İlk kez Şubat ayında görülmeye başlanan Korona salgınına İsviçre Hükümeti hemen tepki vermiş ve Mart ayında Olağanüstü hal ilan edilerek tedbirler arttırılmıştı. Alınan bu önlemlerin ardından yaklaşık 3 aylık bir süre içinde başarı sağlanarak normalleşme yaşanmıştı.
Ancak Ekim ayında yeniden başlayan salgının ikinci dalgası için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Daha yüksek rakamlara ulaşan Korona sayısına rağmen hükümetin olağanüstü hal ilan etmemesi ve etkili önlemler almaması sağlık çalışanları ve ekonomi çevreleri tarafından eleştirilmeye devam ediyor.
Sorumluluk kanton yönetimlerinde
İkinci dalga ile sürdürülen mücadelede sorumluluğu daha çok kanton yönetimlerine bırakan hükümet üyelerine göre artık virüsün nasıl hareket ettiği biliniyor ve mücadelede daha tecrübeli sağlık personeli görev alıyor.
Yaşanan ikinci dalgada daha çok kişinin enfeksiyona yakalanmasına rağmen tedavide başarı oranının yüksek olması ve ölüm oranının düşük kalması nedeniyle hükümet daha sert önlemler almaktan uzak duruyor. Her şeye rağmen hükümetin bu tavrı gerek sağlık çalışanları gerekse de ekonomi çevreleri tarafından sert eleştirilere maruz kalıyor.
İkinci dalganın başladığı ilk haftalarda Kanton Sağlık Müdürleri Birliği tarafından açıklama yapılmış ve federal hükümetin acilen tüm İsviçre`de geçerli olacak eylem planı üzerinde çalışması istenmişti. Bu açıklamanın ardından kanton yönetimleriyle sık sık bir araya gelip toplantılar yapan hükümet üyeleri, konuyu her kantonun kendi içinde değerlendirmesi gerektiğini çünkü salgının kantonlara göre değişkenlik gösterdiğini belirttiler.
Batı İsviçre`de bulunan kantonların çoğu olağanüstü hal ilan etti
İsviçre`nin salgından en çok etkilenen Fransızca konuşulan kantonları sırasıyla olağanüstü hal ilan edip, mağazaları ve restorantları kapattıklarını, yalnızca gıda alışverişi yapılan marketlerin ve sağlık hizmeti veren kurumların açık kalacağını duyurdular. Gazetemizin baskıya girdiği günlerde olağanüstü hal ilan eden bu kantonlarda korona sayısının hala yükseldiği görülmekteydi.
Henüz olağanüstü hal ilan etmeyen diğer büyük kantonlar şimdilik büyük etkinlikleri yasaklayıp, kalabalık toplantılara sınırlandırma getirme ve halka açık olan yerlerde maske kullanımının zorunlu olması gibi kuralları uyguluyorlar.
Ancak gelinen noktada alınan bu tedbirlerin sayıları aşağı çekmesi zor görünüyor. Kasım ayı başında 10 binlerin üzerine çıkan ve daha sonra 6 binli rakamlara inen enfeksiyon sayısının azaltılması için daha sert tedbirlerin alınması gerektiği vurgulanıyor.
İktisatçılardan hükümete açık mektup
İsviçre genelinde çeşitli kantonlarda faaliyet gösteren 60 uzman iktisatçıdan hükümete açık mektup başlığıyla yapılan basın bildirisinde, hükümet üyeleri daha sert tedbirler almaya davet edildi. Yapılan açıklamada ekonomi ve sağlık arasında hiçbir dengenin olmadığını belirten iktisatçılar; ne kadar zor olursa olsun, İsviçre'nin salgından daha fazla zarar görmemesi için, kapsamlı bir mali destek programıyla birlikte ikinci bir olağanüstü hale ihtiyacı olduğu aktarıldı.
Olağanüstü halin yapısı ve kapsamının sağlık çalışanlarıyla yakın koordinasyon içinde kararlaştırılmasını öneren iktisatçılar, şayet virüs hızlı yayılıyorsa, iyi organize edilmiş olağanüstü halin toplam maliyet olarak, mevcut durumdan daha az olacağını vurguluyorlar.
İsviçre Covid-19 Bilim Kurulu da gelişmelerden rahatsız
Bilim Kurulu üyeleri de bir açıklama yaparak Federal Hükümet’in 28 Ekim`de almış olduğu tedbirlerin vaka sayısını düşürmeye yetmediğini, hükümetin acilen önlemleri artırması ve ülke genelinde restorant-bar, tiyatro, müze, spor salonları ile gıda haricinde satış yapan tüm dükkan ve mağazaların kapatılmasını tavsiye etti.