İsviçre Dışişleri Bakanlığı (EDA), resmi sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı açıklamada, konferansın uluslararası hukukun korunması ve sivillerin güvenliğinin sağlanmasına odaklanacağını belirtti. Gazze Şeridi'nde derhal bir ateşkesin sağlanması, insani yardımların hızlı ve güvenli bir şekilde ulaştırılması ve esirlerin serbest bırakılmasının konferansın öncelikli gündem maddeleri arasında olduğu ifade edildi.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarından 12 ay içinde çekilmesini talep eden bir kararı 124 oyla kabul etti. İsviçre ise 42 ülkeyle birlikte oylamada çekimser kaldı. İsrail, ABD ve 12 diğer ülke karara karşı oy kullandı. Çekimser kalma kararını gerekçelendiren EDA, İsrail'in güvenliği konusunda önemli ayrıntıların eksik olduğunu vurguladı. İsviçre, bu konuda Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) daha önce verdiği kararla uyumlu bir yaklaşım benimsemeyi tercih ettiğini açıkladı.
Temmuz ayında Uluslararası Adalet Divanı, BM'nin talebi üzerine hazırladığı raporda, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki varlığının uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve bu durumun bir an önce sona erdirilmesi gerektiğini hükme bağlamıştı. BM Genel Kurulu'nun bu son kararı, UAD'nin kararına dayanıyor ve İsrail'e yönelik işgalin sonlandırılması yönünde daha fazla baskı uygulamayı amaçlıyor.
İsviçre, daha önce de Cenevre Konvansiyonu tarafları arasında Ortadoğu'daki duruma ilişkin üç toplantıya ev sahipliği yapmıştı. Son olarak, Nisan 2024'te Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin İsviçre'den böyle bir toplantı düzenlemesini talep etmesinin ardından, İsviçre konuyu derinlemesine incelemeye başladı. Palästinli yetkililer, ilk kez bir karar taslağı hazırlayarak BM Genel Kurulu'na sundu. İsviçre de bu girişim doğrultusunda toplantıyı organize etme sürecini hızlandırdı.
İsrail, BM Genel Kurulu'nun kararına sert tepki gösterdi. İsrail’in BM Büyükelçisi, bu tür kararları "diplomatik terörizm" olarak nitelendirerek, bu tür girişimlerin İsrail'in güvenliğini tehlikeye attığını savundu. Ayrıca, İsrail tarafı bu adımların Ortadoğu barış sürecini daha da karmaşık hale getireceğini öne sürdü.
BM'ye bağlı bağımsız uzmanlar, ülkeleri Uluslararası Adalet Divanı’nın kararına uymaya ve İsrail işgalini destekleyen tüm siyasi ve ekonomik ilişkileri yeniden gözden geçirmeye davet etti. Uzmanlar ayrıca, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarındaki varlığını destekleyen kişi ve şirketlere yönelik yaptırımlar ve silah ambargosu çağrısında bulundu.
İsviçre'nin bu diplomatik hamlesi, Ortadoğu’daki İsrail-Filistin çatışmasına çözüm bulma çabalarına yönelik önemli bir adım olarak görülüyor. Ancak, bu girişimin uluslararası arenada nasıl yankı bulacağı ve İsrail ile diğer aktörlerin tepkilerinin nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.