
Bölgede ayrıca II. Ramses’e ithaf edilmiş bir tapınak kalıntısının da bulunduğu belirtildi.
İskenderiye yakınlarında çalışan Fransız arkeologlardan oluşan bir ekip, muhtemelen Tutankhamun’un babası Akhenaten tarafından kurulduğu tahmin edilen bu antik yerleşimin kalıntılarına ulaştı. Bu bulgu, büyük ilgi uyandırdı.
Antiquity adlı akademik dergide yayımlanan çalışmaya göre, kerpiçten yapılmış bu yapılar, Mısır tarihinin önemli dönemlerinden biri olan 18. Hanedanlık’a (yaklaşık MÖ 1550–1292) ait.
Kom el-Nugus olarak bilinen kazı alanı, İskenderiye'nin 43 kilometre batısında, Akdeniz ile Mariout Gölü arasında yer alıyor. 2013’te başlatılan kazı çalışmaları, bölgenin Helenistik dönem öncesine dair bilinmeyen tarihine ışık tuttu.
Lyon Üniversitesi ve Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nden arkeolog Sylvain Dhennin, New Scientist’e yaptığı açıklamada, “Yeni Krallık dönemine ait kalıntıların burada bulunması gerçekten şaşırtıcı,” dedi. Dhennin, bu keşfin Mısır’ın batı sınırlarıyla ilgili mevcut bilgileri kökten sorgulamamıza neden olduğunu ifade etti.
Yerleşimde ortaya çıkan en dikkat çekici bulgulardan biri de, Akhenaten ve Nefertiti’nin büyük kızları Merytaton’a ait olduğu düşünülen amfora parçalarıydı. Merytaton aynı zamanda Tutankhamun’un kız kardeşi veya üvey kardeşi olarak biliniyor. Bu buluntular, burada bir şarap üretim tesisinin bulunmuş olabileceğini ve kraliyet ürünlerine dair resmi onay sisteminin varlığını ortaya koyuyor.
CNRS’ten Sylvain Dhennin, Live Science’a verdiği demeçte, “Bu damgalı parçalar, büyük ihtimalle kraliyet mülküne ait bir şarap üretimini işaret ediyor,” dedi. Ayrıca, üzüm bağlarının askeri koruma altında olabileceği ve bu alanın çöle uzanan bir sınır bölgesine ait olduğu da belirtiliyor.
Diğer buluntular arasında II. Ramses’e ithaf edilen bir tapınağa ait mimari kalıntılar ve II. Seti’ye (MÖ 1203-1197) ait kartuşlar taşıyan stel parçaları da yer alıyor.
Yerleşimin boyutu henüz tam olarak belirlenemese de, su tahliyesi ve erozyona karşı korunmuş, planlı şekilde eğim verilerek inşa edilmiş bir cadde, bu alanın önemli büyüklükte ve gelişmiş bir yerleşim olduğunu gösteriyor.
2025’te Mısır’daki diğer önemli arkeolojik keşifler
Bu keşif, bu yıl Mısır’da ortaya çıkarılan birçok önemli arkeolojik bulgunun arasına katıldı. Geçtiğimiz ay, Firavun II. Thutmose’nin mezarı Luksor yakınlarındaki Theban Nekropolü’nün Batı Vadisi’nde gün yüzüne çıkarılmıştı. Bu, 1922 yılında bulunan Tutankhamun’un mezarından sonra keşfedilen ilk firavun mezarı olarak kayda geçti.
İngiliz-Mısır ortak arkeoloji ekibi lideri Dr. Piers Litherland, mezarın dışında bir höyük altında ikinci bir mezarın daha olabileceğini duyurdu. 23 metre derinliğe sahip bu alanın, Thutmose’ye ait başka bir gömü alanı olduğuna inanılıyor. Litherland, The Observer’a yaptığı açıklamada, “Bu devasa höyüğün altında başka bir şey değil, yalnızca II. Thutmose’un ikinci mezarı olabilir,” ifadelerini kullandı.
Bu yılın başlarında ise Fransız-İsviçre ortaklığıyla çalışan bir arkeoloji ekibi, yaklaşık 4.000 yıl önce yaşamış yüksek rütbeli bir büyücü-doktorun mezarını keşfetti. Yazıtlarda, bu kişinin Kral Pepi II döneminde görev yapmış Tetinebefou adlı bir hekim olduğu belirtildi.
Bu son keşifler, Mısır’ın antik tarihine dair anlayışımızı derinleştirirken, Yeni Krallık dönemine dair sınırların, kraliyet yapılarının ve ekonomik faaliyetlerin daha önce tahmin edilenden çok daha yaygın ve kompleks olduğunu gösteriyor.