İsviçre, on yıllardır göçle şekillenen ve zamanla yeni gelenlerin entegrasyonunu geliştirmek için önemli fikirler üreten bir ülke. Geniş yelpaze, yabancı öğrenci oranı yüksek okullara fon sağlamaktan mülteciler için özel programlara kadar birçok yardımı kapsıyor.
Ancak hükümet buna rağmen İsviçre'ye iltica yolu ile gelmeyen, ebeveynlerinin veya eşlerinin yanına aile birleşimi yoluyla gelen ve
İsviçre´ye kalıcı bir şekilde yerleşen gençleri ve genç yetişkin göçmenleri bir şekilde gözden kaçırdı. Geldiklerinde 16 ila 24 yaş arasında olan genç göçmenler, genellikle aile birleşimi yoluyla oturum iznine sahip oluyorlar.
Bu kişiler yabancı bir dilin konuşulduğu, eğitim sisteminin ve iş piyasasının farklı işlediği bir ülkeye gelen, ancak uzun bir süre sayısı dahi tam olarak bilinmeyen bir kesime aitler. İsviçre'nin bu grup hakkında sahip olduğu en net bilgi ise - genç mültecilerde olduğu gibi - çoğunun İsviçre’nin ana eğitim hedefinden çok uzak olduğu. Konuyla ilgili ilk kez bir çalışma yürütüldü ve araştırmanın sonucu İsviçre entegrasyon politikasında kör bir noktaya ışık tutmuş oldu.
Ulusal Konsey Üyesi ve İsviçre Sosyal Yardım Konferansı (Skos) Başkanı Christoph Eymann çalışmaya sonuçlarına atıfta bulunarak, İsviçre'nin bu konuda yapması gereken çok şey olduğunu vurguladı. Çalışma; iltica alanının dışında 2008 ile 2017 arasında her yıl 16 ila 24 yaş arası ortalama 5.000'den fazla kişinin aile birleşimi yoluyla İsviçre'ye geldiğini gösteriyor.
Bunların çoğu evlilik göçmenleri, yani aile birleşimi yoluyla ülkeye getirilen insanlar. Bunların yüzde 72'si kadın, üçte ikisi Batı Balkanlardan, yani Bosna, Kosova, Hırvatistan veya Sırbistan ve Türkiye´den geliyor. Aile birleşiminde bir diğer önemli ülke ise Portekiz. Aile birleşimi yoluyla İsviçre'ye gelen kişilerin çoğunlukla yeterli bir okul eğitiminin bulunmadığından dolayı sosyal yardım riski de büyük oluyor. Kanton Hükümetleri Konferansı Genel Sekreteri Nicole Gysin (KdK), eğitim seviyesi düşük kişilerin sayısının yüksek olmasının İsviçre kantonları için bazı endişelere yol açtığını belirtirken, bu insanların sosyal yardımlara kayma tehlikesinin de çok büyük olduğunu vurguladı.
Konuyla ilgili yapılan araştırmalar da kötü veya yetersiz eğitimin büyük bir sosyal yardım riski barındırdığını kanıtlıyor. Kantonlar bu nedenle söz konusu kişilerin İsviçre´de orta öğretime sahip olabilmeleri için İsviçre´de eğitim mecburiyetinin getirilmesini istiyorlar.
Gysin, bunun sadece sosyal yardım davalarını önlemeyle ilgili olmadığını, aynı zamanda var olan potansiyeli kullanarak kalifiye eleman yetiştirmeye de yardımcı olacağını belirtti. Söz konusu kişilerin eğitimle ilgili daha iyi bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyen Gysin, daha yoğun bir dil desteği verilmesini ve kişilerdeki potansiyelin daha iyi analiz edilmesini tavsiye ediyor.
Kantonlar, göçmenlere aynı zamanda meslek eğitimi için gerekli olan köprü eğitimin sağlanmasını da istiyor. Meslek eğitimi yapanlara burs verilmesinin de önemli olduğuna değinen Gysin, paraya ihtiyacı olan kişilerin daha fazla kazanabilmek adına meslek eğitimi almak yerine vasıfsız bir işçi olarak çalışmayı tercih ettiklerine dikkat çekiyor.
Bütün bu önlemler ve eğitimler mültecilerin entegrasyonunda olduğu gibi aile birleşimi entegrasyonunda da yüksek maliyetlere yol açacak. Hükümet ve kantonların bir süre önce mültecilerin entegrasyonu icin ayrılan bütçenin üç katına çıkarılmasına karar vermesinin ardından kantonlar hükümetten şimdi aile birleşimi entegrasyonu için de destek talep ediyor.