Federal İstatistik Ofisi'nin son verileri, bu disiplinlerdeki düşüşü teyit ederken, üniversiteler durumun tamamen karamsar olmadığını vurguluyor.
Bern Üniversitesi, Felsefe ve Tarih Fakültesi'nde öğrenci sayısının 2013'ten 2022'ye %23 azaldığını belirtiyor. Alman Dili ve Edebiyatı, Tarih ve Sanat Tarihi gibi ana dallarda önemli düşüşler yaşanırken, Arkeoloji ve Felsefe gibi alanlarda öğrenci sayıları nispeten durağan kalmış. Ancak üniversite, özellikle Tarih ve Alman Dili ve Edebiyatı alanlarında yeni kayıtlarda sonbahar döneminde %60'a varan artışlar olduğunu bildiriyor, bu da bir yeniden canlanmanın sinyallerini veriyor.
Zürih Üniversitesi de sosyal bilimlerin ilgi çekiciliğinde bir düşüş olduğuna dair genelleme yapılmasına karşı çıkıyor. Fakülte Dekanı Katharina Michaelowa, bazı alanlarda azalmalar yaşansa da, öğrencilerin artık daha fazla seçeneğe sahip olduğunu ve bu çeşitliliğin ekonomi tarafından arzulandığını belirtiyor. Dil bilimcilerin yapay zeka ve tıp alanlarında, özellikle demans araştırmalarında, giderek daha fazla talep gördüğüne dikkat çekiliyor.
Bu değişimler, sosyal bilimlerdeki öğrenci sayılarının azalmasının, bu alanların ilgisini ve değerini tamamen kaybettiği anlamına gelmediğini gösteriyor. Aksine, öğrencilerin ilgi alanlarının ve kariyer hedeflerinin çeşitlenmesiyle birlikte, sosyal bilimler de kendini yeniden şekillendiriyor ve toplumun değişen ihtiyaçlarına yanıt vermeye çalışıyor.