Federal Konsey tarafından Çarşamba günü yayınlanan bir raporda; genç bir mülteci kadının konaklama merkezindeki bir sosyal hizmet personelinden korktuğu, adamın sürekli rahatsızlık verici boyutta vücut teması aradığı ve kadının kendisini nasıl koruyacağını bilmediği yazıyor.
Bir diğer örnek olarak, mülteci bir kadının aile hekimine gitmeyi reddettiğini ve sebebinin ise, kadının rahatsızlığını dahi tarif etmeden doktorun kendisine soyunmasını söylemesinden duyduğu rahatsızlık olarak belirtiliyor.
Raporda örnek olarak verilen yaşanmış olayları, araştırmanın yazarlarına bir kadın psikiyatristin anlattığına da yer veriliyor. Yazarların, cinsel tacizin birçok iltica merkezindeki günlük yaşamın bir parçası olduğu sonucuna vardığı rapor, Federal Konsey adına İsviçre İnsan Hakları Yetkinlik Merkezi tarafından oluşturuldu.
Araştırma, sadece oda arkadaşları tarafından değil aynı zamanda bakıcılar, sağlık personeli ve dış kişiler tarafından da saldırı ve şiddete uğrayan kadınların vakalarını ortaya çıkardı. Belirtildiği üzere, birçok mülteci kadının konaklama merkezlerini güvenli alanlar olarak görmediği sonucuna varıldı.
Bazı kadınların, özellikle de anavatanlarında veya kaçış yollarında şiddete maruz kalmış olanların, kendilerini tehdit altında hissettikleri belirtildi. Federal Konsey, raporu Ulusal Konsey'den aldığı görev sonucu oluşturdu. Yvonne Feri tarafından (SP) 2017'de sunulan, İsviçre'deki mülteci kadınların durumunun kapsamlı bir analizini talep eden bir girişim kabul edilmişti.
Feri dün yaptığı açıklamada, çeşitli kadın kuruluşlarının kendisine defalarca mülteci konaklama merkezlerinde yaşanan şiddetle ilgili başvurduklarını dile getirdi. Federal Konsey, İnsan Hakları Yetkinlik Merkezi'ni yalnızca kanton mülteci konaklama merkezlerini araştırmakla görevlendirdi. Federal merkezlere yönelik araştırmayı ise sorumlu Devlet Göç Sekreteryası (SEM) gerçekleştirdi. SEM'e ait olan ikinci raporda benzer şikayetler hakkında herhangi bir bilgi bulunmuyor.
Raporda, federal merkezlerin genelde iyi bir durumda olduğuna değiniliyor. Sem, daha fazla güvenlik önlemi olarak konaklama merkezlerindeki tüm yatak odalarının içeriden kilitlenebilmesi için zorunlu olarak kapatma düğmelerinin takılmasını önerirken, sıhhi tesislere giden yolların aydınlatmasının iyileştirilmesini de tavsiye etti.
Federal Konsey Çarşamba günü yaptığı açıklamada, iyileştirme önerilerinin mevcut mali kaynaklar dahilinde uygulanabileceğini söyledi. Terre des Femmes İsviçre organizasyonundan Simone Eggler, SEM'in raporuna katılmadığını, kadınların federal konaklama merkezlerinde de kendilerini güvende hissetmediklerini vurguladı.
Eggler, mülteci kadınlardan - kantonal veya federal merkezlerde yaşadıklarına bakılmaksızın - aynı geri bildirimi aldıklarını belirtti. İçerden kilitlenebilir düğmeli kapı kollarını takmanın kesinlikle çok önemli olduğunu söyleyen Eggler, bu önlemin tek başına yeterli olmadığını, mülteci kontaklama merkezlerindeki kadınların güvenlik sorununun çok daha büyük olduğunu söyledi.
Terre des Femmes de 2014 yılında sığınma evindeki kadınların durumu hakkında bir rapor yayınlamıştı. İnsan Hakları Yetkinlik Merkezi, Çarşamba günü yayınlanan raporunda kaynak yetersizliği nedeniyle yalnızca denetçiler, sağlık personeli ve profesyonellerle konuşabilmişken, Terre des Femmes kendi raporu icin mülteci kadınlarla da röportaj yapmıştı.
2014´de yayınlanan rapordaki bir mülteci kadının, geceleri tuvalete gitmeye cesaret edemediği için odasına bir kavanoz aldığına yer verilmişti. İsviçre iltica merkezindeki sığınmacı kadınlara yönelik şiddetle ilgili sorunlardan biri de erkek personelin baskınlığı. Araştırma kapsamında kontrol edilen konaklama merkezlerinin hiçbirinde sistematik bir şekilde başvurulabilinecek bir kadın personelin bulunmadığı belirtilirken, merkezlerde çalışan erkeklerin sayısının - iltica edenlerin üçte birinin kadın olmasına rağmen - tüm alanlarda ağırlıklı olduğuna değinildi.
Terre des Femmes yetkilisi Simone Eggler, kadın personele erişimin eksik olmasının ne tür sonuçlar doğurabileceğini verdiği bir örnekle gözler önüne serdi. Mülteci bir kadına birkaç yıl önce kanton iltica konaklama merkezinde tecavüz edildiğini söyleyen Eggler, sonrasında durumu fiziksel ve zihinsel olarak kötüleşen kadının bu nedenle erkek bir tercüman varlığında erkek bir doktor tarafından muayene edildiğini ve kadının erkeklerle açılamaması sonucunda uğradığı tecavüzü sakladığını belirtti.
Rapora göre kadının hamile olduğu gebeliğin 12. haftasından sonra tespit edilirken, tecavüz de ancak o zaman gün ışığına çıktı. İnsan Hakları Yetkinlik Merkezi raporu, İsviçre iltica konaklama merkezlerinde çok az sayıda kadın tercümanın bulunduğuna da dikkat çekiyor.
Bunun eksikliğin bir sonucu olarak kadınların, hamilelik ve hastalıklarda tedavi imkanları gibi konularda yeterince bilgilendirilmediği belirtilirken, kürtaj gibi bazı durumlarda müdahalelerin, onay beyanı olmadan gerçekleştirildiği vurgulandı.