilgiler için teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim.