
Nicole’un hikâyesi
Nicole (adı değiştirildi), işten dönerken evinin kapısında bir adam tarafından tacize uğradı. Adamın aniden arkasında belirmesi ve beklenmedik saldırısı, Nicole’ü şok etti. Saldırgan olay yerinden kaçtı. Nicole ise polise başvurma konusunda tereddüt etti; çünkü saldırı, yasal anlamda bir tecavüz olarak değerlendirilmeyebilirdi.
Bu örnek istisnai değil. Çoğu saldırı, tanıdık biri tarafından, ev içinde yaşanıyor. Ve mağdurlar yardım istemekte zorlanıyor.
Cinsiyete dayalı şiddet: Toplumsal bir gerçeklik
2024’te İsviçre’de cinsel dokunulmazlığa karşı yaklaşık 10.000 suç kayıtlara geçti. Ancak uzmanlara göre karanlıkta kalan vaka sayısı çok daha fazla. Gerçek bir değişim ancak toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla, önleyici adımların güçlendirilmesiyle ve siyasi kararlılıkla mümkün.
Europarat’tan uyarı
İsviçre, 2022 yılında Avrupa Konseyi tarafından İstanbul Sözleşmesi’ni yetersiz uyguladığı gerekçesiyle eleştirildi. Ülkenin federal yapısı nedeniyle mağdurların destek ve korunmaya erişimi, yaşadıkları kantona göre değişiyor. Ulusal bir strateji halen eksik.
İyi örnekler: İspanya ve İsveç
İspanya, 2004’te kabul ettiği yasa ile örnek bir ülke haline geldi. Bu yasa sayesinde özel savcılıklar, ülke çapında destek ağları ve zorunlu eğitimler oluşturuldu. İsveç ise “Sadece evet, evettir” ilkesini yasal zemine taşıyarak ciddi bir zihniyet dönüşümü sağladı.
Sistemsel başarısızlık
İsviçre’de şikâyet eden kadınların çoğu, ikinci bir travma daha yaşıyor. Polis şikâyetleri yeterince ciddiye almıyor, davalar düşüyor ya da failler beraat ediyor. Cinsel saldırılarda ceza alma oranının düşüklüğü, fail için değil, mağdur için bir mesaj: “Uğraşmaya değmez.”
Sessiz kalmak korumaz
Nicole, yaşadığı travmanın ardından terapiye başladı ve feminist özsavunma eğitimi aldı. “İlk defa kendimi ciddiye aldım,” diyor. Kadınlar genellikle yalnız olduklarını düşünür, yaşadıklarını küçümser ya da sessiz kalmayı seçer. Ancak sessizlik, yalnızca failleri korur.