UBS´in yaptığı bir çalışmaya göre, halihazırda işgücü kaybına uğrayan İsviçre, önümüzdeki on yıl içinde işgücü kıtlığında aşırı bir artış yaşayacak.
İsviçre´nin gelecek yıllarda 500.000 iş gücüne ihtiyacı olacak

UBS´in “Outlook Switzerland” araştırmasının sonucuna göre; istihdam, 1960´tan bu yana olduğu gibi, yıllık yüzde 1’lik bir oranla artmaya devam ederse, gelecek on yıl içerisinde 300.000’den fazla işçi açığı oluşacak.
UBS, durumun şirketler için daha da kötü olabileceğini belirtirken, hesaplara göre, talep son 15 yılda olduğu gibi yüzde 1,3´te kaldığı takdirde yarım milyon işçi kıtlığı yaşanacağını belirtti.
Ancak, tüm sektörlerin tehdit altında olmadığı da açıklandı. UBS´in analizine göre, özellikle sağlık ve bakım sektörü işçi kıtlığından etkilenecek. Sanayi sektöründe ise bir değişiklik beklenmiyor. UBS ayrıca, ağrılıklı olarak bugün kadınların çalıştığı sektörlerde işçi eksikliğinin yaşanacağını vurguladı.
Bunun iş aramada da farklı sonuçlar doğuracağını yazan UBS, kadınların, yeni bir iş bulma olasılığının erkeklerden daha yüksek olduğunu belirtirken, erkeklerin bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç duyduklarını da vurguluyor. UBS, gelecekte daha çok erkeğin bugün “kadın mesleği” olarak bilinen mesleklerde çalışmasının kaçınılmaz olduğuna değiniyor.
Yeterli iş gücünün olmamasının nedenlerinden biri de, 1945-1964 yılları arasında doğan – baby boomer olarak adlandırılan neslin – emekli olması. UBS´e göre, bu neslin işgücü piyasasındaki kaybı büyük boşluklar bırakırken, geçmişte olduğu gibi, ihtiyaç duyulan iş gücü göç ile karşılanabilir.
UBS, önümüzdeki on yıl boyunca, İsviçre´nin işgücü piyasasının yıllık istihdam artışının yüzde birini karşılamak için, her yıl 100.000’den fazla insanın göçüne ihtiyaç duyduğunu, ancak böylesi yüksek bir göç oranının büyük bir politik ve toplum direnişi ile karşılaşacağından gerçekçi olmadığına da dikkat çekti. Bu nedenle, göçün tek seçenek olmaması gerektiği de belirtildi.
Banka, çözümü kısmen iş piyasasına daha büyük bir katılımda görüyor. Kadınların yüzde 80´i iş piyasasına dahil olsa da, yüzde 45´inin yarım zamanlı çalıştığına dikkat çeken UBS, özellikle okul çağında çocuğu olmayan kadınların daha fazla çalışarak iş piyasasındaki katılımlarını arttırma imkanının olduğuna değiniyor.
Artan iiçi talebini karşılamak için, yaşlı işçileri de iş piyasasına entegre etmek gerektiğini düşünen UBS, emeklilik yaşına yakın nüfus sayısının yüksek olduğuna ve odakta olması gerektiğine değiniyor. Ancak, emeklilik yaşındaki sabit bir artışın, ekonomideki yapısal değişiklikleri dikkate almayacağını da açıklayan UBS, gelecekte birçok sektörün insan gücüne ihtiyacı olmayacağını belirtiyor.
UBS ekonomistleri bu nedenle esnek bir emeklilik yaşı olması gerektiğini önerirken, iş gücü kıtlığı yaşanan sektörlerde çalışan işçilerin, emeklilik yaşının ötesinde de çalışmalarını sağlamak için teşvik gerektiğinin altını çiziyorlar.