
Jüri, romanı “okuru içine çeken, duyusal bir metin” olarak tanımlıyor ve Elmiger’in “farklı biçimlerde ortaya çıkan şiddeti büyük bir ustalıkla ele aldığını, okuru günümüz dünyasına özgü bir yönsüzlük duygusuyla baş başa bıraktığını” vurguluyor.
Elmiger böylece Melinda Nadj Abonji ve Kim de l’Horizon’dan sonra, aynı yıl hem Alman hem de İsviçre Kitap Ödülü kazanan üçüncü yazar oldu.
Kayıp Hollandalıların izinde bir anlatı
“Die Holländerinnen”, büyük bölümünde Orta Amerika’nın yoğun ormanlarında geçiyor. Bir yazar, yıllar önce bölgede kaybolan iki Hollandalı turistin izini süren bir tiyatro ekibinin parçası olarak yaşadıklarını anlatıyor. Bu yolculuk giderek kontrolden çıkıyor; grup ormanın içinde kayboldukça hem gerçek hem de kurmaca birbirine karışıyor.
Romanın en dikkat çekici özelliklerinden biri, neredeyse tamamen dolaylı anlatım ve hikâye aktarma üzerinden ilerlemesi. Bu yapıyla Elmiger hem “şiddetin anlatılması” meselesini hem de “anlatmanın kendisini” tartışmaya açıyor. Jüri, romanın “anlatmanın imkânsızlığı” fikrine cesurca yaklaştığını belirtiyor.
Güçlü rakipler arasından sıyrıldı
Bu yıl ödüle aday gösterilen beş kitabın hepsi dikkat çekiyor ve güçlü bir edebî çeşitliliği temsil ediyordu:
- Nelio Biedermann – Lázár
- Meral Kureyshi – Im Meer waren wir nie
- Jonas Lüscher – Verzauberte Vorbestimmung
- Melara Mvogdobo – Grossmütter
- Dorothee Elmiger – Die Holländerinnen
Önceki yıllardaki adaylık ve kazanma ihtimali üzerine yapılan tahminler bir yana, jürinin kararı bu kez çok net: Elmiger’in romanı, edebî açıdan rakiplerini belirgin biçimde geride bıraktı.
Kazanan yazar ödül olarak 30 bin İsviçre Frangı almaya hak kazandı.







