Toplu taşıma işletmeleri tarafından yürütülen denetimlerin artmasıyla birlikte, biletsiz yolcu sayısındaki yükseliş dikkat çekiyor. 2019 yılında yaklaşık 411 bin kişi biletsiz yakalanırken, bu rakam 2024 itibarıyla bir milyonu aştı.
İsviçre'de kaçak yolcu tespit edilen kişiler, “Synserv” Merkezi Bilgi Sistemi’ne kaydediliyor. Bu sistem, toplu taşıma işletmelerinin aynı kişilerin tekrar kaçak yolculuk yapıp yapmadığını takip etmesini sağlıyor. Alliance Swisspass sözcüsü Michaela Ruoss, “İki yıl içinde ikinci veya üçüncü kez biletsiz yakalananlara ek ceza uygulanıyor” dedi.
Denetimler sırasında biletsiz yakalananların büyük bir kısmının gençlerden oluştuğu görülüyor. Verilere göre, kaçak yolcuların üçte birinden fazlası 26 yaşın altındaki bireyler. Ayrıca, erkekler kadınlara kıyasla daha sık biletsiz seyahat ederken, en fazla kaçak yolcu İsviçre’nin batı bölgesinde tespit edildi.
Bern Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’nden Profesör Rolf Becker, kaçak yolcuların bilinçli bir karar verdiğini belirtiyor. “Kişiler, yakalanma ihtimalini ve bu durumun olası zararını hesaplıyor. Eğer kaçak yolculuk yapmanın faydası, ceza alma riskinden ağır basıyorsa, bunu tercih ediyorlar” diyor.
İsviçre’de toplu taşıma “açık sistem” prensibiyle işliyor ve girişlerde herhangi bir bilet kontrol turnikesi bulunmuyor. Alliance Swisspass sözcüsü Ruoss, “Sistemimiz güvene dayalı. İsviçre’de toplu taşımanın açık ve erişilebilir olması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Ancak, kaçak yolculuğun ulaşım şirketlerine yıllık yaklaşık 200 milyon İsviçre frangına mal olduğu belirtiliyor. Ruoss, gerçekte biletsiz yolculuk yapanların sayısının kaydedilen rakamdan çok daha fazla olabileceğini söylüyor.
İsviçre’de denetimler, her toplu taşıma işletmesi tarafından bağımsız olarak yürütülüyor ve bilet kontrol sıklığı firmaların kendi politikalarına göre belirleniyor. Ancak giriş turnikeleri gibi uygulamalar şu an için düşünülmüyor. Profesör Becker, “Kaçak yolculuk kolaylaştırıldığında insanlar bunu yapmaya devam eder. Daha sıkı kontroller caydırıcı olabilir” diyerek mevcut sistemin uzun vadede sürdürülebilir olmayabileceğine dikkat çekiyor.