
İsviçre’de işsizlik sigortası kapsamında uygulanan yaptırımlar (sanktionen), iş arayanların davranışlarını şekillendirmede önemli bir araç olarak kullanılıyor. Araştırma, ilk kez çevrimiçi başvuru platformu Job-Room verileriyle desteklenerek, yaptırımların hem kısa hem uzun vadeli etkilerini ayrıntılı şekilde ortaya koyuyor.
Hafif yaptırımlar davranışları olumlu etkiliyor
İsviçre’de işsizlik dönemlerinin yaklaşık üçte biri en az bir yaptırımla sonuçlanıyor. 2009–2022 döneminde analiz edilen 3,9 milyon işsizlik kaydına göre, yaptırımların yüzde 70’i “hafif” düzeyde olup, genellikle yetersiz başvuru çabası nedeniyle uygulanıyor. Özellikle işsizlik başlamadan önceki başvuru eksiklikleri bu kategoride değerlendiriliyor.
Yapılan analiz, hafif yaptırımların uygulandığı kişilerin iş arama motivasyonunun önemli ölçüde arttığını gösteriyor. Yaptırımın ardından başvuru sayısında ciddi bir artış gözlemleniyor ve bu durum ortalama işsizlik süresinde 15 güne kadar kısalmaya yol açıyor. Ayrıca iş ilanlarına tıklama sayılarında da kısa vadeli artış yaşanıyor. Bu veriler, yaptırımların erken evrede uygulandığında etkili olabileceğini ortaya koyuyor.
Ağır yaptırımlar iş gücü piyasasına dönüşü geciktirebilir
Buna karşın, ağır yaptırımlar – özellikle kişinin kendi kusuruyla işsiz kalması veya uygun işi reddetmesi durumlarında – işsizlik süresini kısaltmak bir yana, uzatabiliyor. Ayrıca bu tür yaptırımlar uygulanan bireylerin gelecekteki gelirlerinde ve istihdam oranlarında anlamlı düşüşler gözlemleniyor.
Araştırmaya göre, işsizlikten sonraki üç yıl boyunca bu kişilerin ortalama aylık geliri yüzde 0.6 ila 1.8 oranında daha düşük kalıyor. Ayrıca istihdam oranlarında da yüzde 0.5 ila 0.8 arasında azalma görülüyor. Özellikle üst üste birden fazla yaptırım uygulanan bireyler bu olumsuz etkilerden daha çok etkileniyor.
Yaptırımların kamu bütçesine etkisi ve etik sorular
Ekonomik açıdan bakıldığında yaptırımlar kısa vadede kamu bütçesine yükü azaltıyor; çünkü işsizlik ödemeleri daha erken sonlandırılıyor. Ancak uzun vadede düşük gelirli ve istikrarsız işlerde çalışmak zorunda kalan bireyler açısından daha maliyetli sonuçlar doğurabiliyor. Bu da kamu politikalarında “anlık tasarruf mu, uzun vadeli istihdam güvenliği mi?” sorusunu gündeme getiriyor.
Araştırma ekibinin vardığı en önemli sonuçlardan biri, hafif yaptırımların özellikle işsizlik öncesindeki ihlallerde olumlu etki sağladığı ve uzun vadeli zarar yaratmadığı yönünde. Ancak ağır yaptırımların hem birey hem sistem açısından olumsuz sonuçlar doğurabileceği vurgulanıyor. Bu nedenle, yaptırım politikalarının yeniden değerlendirilmesi ve sosyal entegrasyon hedefleriyle uyumlu hale getirilmesi öneriliyor.