
Geçtiğimiz günlerde Bern’de düzenlenen Yurtdışı İsviçreliler Organizasyonu buluşmasında bu kaygılar somut şekilde dile getirildi.
ABD’deki Siyasal Gelişmeler ve İsviçrelilerin Endişeleri
New York’ta yaşayan ve 27 yıldır ABD’de bulunan Jeanette Seifert-Widmer, Trump yönetiminin toplum ve devleti yeniden şekillendirme girişimlerinin birçok kişide huzursuzluk yarattığını ifade etti. Özellikle Demokrat Parti’nin güçlü olduğu bölgelerde yaşayan İsviçreliler, ülkelerindeki kutuplaşmadan rahatsız.
“Birçok kişi endişeli. Ülkesindeki gelişmeler hakkında konuşmaktan dahi çekinen arkadaşlarım var,” diyen Seifert-Widmer, İsviçre pasaportunun onlar için bir çeşit ‘acil çıkış kapısı’ olduğunu belirtiyor.
Yine de, çocukları ve torunlarıyla yaşam kurmuş olanların somut bir dönüş planı yapmaları kolay olmuyor.
Avrupa’daki Savaş İhtimali Giderek Ciddileşiyor
İsrail’de yaşayan Ralf Steigrad, Avrupa’da artan jeopolitik gerilime dikkat çekerek, İsviçre ordusu komutanı Thomas Süssli’nin 2027’ye kadar Avrupa’da savaş ihtimalini göz ardı etmemek gerektiğine dair uyarılarını hatırlattı. Steigrad’a göre bu uyarılar ciddiye alınmalı ve hem yurtiçinde hem yurtdışında kriz senaryolarına karşı hazırlıklar yapılmalı.
Toplu Geri Dönüş Senaryoları Masaya Yatırılıyor
Yurtdışında yaşayan İsviçrelilerin kitlesel geri dönüşü durumunda konut piyasasında yaşanacak baskı, gıda tedarik zinciri üzerindeki olası etkiler ve dijital koordinasyon araçlarının yeterliliği gibi konular organizasyonun gündeminde. Özellikle Dışişleri Bakanlığı’nın tahliye uygulaması gibi araçların geliştirilmesi öneriliyor.
Yurtdışı İsviçreliler Konseyi Başkanı, eski Orta İsviçre Senatörü Filippo Lombardi, toplantıda şu değerlendirmede bulundu:
“Kriz dönemlerinde İsviçre, yurtdışında yaşayanlar için yeniden güçlü bir bağ ve güven unsuru haline geliyor. Bu eğilimi burada açıkça hissediyoruz.”
Önümüzdeki aylarda, Yurtdışı İsviçreliler Organizasyonu yönetim kurulu bu konuları daha detaylı ele alarak, gerekirse siyasi talepler ile Federal Konsey’in karşısına çıkmaya hazırlanıyor.