
ETH Zürih’e bağlı Askeri Akademi (MILAK) tarafından yapılan “Sicherheitsstudie 2025” (Güvenlik Araştırması) çalışmasına göre 18–34 yaş arası gençlerin %71’i ordunun gerekli olduğu görüşünde. Bu oran, Ukrayna-Rusya savaşından önce %60 seviyesindeydi. Araştırmanın başındaki isimlerden Prof. Tibor Szvircsev Tresch, gençlerin güvenlik konularında eskisine göre daha bilinçli olduğunu, ancak askeri hizmete katılım konusunda aynı oranda bir artış olmadığını belirtiyor.
Araştırmaya göre:
- %90’ı “iyi eğitilmiş” bir ordu isterken,
- %74’ü “tam donanımlı” bir orduya destek veriyor,
- Ancak zorunlu askerlik hizmeti konusunda desteğin %69’da sabit kaldığı görülüyor.
İronik şekilde, orduya duyulan güven artsa da gençlerin önemli bir kısmı aktif hizmetten uzak durmayı tercih ediyor. “Ja, aber ohne mich” (Evet, ama bensiz) ifadesiyle özetlenen bu yaklaşım, İsviçre ordusunun personel açığı ile mücadele etmesini zorlaştırıyor. Bu durum, siyasi arenada zorunlu askerlik sisteminde reform ihtiyacını gündeme taşıyor.
Zorunlu askerlikte cinsiyet eşitliği tartışması da öne çıkıyor. Kadınlar için de zorunlu hizmet isteyenlerin oranı %47’ye yükselmiş durumda. Ancak gençler daha esnek, bireysel tercihlere dayanan hizmet modellerine yöneliyor.
Prof. Szvircsev Tresch’e göre, gençler sadece “anlamlı bir katkı” yapmak istiyor. Ordunun sunduğu yapının bireysel özgürlüklerle çelişmesi, Z kuşağının bu yapıya mesafeli yaklaşmasına neden oluyor. Askerlik yerine sivil hizmeti tercih edenlerin oranı da artış eğiliminde.
İsviçre’deki askeri otoriteler, bu eğilimin gelecekte ordu yapısında yapısal değişikliklere yol açabileceğini belirtiyor. Gençlerin orduyu desteklemesi, ancak aktif katılımdan kaçınmaları, önümüzdeki yıllarda zorunlu askerlik ve gönüllü hizmet sistemlerinin yeniden şekillenmesini gündeme getirebilir.