
Köln’de yaşayan genç biyokimyager Nike Bahlmann, İsviçre’yi “kalbinin memleketi” olarak gördüğünü söylüyor: “İsviçre ile gurur duyuyorum. Biz çok dilli, yenilikçi ve çeşitliliğiyle yaşayan bir ülkeyiz.” Ancak bu duygusal bağlılık, İsviçre’deki siyasetçiler tarafından her zaman paylaşılmıyor.
Tasarruf politikaları, İsviçre okullarını yurtdışında ve swissinfo.ch gibi iletişim platformlarını da vuruyor. Bu durum, Yurtdışı İsviçreliler Organizasyonu (ASO) Başkanı Filippo Lombardi’yi kaygılandırıyor: “850 bin yurtdışında yaşayan İsviçreli, küçük birer elçi olarak ülkemizi dünyada tanıtıyor. Böyle bir dönemde bu bağları zayıflatmak çok yanlış olur.”
Öte yandan bazı siyasetçiler, yurtdışındaki İsviçrelilerin AHV (emeklilik) ve çocuk yardımlarından yararlanmalarının adil olup olmadığını sorguluyor. Bangkok’ta yaşayan emekli Josef Schnyder buna karşı çıkıyor: “AHV’yi zaten ödediklerimiz sayesinde alıyoruz. Ayrıca biz İsviçre’de yaşlanmadığımız için ülkemizin bakım evlerini de hiç kullanmıyoruz. Aslında sistemi rahatlatıyoruz.”
Bern’deki toplantıda delegeler, yurtdışındaki İsviçrelilerin İsviçre için yük değil, değer olduğu mesajını siyasete daha güçlü aktarmak gerektiği konusunda birleşti. Ancak “Beşinci İsviçre”nin sevgisinin karşılık bulması için çokça ikna çabasına ihtiyaç olduğu da ortada.