
Finma’dan uyarı: ipotek kredilerinde riskler göz ardı ediliyor
Finma, bankaların ipotek kredisi verirken karar alma alanlarını gereğinden fazla kullandıklarını ifade etti. Denetim kurumuna göre, kurum içi politikalarında borç geri ödeme (tragbarkeitskriterien) kriterleri çok gevşek belirleniyor. Dahası, bankalar sıklıkla bu kendi belirledikleri kriterlerin dışında da yüksek oranlarda finansman sağlıyor – yani “policy exception” adı verilen uygulamalar yaygınlaşıyor.
Ayrıca gayrimenkul değerlemesinde de benzer bir gevşeklik dikkat çekiyor. Özellikle getiri sağlayan emlaklar (renditeliegenschaften) için daha düşük sermaye oranlarının kullanılması, değerlemelerdeki güvenliği zayıflatıyor. Finma bu bağlamda, sektörün kendi kendine oluşturduğu düzenlemeleri “denetimsel asgari standart” olarak kabul ettiğini, ancak bankaların bu standartları iç politikalarında gerektiğinde daha da sıkılaştırması gerektiğini vurguladı.
Reputasyon riski de büyüyor
Finma yalnızca finansal risklere değil, itibar risklerine de dikkat çekti. Bankaların, kredi verdikleri müşterilerle ilgili olası reputasyon risklerini sistematik bir şekilde tespit etmeleri ve bu risklerin uzmanlarca şeffaf bir biçimde anlaşılabilir olmasını sağlamaları gerekiyor.
Kurallara uymak yetmez, risk bazlı iç denetim de şart
Finma, yalnızca sektörün kendi düzenlemelerine (Selbstregulierung) uymanın yeterli olmayacağını belirtiyor. Bankaların ayrıca, kredi türlerine göre özel risklere uygun iç düzenlemeler yapması gerektiği hatırlatılıyor. Getiri amaçlı taşınmazlar için daha düşük ipotek oranları belirlenmeli, geri ödeme koşulları (amortisation) ise daha sıkı tutulmalı.
Bu bulgular, Finma’nın 2024 yılı boyunca 27 banka ve 18 sigorta şirketi ile yürüttüğü kapsamlı anket çalışması ve 6 saha denetimine dayanıyor. Ayrıca 13 bankada ipotek stres testleri gerçekleştirildiği bildiriliyor.