
Uzmanlara göre İsviçre, tarafsız konumu sayesinde hem Batı ülkeleri hem de Rusya tarafından kabul edilebilir bir arabulucu olarak görülüyor. Orta Partisi’nden Ständerat Daniel Fässler, “Rusya, İsviçre’yi AB yaptırımlarını uyguladığı için eleştiriyor ama yine de diplomatik bir aktör olarak kabul ediyor” diyor.
AGIT, bugün hâlâ ABD, Avrupa ülkeleri ve Rusya’nın aynı masa etrafında oturduğu tek platform. Bu nedenle, İsviçre’nin görevi kolay değil. 57 üye ülkenin bulunduğu örgütte kararların oybirliğiyle alınması gerekiyor; bu da süreci sık sık kilitliyor.
Amaç: Diyalog ve Gerilimi Azaltmak
Fässler’e göre AGIT’in rolü küçümsenmemeli: “Bu platform, yeni çatışmaların çıkmasını önlemek ve mevcut krizlerde diyalog kanallarını açık tutmak için önemli.”
Örneğin, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerginlikte AGIT’in devreye girmesi, çatışmanın büyümesini engelledi.
“Tarafsız bir ülke daha fazla güven verir”
SP Ulusal Konseyi üyesi Claudia Friedl, İsviçre’nin diplomasi geleneğine vurgu yapıyor: “Böylesine çalkantılı bir dönemde, tarafsız bir ülke diğerlerinden daha fazla güven uyandırır.”
Ancak Friedl, AGIT’in iç sorunlarına da dikkat çekiyor. Kurum içinde finansman anlaşmazlıkları ve karar alma zorlukları yaşandığını belirterek, “Bu koşullarda küçük ilerlemeler bile büyük başarı sayılır” diyor.
İsviçre’nin 2026’daki AGIT başkanlığı, büyük siyasi atılımlardan çok, küçük ama anlamlı adımlar atabilme başarısıyla değerlendirilecek.







