Konferans, Kunsthaus Zürich, Museum Rietberg ve Landesmuseum tarafından düzenlendi ve “Kültürel Mirasla Sorumlu Bir Şekilde Başa Çıkmak” ana temasıyla öne çıktı.
Müzelerdeki hassas objeler, sıklıkla sömürgecilik döneminden kalma sanat eserleri, yağmalanmış eşyalar veya haksız bir şekilde el konulmuş kültürel miras objelerini içeriyor. Örneğin, Yahudi topluluklarına ait olduğu bilinen ve Nazi döneminde el konulan tablolar veya etnografik koleksiyonlardaki eserler gibi. Konferansta, bu objelerle nasıl sorumlu bir şekilde başa çıkılacağı üzerine yoğunlaşıldı.
“Reframing” (Yeniden Çerçeveleme) terimi, müzelerin sadece nesnelerin sergileniş şeklini değil, aynı zamanda bağlamını ve hikayesini de yeniden şekillendirmesi anlamına geliyor. Örneğin, Avustralya ve Yeni Zelanda’daki Yerli Toplulukların Sanatı, etnografik bir koleksiyonun karanlık mahzenlerinden çıkarılarak bir sanat sergisi çerçevesinde sunuldu. Bu tür değişiklikler, eserlerin daha önce göz ardı edilen hikayelerini gün yüzüne çıkarıyor.
Bir diğer etkili strateji ise çağdaş sanatçılarla iş birliği yapmak ve diaspora topluluklarını bu süreçlere dahil etmek. Örneğin, Roma’daki eski sömürge müzesinin koleksiyonları, çağdaş sanatçılar tarafından yeniden yorumlanarak eleştirel bir bağlama oturtuldu. Böylece eserlerin tarihsel bağlamları, daha geniş bir perspektiften ele alınabildi.
Eleştiriler ise bu süreçlerin gerçekten kimin yararına olduğu sorusu etrafında şekilleniyor. Bu çabaların, mağdurlar ve zarar gören topluluklar yerine, müzelerin kendilerini “Sorumluluk Sahibi Kurumlar” olarak lanse etmelerine mi hizmet ettiği tartışma konusu.
Konferans ayrıca İsviçre’nin kolonyal geçmişiyle yüzleşmesine yönelik önemli bir adım olarak görülüyor. Daha önceki sergilerde, İsviçre’nin kolonyal ticaretten nasıl yararlandığı ve bu ticaretin ülkenin kültürel mirasına nasıl etki ettiği detaylı bir şekilde ele alınmıştı.