
Vergi karşılığı oturum izni: Kimler faydalanıyor?
2008’den bu yana yürürlükte olan düzenlemeye göre, kantonlar “önemli kamu yararı” gördükleri durumlarda, yabancı ülke vatandaşlarına vergi karşılığında B tipi oturma izni verebiliyor. Bu izin, başvuru sahibinin İsviçre’de yılda en az altı ay yaşamasını ve ülkede herhangi bir gelir getirici faaliyette bulunmamasını şart koşuyor. Ancak bu kişiler, İsviçre’de yaşamaya devam ederken aynı zamanda Schengen bölgesinde serbestçe seyahat edebiliyor.
2020 yılında Batı İsviçre kanalı RTS’nin yaptığı bir araştırmaya göre, 2008’den bu yana bu istisnai uygulamadan toplamda 653 kişi faydalandı. Başvuru yapanların yaklaşık %30’unu Rus vatandaşları, kalan kısmını ise Çin, Türkiye, Ukrayna ve Körfez ülkelerinden gelen zenginler oluşturuyor.
Yıllık 146.000 ila 415.000 frank arası vergi
Bu özel izni almak isteyenler kantonlara göre değişen miktarlarda sabit vergi ödüyor. RTS'nin "Mise au Point" programına göre, 2020 itibarıyla bazı Fransızca konuşulan kantonlardaki yıllık vergi tutarları şöyle:
- Jura: en az 146.816 CHF
- Neuchâtel: 190.000 CHF
- Freiburg: 209.000 CHF
- Valais: 287.882 CHF
- Cenevre: 312.522 CHF
- Vaud: 415.000 CHF
Cenevre, 2015’ten itibaren en fazla “altın vize” izni veren kanton oldu (58 izin), ardından Vaud (24) ve Valais (16) geliyor.
Ülke genelinde 2018 sonu itibarıyla toplam 4.557 kişi sabit vergilendirme (forfait fiscal) kapsamındaydı ve bu sistem yıllık 821 milyon frank vergi geliri sağladı. 2014-2018 arasında bu gelirlerde 100 milyon franklık bir artış yaşandı.
Pandemiyle birlikte ilgi arttı
Covid-19 pandemisi ve küresel sağlık sistemlerinin zayıflığı, birçok milyarderi İsviçre'ye yönlendirdi. Zürihli avukat Enzo Caputo’ya göre, İsviçre "dünyanın Rolls-Royce’u" olarak görülüyor: "Zengin yabancılar belirsizlikten kaçmak ve kaliteli bir sağlık sistemine sahip bir ülkede 'B planı' oluşturmak istiyor."
Eleştiriler artıyor: 'Para kriter olmamalı'
Yeşiller Partisi Ulusal Meclis Üyesi Balthasar Glättli, altın vize uygulamasına karşı ikinci kez girişimde bulundu. Glättli, bu vizenin özellikle otoriter rejimlerle ilişkili kişilere kapı araladığını savunarak, “Çin ve Rusya’da rejimin izni olmadan zenginleşmek mümkün değil” dedi. Aynı zamanda, bu uygulamanın hukukun eşitliği ilkesine de aykırı olduğunu vurguladı.
Transparency International İsviçre Direktörü Martin Hilti de, “Kişilerin oturum izni almasının kriteri para değil, ülkeyle kurdukları bağ olmalı,” diyerek düzenlemeyi etik açıdan sorunlu bulduğunu dile getirdi.
Bazı partiler savunuyor: Ekonomiye katkı önemli
SVP Ulusal Meclis Üyesi Barbara Steinemann ise, uygulamanın kaldırılmasına karşı. “SVP göçün tamamına karşı değil. Biz topluma ve ekonomiye katkı sağlayan göçü destekliyoruz. Bu kişiler de tam olarak bunu yapıyor,” diyerek, altın vizeyi savundu.
Mevcut yasal zemin ve belirsizlikler
Uygulamanın yasal dayanağı, 2008 tarihli Yabancılar ve Entegrasyon Yasası'nda yer alan “önemli kamu yararı” ifadesine dayanıyor. Ancak bu ifadenin tanımı net değil ve kantonların inisiyatifine bırakılmış durumda. Merkez Parti Başkanı Gerhard Pfister, bu tanımın sınırlarının netleştirilmesini istiyor: “Sadece varlıklı olduğu için bir kişiye izin verilmesi kamu yararına girmez.”
Siyasi mücadele sürüyor
Glättli’nin bu sefer daha geniş bir destek bulma ihtimali yüksek. Özellikle Merkez Parti içinde de bu konuya dair eleştirel seslerin yükselmesi, "altın vize" tartışmasının İsviçre parlamentosunda yeni bir boyuta taşınabileceğini gösteriyor.