Bu girişimin kabul edilmesi, AB ile olan serbest dolaşım anlaşmasının sona ermesi anlamına gelebilir. Eğer 2050 öncesinde ülkede 9,5 milyon insan yaşıyorsa, Federal Konsey ve Parlamento, sığınmacılara verilen yerleşim izinlerini durdurmak ve vatandaşlık verilmemesi gibi önlemleri almak zorunda kalacak. Ayrıca, aile birleşimi de kısıtlanacak.
İsviçre, uluslararası anlaşmaları, nüfus artışına yol açmamaları için yeniden müzakere etmek zorunda kalabilir. Bu önlemlerin yeterli olmaması durumunda, İsviçre'nin son çare olarak AB ile serbest dolaşım anlaşmasını feshetmesi gerekebilir.
SVP'ye göre, bu girişim, göç kaynaklı sorunlara bir cevap niteliğinde. Ülkede yaşayan birçok insanı etkileyen konut sıkıntısı, artan kiralar, trafik sıkışıklıkları, kalabalık trenler ve otobüsler, suç oranındaki artış, durgun maaşlar, elektrik sıkıntısı, artan sağlık sigortası primleri, borçlu sosyal güvenlik kurumları ve okullardaki düşen eğitim standartları gibi sorunlara dikkat çekiliyor.
SVP'nin bu girişimi, ayrıca İsviçre'nin benzersiz doğasını ve yüksek yaşam kalitesini korumayı amaçlıyor. 2023 itibarıyla İsviçre'de 9 milyon kişi yaşıyor ve SVP, ülkenin aşırı göç nedeniyle zorluklarla karşılaştığını belirtiyor.
SVP, 2014'te halk ve kantonlar tarafından kabul edilen Göçmenlik Girişimi'ni güçlendirmek amacıyla bu yeni girişimi başlattı. Ancak, diğer partiler bu girişimin Anayasa'da yer alan 121a maddesini uygulamayı reddetti. 2020'de sınırlama girişimi ise halk oylamasında başarısız oldu ve AB ile serbest dolaşım anlaşmasının feshedilmesi talebi reddedildi.