İsviçre Devlet Televizyonu SRF'te tarafından hazırlanan haber kısa süre içinde yankı buldu.
Müslümanların, Kıble yönününde düzenlenmiş özel bir mezarlık alanı istemeleri, kimileri tarafından "özel ayrıcalık" olarak değerlendirilerek büyük tepkiyle karşılandı. Kısa sürede 1'000'den fazla imza toplanarak referandum süreci başlatıldı.
İsviçre'de yaşayan Müslümanlar, geçmiş yıllara kıyasla artık daha fazla şekilde ülkede defnedilmeyi tercih ediyor. Eskiden, Müslümanların büyük bir kısmı vefat ettikten sonra anavatanlarına götürülüp defnediliyordu. Ancak bu eğilim son yıllarda değişmeye başladı. İsviçre'de doğan ve büyüyen Müslümanların sayısı arttıkça, kendi dini geleneklerine uygun olarak ülkede defnedilme talebi de yükseliyor.
Bu ihtiyaca cevap olarak, Adem Kujovic’in başkanlığını yaptığı İsviçre Doğu Bölgesi ve Lihtenştayn İslam Dernekleri Federasyonu, Weinfelden kentinde Mekke'ye yönelik olarak düzenlenmiş özel bir Müslüman mezarlığı açılması için belediyeye resmi başvuruda bulundu. Kujovic ve destekçileri, Müslümanların dini vecibelerine uygun bir şekilde defnedilmelerini sağlamak için bu adımın gerekli olduğunu vurguluyor.
Kujovic konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:
"Bu, Müslüman toplumu için büyük bir ihtiyaç. İnsanlar burada doğup büyüdüler ve burada ölmek istiyorlar. Ancak, İslam inancına uygun şekilde defnedilmek de önemli bir mesele. Weinfelden’de böyle bir alan oluşturulması, toplumsal uyum açısından büyük bir adım olacaktır."
Ancak bu talep şehirde büyük bir tartışma yarattı. Weinfelden’de birçok kişi, Müslümanlara böyle bir ayrıcalık tanınmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğunu düşünüyor. Konunun en büyük muhaliflerinden biri, Weinfelden'in SVP (İsviçre Halk Partisi) milletvekili ve eski güreşçi Manuel Strupler.
Strupler, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Benim için entegrasyon, herkesin aynı muameleye tabi tutulması demektir. Eğer hepimiz İsviçre’nin bir parçasıysak, hepimize aynı kurallar uygulanmalıdır. Mezarlıkta da bu böyle olmalı. Müslümanlara özel bir alan tanımak, dini bir ayrıcalık yaratır."
Bu açıklamaların ardından, Müslüman mezarlığına karşı çıkanlar tarafından referandum süreci başlatıldı. EDU (Evangeliş-Demokrat Parti) üyesi ve şehir konseyi üyesi Lukas Madörin, bu konuda referandum kampanyasını yürüten isimlerden biri. Madörin, şehrin ortasında bulunan bir manav dükkanında çalışıyor ve belediye yönetiminin Müslümanlara yönelik bu özel düzenlemeyi yapmasının yanlış olduğunu düşünüyor.
Madörin şöyle konuştu:
"Friedhof (mezarlık) devletin yönettiği bir kamusal alandır. Burada dinin belirleyici olması, laiklik ilkesine aykırıdır. Eğer bir kez böyle bir özel düzenleme yaparsak, gelecekte başka dini gruplar da kendi özel alanlarını talep edebilirler."
Şu anda İsviçre genelinde 30’dan fazla Müslüman mezarlığı bulunuyor. Bu tür mezarlıklarda defin işlemleri, İslam inancına göre gerçekleştiriliyor. Özellikle bedenin doğrudan toprağa verilmesi, tabut kullanılmaması ve mezarın Mekke’ye doğru yönlendirilmesi gibi kriterler göz önüne alınıyor.
Müslüman defin hizmetleri veren Zübeyir Sahbaz, ülkede Müslüman defin talebinin yıllar içinde arttığını belirtiyor:
"Önceden yılda birkaç Müslüman İsviçre’de defnediliyordu, ancak bugün bu sayı yüzlerle ifade ediliyor. Giderek daha fazla Müslüman, İsviçre’de kalıcı olarak yaşamayı ve burada defnedilmeyi tercih ediyor."
Ancak, bazı Müslümanlar için kendi inançlarına uygun şekilde gömülememek büyük bir endişe kaynağı. Sahbaz, bu durumun birçok Müslüman için dini açıdan ciddi bir sıkıntı olduğunu söylüyor:
"Bazı Müslümanlar, Hristiyan mezarlarının yanına gömüldüklerinde kendilerini huzursuz hissediyorlar. Çünkü İslam’da mezar ziyaretleri ve ölen kişinin dua alması çok önemli bir yer tutuyor. Bu yüzden, kendilerine ait özel bir mezarlık istemeleri doğal."
Referandum kararına karşı çıkan Müslümanlar, kendilerini toplumun bir parçası olarak görmelerine rağmen, hâlâ kabul edilmediklerini düşünüyor. Adem Kujovic, Müslüman toplumunun Weinfelden’deki bu tepkiye çok üzüldüğünü ve kendilerini dışlanmış hissettiklerini belirtiyor.
"Burada doğup büyüyen insanlar var. Onlar artık burayı anavatan olarak görüyor. Ama hala kendimizi kabul edilmiş hissetmiyoruz. Sanki yabancıymışız gibi bir muameleye maruz kalıyoruz."
Yerel cami imamı Muaz Yıldız ise, Müslüman toplumunun sadece yaşamda değil, ölümde de birlik içinde olmayı önemsediğini vurguluyor:
"Biz, sadece hayatta değil, ölümden sonra da cemaat olarak birlik içinde olmak istiyoruz. Nasıl ki hayatta birbirimize destek oluyorsak, ölümden sonra da sevdiklerimizin yanında olmak bizim için önemli."
Weinfelden’de Müslüman mezarlığı konusunda son sözü bölge halkı söyleyecek. Referandumun Mayıs ayında yapılması planlanıyor. Eğer halkın çoğunluğu Müslümanlara özel bir mezarlık tahsis edilmesine karşı oy verirse, bu plan iptal edilecek.
Ancak eğer referandumdan olumlu bir sonuç çıkarsa, Weinfelden’de Müslümanlar için özel bir mezarlık oluşturulacak. Sonuç ne olursa olsun, bu tartışma İsviçre’de Müslüman topluluğun topluma entegrasyonu ve din özgürlüğü ile ilgili önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.